- Abdestli olmak, kıbleye yönelmek ve elleri semaya açmak. - Duaya eûzü-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm İle başlamak.
Peygamber Efendimiz (sas) duaya başlamadan önce tevbe ve istiğfar eder sonra her hayırlı işte olduğu gibi eûzü besmele ile başlardı. O, ruhen ve bedenen duaya hazır hale gelmek için mümkünse abdest alıp, Allah'a hamd ve peygamberine salât- selâm getirilmesini tavsiye ederdi.
eûzü besmele ile başlardı. O, ruhen ve bedenen duaya hazır hale gelmek için. mümkünse abdest alıp, Allah'a hamd ve peygamberine.
Ayakta, oturarak veya yatarak Allah'ı anmakta, dua edilmesinde bir sakınca yoktur. Kur'ân-ı Kerîm'de, “Onlar ayakta iken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar.” (Âl-i İmrân, 3/191) buyrulmaktadır.
İlgili 36 soru bulundu
(Zariyat 18) Seher vakti, gecenin son altıda biridir. Gecenin ikinci yarısından sonra da dualar kabul olur. [Gece, akşam ile imsak vaktinin arasıdır.] Hadis-i şerifte, ezan okunurken dua geri çevrilmez ve ezanla kamet arasında yapılan dualar kabul edilir buyuruldu.
Dua ederken en güzeli kalp eşliğinde dil ile ve el açarak dua etmektir. Ancak sadece kalbten el açmadan yapılan dualar da geçerlidir. Yürürken, otururken, bir iş yaparken, yatarken her zaman insan dua edebilir.
Bu kapsamda dilek duasının Arapça okunuşu şu şekilde olmaktadır: "Estağfurullah min külli ma kerihallah, Estağfirullahel'azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh." şeklinde ifade edilmektedir. Bu oldukça etkili olan dilek duasının Arapça dilindeki okunuş biçimidir.
Dua sırasında avuçlar yukarıya gelecek şekilde elleri açık tutmak, istek ve niyazın anlamına uygun bir haldir. Ellerin yukarıya, göğe doğru kaldırılması Allah'ın gökte, belli bir mekânda oluşundan değil, göklerin yücelik ve azameti temsil etmesi sebebiyledir.
Allah dua eden kullarına uc sekilde cevap verir. Evet der. istedigini verir, hayır der daha iyisini verir, bekle der en. iyisini verir...
Konuşma yetisine sahip kişinin namazda Fâtiha ve diğer sûreleri, dili ve dudağı kıpırdatmaksızın ve ses çıkartmaksızın zihinden geçirmesi okuma (kıraat) sayılmaz. Böyle yapmakla namazın rüknü olan kıraat yerine getirilmiş olmaz.
Peygamber'in (s.a.s.) bazı hadislerinde İsm-i A'zamdan bahsedilmekte, bu isimle dua edildiği zaman duanın mutlaka kabul edileceği bildirilmektedir (bkz.
Abdestli olmalı, Kıbleye yönelinmeli ve eller semâya açılmalıdır. Duaya eûzü-besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ve selâm İle başlanmalıdır. Zulümler terk edilmeli ve tövbe edilmelidir. Günahı gerektirecek isteklerde bulunulmamalı ve acele edilmemelidir.
el Cevab: ''Hayırlısı ise olsun hayırlı değilse de rabbim hayırlı kılsın'' şeklinde dua etmek caizdir. Hayırlısı ise olsun hayırlı değilse olmasın, şeklinde dua ederseniz bu da caizdir.
Tüm Müslümanlar için dua edilebilir. Dua edildiğinde genel ifade olan "bütün Müslümanlar" ifadesi kullanılacağı gibi, ismen dua etmek daha makbuldür.
Böyle bir tutum Kuran'ın bize öğrettiği dua ruhuna uzaktır. Kuran'da dua adabından şöyle bahsedilir: “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki o, haddi aşanları sevmez.” Her şeyde olduğu gibi duada da içten ve samimi olmak ve “Allah'ım ben senin kulun olduğum bilici ile sana yöneldim.
Dua ile kişi Allah'ın üstün varlığını kabul eder ve O'nun karşısında aczini itiraf ederek dilek ve taleplerini O'na arz eder33, dua ayrıca yalvarma, yakarma ve niyaz eylemidir.34 Dua, denk olmayan bir ilişki içerisinde kulun Allah'a yönelmesi ve O'ndan talepte bulunmasıdır.
Beni bağışla, bana hidayet nasip eyle, bana rızık ver, beni âfiyette daim eyle ve bana merhamet et.” Bu duasında Peygamberimiz yüce Allah'tan beş şey is- temektedir: -Mağfiret yani hata, kusur ve günahların bağışlanması, -Merhamet, -Âfiyet, -Hidayet, -Rızık yani mal, mülk, servet.
Allah'tan her şeyi isteyebileceğimizi; ama istediğimiz şeyi vereceğine inanarak istememizi tavsiye ediyor. Allah hakkında su-i zandan kaçınmamızı, hüsn-ü zan etmemizi emrediyor. Nitekim bir hadis-i kutside Cenâb-ı Hak: “Kulum Beni nasıl tanırsa onunla öyle muamele ederim.”2 buyuruyor.
Duanın sonunda; Sübhane Rabbike Rabbil izzeti anıma yesıfün ve selamün alel mürselin velhamdü lülâhi Rabbil âlemiyn" denilir. Okunan hatimlerin, çekilen yetmiş bin tevhidin duasını, Hac ve Umreye gidenlere mübarek yerlerde yapılmasını sipariş vermek bid'attır ve mekruhtur.
Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.), o kimseye: 'Ey namaz kılan kimse! Dua et, duan kabul edilsin. ' dedi.” (Tirmizî, De'avât, 65 [3476]; Nesâî, Sehiv, 48 [1284]).
Âlemlere Rahmet Efendimiz (sas): "Ezan ile Kâmet arasında yapılan dualar reddedilmez." buyurdu.
İslâm dinine göre dua için mutlaka uyulması gereken özel bir zaman ve mekân tahsis edilmiş değildir. Her yerde her zaman dua edilebilir. Nitekim Kur'ân-ı Kerîm'de, “Akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde, Allah'ı tesbîh edin (namaz kılın).
Seher vakti, yalvararak dua etmek, bid'atlerden sakınmak, gafil olmamak, uyanık olmak, helal yemek, haramlardan kaçmak... Cuma günü ve gecesi, Recebin ilk, Şabanın 15. gecesi, Bayramın birinci geceleri, Arefe günü, Ramazan gün ve geceleri, iftar zamanı edilen dualar makbuldür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri