'MÜSLÜMAN OLMAYANLA EVLENİLMEZ' Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir. Ancak iman esaslarına inanan, İslam'ın şartlarını kabul eden, —bir kısmını uygulamasa bile- bunları reddetmeyen kişiler ise Müslümandır. Böyle kişilerle hangi mezhepten olurlarsa olsunlar evlilik yapmak caizdir."
Müslümanlar sadece kendi dinlerine inananlarla değil, diğer din mensupla- rıyla da komşuluk yapmışlardır. Alevi-Bektaşi inanç sisteminde yola giriş ritüeli olan ikrar ile kardeşli- ği ifade eden musahipliğin şartlarından biri de komşu hakkını Tanrı hakkı olarak görüp buna riayet edeceğine dair söz vermektir.
Yani Aleviler , Diyanet İşleri Başkanlığının Müslüman olmanın beş koşulundan ancak ilkini , kelimei şahadeti yerine getirdikleri için Diyanet İşleri Başkanlığı Alevileri Müslüman saymıyor. SONUÇ OLARAK DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ALEVİLER VE SÜNNİLER EVLENEMEZ “ diyor.
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Bir zikir ayini olan “cem”i ibadet hayat- larının merkezine alan Alevîler, temel İslâmî ibadetler olarak bilinen namaz, oruç, hac vb. ibadetleri de kendilerince yorumlayarak bütün ibadet telakkîlerini tarikat hayatı kalıplarında şekillendirmişlerdir.
İlgili 41 soru bulundu
Alevilikte abdest vardır. Hem normal abdest hem de boy abdesti de dediğimiz gusül abdesti vardır.
Alevilerin günlük ibadetleri sabah güneş doğarken ve akşam güneş batarken olmak üzere 2 vakittir. Kur'an'ı Kerim'in de içerisinde geçtiği ayetler 2 vakiti işaret etmektedir. 3 ya da 5 vakit namaz Şiilik ve Sünnilik geleneklerinde mevcuttur.
"MÜSLÜMAN OLMAYANLA EVLENİLMEZ" YANITI
Bir Müslümanın böyle kişilerle evlenmesi caiz değildir. Ancak iman esaslarına inanan, İslam'ın şartlarını kabul eden, -bir kısmını uygulamasa bile- bunları reddetmeyen kişiler ise Müslümandır. Böyle kişilerle hangi mezhepten olurlarsa olsunlar evlilik yapmak caizdir.”
Osmanlı Devleti'nin özellikle Kızılbaşlığı (Aleviliği) kendine özgü bir inanç sistemi veya resmî bir mezhep olarak tanımadığını Osmanlı arşivinde bulunan mevcut belgelerde görmekteyiz. Özellikle sünni inancın dışındaki Alevi topluluk için, “Kızılbaş” veya “Rafizi” tabiri kullanılmıştır.
Alevi topluluğu, Kuran'ın Ömer, Osman ve özellikle de Maviye ile Yezit zamanında değiştirildiğine ve birçok ayetinin yok edildiğine inanır. Bu nedenle de Kuran'larını "Telli Kuran" ve "Kuranı Natık" olarak adlandırırlar. Ozanların, pirlerin deyişlerini, sözlerini Kuran'ın ayetleri olarak kabul ederler.
Ali soyundan gelenler mânasında, ayrıca siyasî, tasavvufî ve itikadî anlamda kullanılagelmiştir. Hz. Ali soyundan, oğulları Hasan, Hüseyin, Muhammed b. Hanefiyye, Ömer ve Abbas vasıtasıyla gelenlere Alevî denilmiştir (Makrîzî, I, 8).
Ali kültü etrafında şekillendiğine inanma hali var. Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Geleneğe göre düğünler davul-zurna eşliğinde üç gün, üç gece devam eder. Düğünlerin Salı günü başlayıp Perşembe günü akşamı bitirilmesine özen gösterilir veya Cuma günü başlar, Pazar günü akşamı son bulur.
Alevilerde dedeye bağlı olan ve sevenler pirim seklinde hitap ederler.
Cemevi; Alevilikteki başlıca ibadet mekânı. Alevilerin zikir yaptıkları, bağlama çalarak karşılama ya da semah döndükleri ibadethane.
Alevî yazılı metinlerinde bu üçlünün birbirinin ardına bir bütünü ifade ediyormuş gibi kullanılmış olması da ayrıca buna katkıda bulunmaktadır. Kelime-i şehadetin İslam âleminde makbul görmüş şekli Alevîlikte “La İlâhe İllallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyun Veliyullah” şeklinde ifade bulmuştur.
Aslında bir Müslüman'ın veya bir tarikatın Hz. Ali (ra) muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir sakıncası yoktur.
Sünniler saf namazı kılarlar. Aleviler halka namazı ( cem ayini ve semah ) kılıp niyaz ederler. Sünnilerde Kabe, Allah'ın evi olarak adlandırlır. Aleviler, Allah'ın evinin insanın kalbi olduğuna inanırlar.
Bununla beraber kız tarafı da, aile büyüklerini aynı gün çağırarak tamamen ailelerin huzurunda bir sohbet havası içinde kız isteme gerçekleşir. Kız isteme olayı, öncelikle gençlerin kendi aralarında ve tamamen kendi istekleriyle yani rızasına dayanarak yapılır. Eğer gençler istemezse kesinlikle zorlama yapılmaz.
Genel olarak Alevilerin de kestikleri yenilir. Çünkü İslam dairesi içindedirler.
Alevî nüfusu, Türkiye'de üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevîler'in daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal şehirleriyle, Orta ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Malatya, Tunceli illeri gelmektedir.
Günümüzde, Anadolu'da Alevî tanımlaması, Türk-Türkmen Alevîlerin yanında, Bektaşîler, Kürt Alevîler, Otman Babalılar, Nusayrîler gibi birçok grubu da kapsamaktadır.
"Alevi ve Sünni cenaze namazında fark yok"
Araştırmacı yazar Müfid Yüksel de Alevilerin kıldığı cenaze namazı ile Sünnilerin kıldığı cenaze namazı arasında fark bulunmadığını bu nedenle cenazelerin cemevinden kaldırılmasında da mahsur olmadığını söyledi.
Aleviler bir ibadet biçimi olarak oruç tutarlar. Ama bu soru ile sorulmak istenen Ramazan orucu ise; Aleviler, Ramazan orucu tutmazlar. Ramazan Orucu'nun Kur'an Kaynaklı farz bir ibadet olduğunu kabul etmezler. Ramazan Orucu'nun da 5 vakit namaz gibi Emeviler döneminde İslamiyet içine sokulduğuna inanıyorlar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri