Kızılbaş sıfatını onlara Osmanlı Ortaçağında başlarına giydikleri kırmızı renkli bir başlık nedeniyle Sünniler takmış. Şimdi artık "Alevi" deniyor. Alevilerin bir kısmı kendilerine Kızılbaş denmesinden hoşlanmıyor, çünkü bu adlandırma başka birtakım olumsuz davranışları da çağrıştırıyor.
Osmanlı Devleti'nin özellikle Kızılbaşlığı (Aleviliği) kendine özgü bir inanç sistemi veya resmî bir mezhep olarak tanımadığını Osmanlı arşivinde bulunan mevcut belgelerde görmekteyiz. Özellikle sünni inancın dışındaki Alevi topluluk için, “Kızılbaş” veya “Rafizi” tabiri kullanılmıştır.
Önceleri bütün Türkmen oymakları kızıl börk giydiği halde yaygın İslâmî anlayışa mensup kesimlerin zamanla kızıl börkü terketmesi üzerine sonraları Alevî adıyla anılacak zümrelere kızılbaş denilmeye başlandığı ifade edilmektedir.
Kızılbaşlar Kimdir? Kızılbaş, Safevî Türkmen Hanedan'ın dinî inanış ve Türkmen tassavuf kültürleri ile İslamiyeti hassas bir şekilde muhafaza edip gündeme kadar getirebilen Şii-Bâtınî olan Alevî-Bektâşî Safevi Tarikatı müridleri için kullanılan terim.
Alevi ismi İttihat döneminde verilmistir. Aslı Bektaşi ve Kızılbaş olarak iki ana gruba ayrılabilir ( başka gruplar da vardır). Bunlar kahır ekseriyetle Türkmen kökenlidir.
İlgili 18 soru bulundu
Günümüzde, Anadolu'da Alevî tanımlaması, Türk-Türkmen Alevîlerin yanında, Bektaşîler, Kürt Alevîler, Otman Babalılar, Nusayrîler gibi birçok grubu da kapsamaktadır.
Safevî ordusundaki askerler, kafalarına İsmâ'il'in babası Şeyh Haydar'ın icâdı olan ve On İki İmam inancını anımsatmak maksadıyla da “On İki kıvrımılı - kızıl renkli kumaş ile sargılanan mihverler” taktıklarından ötürü “Kızılbaş” olarak adlandırıldılar.
Horasan'dan geldikleri bilinir. Kimi köylerin bugün bile Irak'ta (Musul) akrabaları vardır.
Aleviler, Muhammed'in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar.
Bir zikir ayini olan “cem”i ibadet hayat- larının merkezine alan Alevîler, temel İslâmî ibadetler olarak bilinen namaz, oruç, hac vb. ibadetleri de kendilerince yorumlayarak bütün ibadet telakkîlerini tarikat hayatı kalıplarında şekillendirmişlerdir.
kızılbaş terimi 15. yüzyıldan 19. yüzyılın sonlarına kadar anadolu ve rumeli'de yaşayan taşralı aleviler için kullanılmıştır.
Evet, Aleviler abdest almaz.
topluluklarda Kızılbaştır(2). "Ali İlahiler gibi adlarla da anılırlar(3).
Bu inanca göre Ali, Aleviliğin temel kurucu mürşidi ve piri oluyor. Alevi dedeleri de Hacı Bektaş Veli'nin soy şeceresi üzerinden kendilerini Ali soyuna bağlamakta sakınca görmüyor. Nitekim Anadolu dışında Aleviliğin Ali soyu olarak görüldüğü bir gerçektir.
Kısaca Osmanlı İmparatorluğu'nu kuranlar Yörük Alevileridir. Yani Ahilik edebi, ehlibeyt nefesi ile kurulmuştur.
Kelime-i şehadetin İslam âleminde makbul görmüş şekli Alevîlikte “La İlâhe İllallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyun Veliyullah” şeklinde ifade bulmuştur. Bu ifadeye göre Allah tevhîdi, Muhammed nübüvveti ve Ali velayeti temsil etmektedir.
Ali soyundan gelenler mânasında, ayrıca siyasî, tasavvufî ve itikadî anlamda kullanılagelmiştir. Hz. Ali soyundan, oğulları Hasan, Hüseyin, Muhammed b. Hanefiyye, Ömer ve Abbas vasıtasıyla gelenlere Alevî denilmiştir (Makrîzî, I, 8).
alevilik kuranı kerimde yok alevi demek kelime anlamı olarak hz ali efendimizi seven kişi demek ama her konuda olduğu gibi alevilik konusundada istismarlar malesef çok hz ali peygamber efendimiz muhammed mustafa s. a efindimze ilk iman edenlerden ve ona sonuna kadar bağlı olduğunu her fırsatta göstren biri aynı zamnada ...
İnancın kurucusu Ebû Şu'ayb Muhammad ibn Nusayr (Muhammed bin Nusayrul Abdiyy'in Numayrî)'dir. Ancak Nusayrîliği sistemleştirip yayan kişi olarak Hamdam büyük saygı görür. Nusayrîlerin kutsal kitabı Kur'an-ı Kerîm'dir. Nusayrîler kendilerini Alevi olarak kabullenirler.
Kırmançlar tarafından kullanılır. Alevice, Dersimce (Dersimki), So-Bê, Zonê Ma («bizim dil») olarak da bilinir. Diğer yörelerde ise Dımıli/Dımılki, Kırdki ve Zazaki gibi isimler kullanılmaktadır.
Alevîlik inancının, Anadolu'ya gelen Hacı Bektaş-ı Veli sayesinde ve ozanların nefesleriyle hayat bulduğuna inanılmaktadır.
İlin yüzde doksanı Alevi-Bektaşi inancına sahiptir. Alevilik, Hz. Muhammed'in ve Hz. Ali'nin düşünceleri ve felsefesinin toplum inancına yerleşmesi ve buna bağlı olarak ta ehli-beyt sevgisi olarak ortaya çıkmıştır.
Cinsel ilişkiden sonra yıkanmazlardı. Bilhassa kış mevsiminde su ile hiç işleri olmazdı. Oğuzların arasına tüccarlık ve diğer sebepler nedeni gelen yabancılar, onların yanında yıkanamazlardı.
Çerağın uyandırılması (yani kandilin yakılması) bu yola girecek talip için adeta yeni bir başlangıç ve aydınlanmayı ifade eder.
Anadolu Aleviliğinde Sünni ve Şiilerde olduğu gibi alışıla gelmiş namaz ibadeti yok. Bazı çevreler Alevilerin de namaz kıldığını iddia etse de genel olarak Alevi ileri gelenleri bu mezhep inancında Sünni ve Şiilerde uygulandığı haliyle bir namazın olmadığını, Alevilerin ibadetinin cem olduğunu kaydediyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri