Atomlarımızın etrafındaki elektronlar "dokunacağımız" şeyin atomlarının etrafındaki elektronları ikisi de eksi yüklü oldukları için itiyor. Biz de bu etkileşimi hissediyoruz. Elektromanyetizmanın etki edebilmesi için temasa ihtiyaç yoktur. Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir.
İki atom birbirine yaklaştırıldıkça, orbitaller daha da fazla örtüşmeye (iç içe geçmeye) başlar. Bu örtüşme Pauli dışarlama ilkesi gereği hiç bir zaman %100 olamaz. Yani atomlar bu yaklaşımda da yine birbirine "dokunamaz".
Atomların boyutlarını biliyoruz: katı veya sıvılarda atomlar birbirine değiyor.
Atomlar bağ yaparken, elektron dizilişlerini soygazlara benzetmeye çalışırlar. Bir atomun yapabileceği bağ sayısı, sahip olduğu veya az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısına eşittir. Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir.
Atomların yörüngelerindeki elektronlar birbirlerini ittikleri için hiçbir zaman birbirine dokunmaz.
İlgili 24 soru bulundu
Doğal şartlarda elektronsuz atom yoktur. Ancak Cern'in ürettiği bir nevi 'yapay atom' olan ve proton ile elektron sahip olmayan atom bulunmaktadır.
Çünkü elektronlar çekirdeğe doğru yaklaşırken sahip oldukları enerjiyi dışarı vermek zorundadır ve bunu ışıma yaparak verirler. Yani eğer elektronlar çekirdeğe düşecek olsaydı sürekli olarak atomlardan durmaksızın süregelen bir ışıma olması ve atom elektronlarının zaman içerisinde kaybedilmesi gerekirdi.
Kuvvetler. Atom çekirdeği güçlü nükleer kuvvet tarafından bir arada tutulur. Bu kalıcı güçlü kuvvet kuarkları birbirine bağlayarak proton ve nötronların oluşmasını sağlayan güçlü etkileşimin küçük posasıdır.
İki atomun birbirine bağlanabilmesi için en dış yörüngelerindeki elektron sayısının sekizden az olması gerekiyor. Eğer bir atomun en dış yörüngesi tamamen elektronla doluysa, yani sekiz elektron bulunuyorsa, diğer atomlarla etkileşebilmesi, yani elektron paylaşarak bağ kurabilmesi mümkün olmuyor.
kimyasal bağ, atomları veya atom gruplarını belli bir uzaklıkta ve bir arada tutmaya yetecek kuvvettir ve kimyasal bağlanma sonucu, atomlardan oluşan moleküller arasında da moleküller arası bağlanma kuvvetleri ortaya çıkar. ve kovalent bağlar.
Türk Dil Kurumu, "dokunma" sözcüğünü 9 farklı şekilde tanımlamaktadır; ancak bunların hiçbiri fiziksel anlamda dokunmayı tanımlayabilecek derinliğe sahip değildir. Birinci tanıma göre iki cismin birbirine değmesi için, "aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşması, dokunması, temas etmesi" gerekmektedir.
Çünkü atomlar tek başlarına yüksek enerjili ve kararsız olduklarından dolayı enerjilerini düşürüp kararlı hale geçmek için bağ yapıyorlar. Eğer atom,ametal ise elektron alarak metal atomuyla iyonik bağ oluşturur.
Atomlar iki nedenden dolayı kararsız olurlar : Elektron alır veya kaybederse, elektriksel olarak yüklenir ve oldukça reaktif hale gelir. Bu tür elektrik yüklü atomlara iyon denir. Proton ve nötron sayısı dengesiz olduğunda da çekirdekte kararsızlık meydana gelebilir.
Çarpışabilir veya birleşebilir. Ancak bulutta oluşan kar veya yağmur taneleri, bulut içerisinde yükselme ve alçalma hareketleri yaparken genellikle elektriksel olarak yükelnirler ve aynı buluttan gelenler aynı yükle yüklenir. Bu yüzden havadayken birbirlerine elektrositatik kuvvet uygulayarak uzak kalabilirler.
Hücrelerimiz atomlardan oluşmuştur ve atomlarımız da cansızdır.
Atomun kendisi atom altı parçacıklar adı verilen üç küçük parçacıktan oluşur: protonlar, nötronlar ve elektronlar. Protonlar ve nötronlar çekirdek denilen atomun merkezini oluşturur ve elektronlar çekirdeğin üzerinde küçük bir bulutta uçarlar. Elektronlar negatif bir yük taşır ve protonlar pozitif bir yük taşır.
Kimyasal bağlar arasında en güçlü olanı, artı yüklü metal iyonları ile elektron denizinde hareket eden değerlik elektronları arasındaki çekim kuvveti nedeniyle ortaya çıkan metalik bağdır. Ardından eksi ve artı yüklü iyonların elektrostatik olarak birbirini çekmesi sonucu oluşan iyonik bağ gelir.
Atomlar arası bağlar daima güçlü bağ, molkeüller arası bağlar ise daima zayıf bağ kabul edilir.
İki atom arasındaki çekme kuvvetleri, genellikle Van der Waals kuvvetleri olarak adlandırılır. Van der Waals kuvvetleri, moleküllerin ve atomların bir arada bulunmasına neden olan en zayıf çekim kuvvetleridir.
Atomlar yok edilemezler, ancak parçalanabilirler. Atomların parçalanması, içerisindeki protonlar ve nötronlar arasındaki bağları koparmayı içeren bir işlemdir. Bu işlem genellikle nükleer reaksiyonlar sırasında gerçekleşir ve büyük miktarda enerji liberasyonu ile sonuçlanır.
Bunun sebebi Güçlü Nükleer Kuvvettir. Modern fizikte, evrende 4 temel kuvvet olduğunu biliyoruz. Nötron ve Protonlar atomun çekirdeğinde bir arada bulunur. Aynı yükte oldukları için birbirlerini itmesi gereken Protonları birbirlerine çok yakın (yaklaşık 1 femtometre) tutan kuvvet Güçlü Nükleer Kuvvettir.
Gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünelleme mikroskobu (atomik kuvvet mikroskobu) vb. ile incelenebilir. Bir atomda, çekirdeği saran negatif yüklü bir elektron bulutu vardır. Çekirdek ise pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur.
Nötr bir atom bir ya da daha fazla sayıda elektron kaybettiğinde çekirdekteki proton sayısı sabit kalırken atomun toplam elektron sayısı azalır. Bunun sonucunda atom, net yükü pozitif olan bir iyon; başka bir deyişle katyon haline gelir. Bu süreç zıt yönde de gerçekleşebilir.
(+) yükler protonun yükü olduğu için hareket etmezler.
Bir elektron, negatif elektrik yüke sahip atom altı bir parçacıktır. Bilinen hiçbir bileşeninin olmayışı sebebiyle de Evren'in temel yapıtaşı (ya da temel parçacık) olarak kabul edilir. Temel fizik, ayrıca, elektronların ölümsüz olduklarını söyler.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri