Drenaj hattı sayesinde, su kaçağı olduğunda veya yağmur suyudan dolayı bina temeline gelecek olan su drenaj boruları aracılığı ile bir kuyuya aktarılır. Bu işlem, bina inşaat halinde iken ve temel atılacağı sırada yapılmalıdır. Bina bitmişse ve kullanılıyorsa, bodrum kata bir kuyu kazılır.
Kısa vadeli olarak ele alınırsa su bina temeline zarar vermez. Ancak yer altında olduğu için bina temelinin betonu uzun süre suya maruz kalır. Uzun süre su ile temas eden beton zamanla kararmaya başlar ve çürüme söz konusu olur.
Bina Temelinden Su Çıkması
Bu uygulama temelde görülen ya da görülmeyen kaynak suyu gibi eylemlerin oluşmasında, su temele ulaşmadan drenaj boru hattına dolumu sağlanır ve oradan da bağlı olduğu rögara tahliye edilir.
Su yapıları oluşturan betonarme içerisindeki demir donatılara çok zarar vermektedir. Kolonların ve betonarme içerisindeki demirlerin su ve hava ila teması kesilmelidir. Aksi takdirde demir de oksitlenme, paslanma ve korozyon meydana gelir. Bu durum demirin çekme gücünü zayıflatır ve dayanıklılığına etki eder.
-Yumuşak zeminlerde çamur sirkülasyonu kullanılarak sondajlama yapılır. -Kayalık ve sert ortamlarda ise hava sirkülasyonu ile sondajlama yapılır. Sondajlama aşamaları; -Yapılan su etüdü sonrasında yeraltı suyu açısından en verimli olarak tespit edilen yerden delme işlemi yapılmalıdır.
İlgili 27 soru bulundu
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 2013 yılında Alo 181 Çağrı merkezini hizmete alarak vatandaşlarla birebir iletişim kurulmasını hedefledi. Bakanlığımız 2023 çevre ve şehirleşme vizyonu, yaşam kalitesini artıran, insan ve çevre prensibi çerçevesinde Alo 181 ile vatandaşa 7 gün 24 saat hizmet veriyor.
Binaların altındaki sinsi tehlike. Binaların bahçelerinde açılan kuyu suları, kontrolsüz kullanıldığında apartmanların çökmesine kadar varan risklere zemin hazırlarken, dezenfekte edilmemesi durumunda da kolera ve tifo gibi tehlikeli hastalıklara davetiye çıkarıyor.
Temel kazısı yapılırken, temelden su çıkması durumunda veya bir yerlerden su gelmesi durumunda temel kotuna indikten sonra eğimli bir kanal açılıp, içerisine mıcır doldurup (borunun etrafına) daha sonra drenaj borusunu kanala yerleştiririz.
Dere yatağı ya da doldurulmuş alanlar doğal afetlere karşı dayanıksız, sert zeminlerdeki yapılar ise daha dayanıklı kabul edilmektedir. Binanın temelinde yer altı suyu olup olmadığı da büyük önem taşır. Bu sular çekilip dışarı atılsalar da, zeminde yeniden su birikmesiyle birlikte temele zarar vermesi söz konusudur.
Malzemenin başarısızlığa uğraması, üzerine etki eden çekme, sıkıştırma, bükülme, burulma veya bu hareketlerin birleşimi gibi gerilmelerle meydana gelirse, bu durum yorulma olarak adlandırılır. Değişken gerilmelerden dolayı malzemenin iç yapısında meydana gelen değişmeler olarak da belirtilebilir.
Grobeton üzerine yapılacak olan yalıtımı sonrasında temel beton uygulaması yapılmaktadır. Temel su yalıtımında en fazla kullanılan malzemeler ise genellikle bitün membranlar ile temelde membran uygulaması yapılmaktadır. Bununla beraber sentetik örtülerde (PVC, TPO, ECB gibi) çok fazla kullanılmaktadır.
Bina temelinden su çıkıyor sorunu, zamanla ciddi hasarlara neden olabilir. Bu nedenle, sorunun en kısa sürede çözülmesi önemlidir. Profesyonel bir su tesisatçısı veya bina uzmanı ile çalışarak, bina boşluğundan su sızması sorununa etkili bir şekilde çözüm bulunabilir.
1 Haziran 2018 tarihi itibariyle yürürlükte olacak yönetmelik ile yeni yapılacak binaların toprakla temas eden temel, döşeme ve bodrum duvarlarında, çatılarında, balkon ve ıslak hacimlerinde su yalıtımı yapılması zorunlu olacak.
Kiracıların daire içinde meydana gelen su sızıntıları için herhangi bir ücret ödemesi gibi bir sorumluluğu yoktur. Daire içinde olmayan, binanın genel hattını ilgilendiren bir sorunda ise meydan gelen arızadan tüm bina sakinleri sorumludur.
Betonun suya maruz kalması ve kılcal kanallar ile içerisine sürekli su nüfuz etmesi, binaya geri dönüşü olmayan şekilde zarar verir. Suyun bu yıkıcı etkisinden betonun her zaman korunması gerekmektedir. Bu nedenle binalar su yalıtımına ihtiyaç duymaktadır.
Öncelikle bakılması gereken yerler su giderleri ve süzgeçlerdir. Su kaçağının kaynağını bulup, müdahale edemiyorsanız; tüm taş, seramik veya beton kaplama kırılmalı, eğim betonuna ulaşıp yalıtımı tekrar yapmalı ve su testinden geçtikten sonra tekrar kaplamanızı yapmanız gerekir. Bu zor ve zahmetli kır-dök yöntemidir.
Binaların sağlamlığını kontrol ettirmek için bir diğer ve güvenilir seçenek ise deprem testi yaptırmak. Belediye ve diğer kuruluşlara başvurarak bina deprem testi yaptırılabilir. Başvuru sonrası yetkililer binayı kontrol ediyor ve detaylı inceleme sonrası uzman şirketlere yönlendiriyor.
Yüksek katlı binaların depreme karşı güvensiz olduğu düşünülebilirken, uzmanlar ise 1 ve 2 katlı binalar ile 20 kat ve üzerindeki binaların depreme karşı daha güvenli olduğunu belirtti.
Deprem anlarında en üst katta oturuyorsanız binayı terk etmeye çalışmayın. Çünkü deprem sırasında hem merdivenler hem de asansör sizin için çok daha büyük tehlikedir. Üst katlar alt katlara oranla daha çok sallanır. Paniklemeyin ve sakin olun.
“Yerin kaç metre altından su çıkar?” sorusunun cevabını bulabilmek için kaynağın derinliğinin bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda yer altı suları, her bölgede farklı derinliklerde olabilmektedir. Sondaj yöntemiyle ulaşılabilen sular bazen 1000 metre, bazen ise 100 metrede çıkabilmektedir.
Betondan su sızmasını engellemek için, toprak kaldırılıp betona yalıtım yapılmalıdır. Aksi durumda su sızmasını engellemek kolay olmayacaktır. Bodrum katlarda duvardan su sızması yine topraktan kaynaklanır. Özellikle yağmurlu havalarda, toprak suya doyar ve betona sızdırır.
Su tesisatı zemindeyse ve zeminden su sızıyorsa, tüm sorumluluk üst kattaki dairede olmalıdır. Tesisatlarında yaşadıkları çatlak veya sızıntılar alt katına akıyorsa, sıhhi tesisat sahibi evin tüm hasarı onarma masraflarını karşılaması gerekir.
Sağlam yapılmış ve zemini sağlan 25 yıllık bina depreme dayanıklı olabileceği gibi zemini kötü ve kalitesiz malzemelerden yapılmış 5 yıllık bina depreme karşı dayanıklı olmayabilir. Bu tamamen değişken bir durumdur.
El ile açılan kuyular için 10 metre kıstası getirilmiş olup, bunlar için ruhsat gerekmediği belirtilmiştir. İzinsiz açılan 10 metreden derin kuyu yada sondaj işlemlerine ise mülki amir tarafından idari yaptırım uygulanmaktadır.
Sondaj kuyu fiyatları 30.000 TL'den başlayarak sondaj kuyusunun konumu ve derinliğine göre fiyat artmaktadır. İstanbul'da en fazla 50 mt. ile 200 mt. aralığında sondaj kuyusu açılmaktadır. Su kuyusu sondaj fiyatları da 30.000 TL ile 80.000 TL arasında değişmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri