Müekked sünnetleri mazeret olmadan terk etmek doğru değildir. Mazeretsiz terk edilmeleri, 'isâet' yani yanlış ve kusurlu bir davranış olur; ancak azap gerektirmez. Gayrimüekked sünnetler ise mazeret olmadan da bazen terk edilebilirler.
C1- ''Kim sünnetimi terk ederse benden değildir'' sözü hadistir. - Sünneti İNKÂR ederek terk edenler İslam dairesinden çıkarlar. Sünnet Dindendir. Dinin peygamber (sas)in diliyle yapılan uygulama ve açıklamalarının inkârı sahibini dinden çıkarır.
el Cevab: Sünnet peygamberimizin devam ettiği fiillerdir. Efendimiz Terk etmeden devam ettiyse bunlara müekked sünnetler eğer bazen terk ettiyse bunlara gayri müekked sünnetler denilir.
Alimlerin hemen hemen uzlaştıkları bir diğer konu da hiç değilse sabah ve öğle namazlarının sünnetinin terk edilmemesi gerektiğidir. Kuvvetli sünnet tabir edilen bu sünnetler sabah namazından önce kılınan 2 rekatlık sünnet, öğle veya cuma namazından önce kılınan 4 rekat namaz, öğle namazından sonra 2 rekat sünnettir.
Sünnetleri terk etmek namazı bozmaz, ancak kınamayı gerektirir.
İlgili 23 soru bulundu
Müekked sünnetleri mazeret olmadan terk etmek doğru değildir. Mazeretsiz terk edilmeleri, 'isâet' yani yanlış ve kusurlu bir davranış olur; ancak azap gerektirmez. Gayrimüekked sünnetler ise mazeret olmadan da bazen terk edilebilirler. (İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, I, 218-221; II, 170, 451-453).
Peygamberimiz (asm) ikindi namazının farzını değil, ancak sünnetlerini bazen terketmiştir; farzını terketmek haramdır. Peygamber Efendimiz (asm)'in hayatı bizim için örnektir.
Sünneti terk etmek günah değildir. Sünnetleri özürsüz olarak kılmamakta ısrar etmek, küçük günah olur. Sünnete önem vermeyen ise kâfir olur.
Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.)'in devamlı şekilde işlediği fakat nadiren terk etmiş olduğu; vacip ya da farz olmayan amellerine sünnet-i müekkede denilir.
C1- ''Kim sünnetimi terk ederse benden değildir'' sözü hadistir. - Sünneti İNKÂR ederek terk edenler İslam dairesinden çıkarlar. Sünnet Dindendir. Dinin peygamber (sas)in diliyle yapılan uygulama ve açıklamalarının inkârı sahibini dinden çıkarır.
Sünnet kılan, sünnete uyan Peygamber efendimize tapmış olmaz. Ona uymuş olur, ona uymak da Allah'ın emridir. Peygamber efendimiz, "sallallahü aleyhi ve sellem" farzların yanında nâfile kıldığı gibi, başka vakitlerde de nâfile kılardı.
2- ''Yatsı namazının farzından evvel kılınan dört rekat namaz sünnet değil bid'attır'', sözü'nün tashihe ihtiyacı vardır. İtiraz edilen ilim camiası hanefilerdir. Ve hanefi fukahası bu namazı müekked olmayan sünnet şeklinde nitelemektedir. İlmihal kitaplarındaki bu ifadeler mufassal kitaplarda daha nettir.
Muhît isimli fıkıh kitabında yer aldığına göre Peygamber Efendimiz (a.s.m), ikindinin sünneti ile yatsının ilk dört rekât sünnetini devamlı olarak kılmamışlardır. Bazan dört kılmış, bazan iki kılmış, bazan da terk etmiş, hiç kılmamışlardır. Buna göre sevabı hatırı için her zaman kılmak mümkündür.
Gerek vakit namazlarının, gerekse diğer nafilelerin yerine kaza namazının kılınmasının uygun veya evlâ olmaması demek, “Sünnet yerine kaza kılmak caiz değildir.” mânâsına gelmez.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) sevgisi ve sünnetlerine sarılmanın büyük sevabı vardır. Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz, sünnetlerini yerine getirenlere büyük müjdeler vermiştir.
Yapılması sünnet olan amelin farkında olmayarak yapılması sevap kazandırır mı? Değerli kardeşimiz, İbadetlerde niyet önemlidir. Farkında olmadan sünnete göre davranan kişi yaptığı amelden dolayı sevap kazansa da, sünnet uyma niyetiyle davranan kişi kadar sevap kazanmaz.
Peygamber'in devamlı olarak yaptığı ve bir mazeret olmaksızın terk etmediği veya mazeretsiz nadiren terk ettiği şeydir. Sünnetin yapılmasına sevap olmakla birlikte terkedilmesine ceza (ikab) yoktur.
“Peygamber Efendimiz'in (asm) en büyük sünneti; iman ve Kur'ân hakikatlarını yayması, talim ve tatbîk etmesidir” dedi. Sonra İmam-ı Âzam Hazretlerinin “Fıkhu'l Ekber” isimli eserini misal gösterdi.
1- Pazarlık yapmak. 2- Alçak gönüllü olmak. 3- Latife yapmak ve kahkaha ile gülmemek.
Namazların sadece farzlarını kılmak yeterli midir? Namazı kaçırma tehlikesinin olduğu durumlarda, farzını da olsa namazı zamanında kılmak gerekir. Sadece farz kılındığında namaz borcu düşer. Ama imkân varsa farzla beraber sünnetler de kılınmalıdır.
Bununla birlikte Hanefî mezhebine göre, kaza namazı bulunan kimselerin farz namazların öncesinde ve sonrasında kılınan (revâtib) sünnetler ile teheccüd ve kuşluk namazı gibi nâfileleri kılmaları da caizdir.
Fıkıh kitaplarında geçen sünnet kelimesi ise, daha çok “yaparsak sevabı var, yapmazsak günahı yok” manasına geliyor. Mesela, yemeği sağ elle yemek, dişleri temizlemek, ayakta yemek yememek gibi. Ancak sünnet kelimesini geniş anlamıyla aldığımız da Peygamberimizin (asm) yaptığı her şeyi içine alır.
İkindi ve yatsı namazının ilk sünnetleri iki rekat olarak da kılınabilmektedir. Peygamberimiz (asm) bazan iki rekatta bir selam vererek de kılmıştır. Bu sebepten ikindi namazının ve yatsı namazının ilk sünnetlerinin ilk oturuşlarında Salli ve Barik duaları da okunmaktadır.
Çünkü, "Farz namazlardan önce kılınan sünnetler, şeytanın hevesini, desiselerini ve vesveselerini kesmektedir." Şeytan: "Bu adam farz olmayan namazı bile bırakmadı; hiç farz namazı bırakır mı!" diyerek hevesi kırılır. Farzlardan sonra kılınan sünnetler ise namazlarımızdaki eksik ve kusurları tamamlamak içindir.
Değerli kardeşimiz, Bu şekilde kılmak caizdir. Bununla beraber mazeret olmadan namazların sünnetlerini terketmek mekruhtur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri