Atomlarımızın etrafındaki elektronlar "dokunacağımız" şeyin atomlarının etrafındaki elektronları ikisi de eksi yüklü oldukları için itiyor. Biz de bu etkileşimi hissediyoruz. Elektromanyetizmanın etki edebilmesi için temasa ihtiyaç yoktur. Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir.
İki atom birbirine yaklaştıkça, dış yörüngedeki elektronlar birbirini itmeye başlar. Bu da atomların birbirini itmesi demektir. Atomları birbirine daha fazla yaklaştırmaya çalışırsanız iki şey olabilir: atomlar bağ kurar ve bir molekül oluşturur. Bu durumda atomlar birbirine belirli bir mesafede durur.
Atomların yörüngelerindeki elektronlar birbirlerini ittikleri için hiçbir zaman birbirine dokunmaz.
İki elektron birbirlerini iter, çünkü ikisi de negatif elektrik yüklüdür. İki proton birbirlerini iter, çünkü ikisi de pozitif elektrik yüküne sahiptir. Diğer taraftan, elektron ve proton birbirlerini çeker, çükü bunlar zıt elektrik yüklerine sahiptir.
Bir yapının çekirdeklerindeki proton sayısı elektron sayısından fazlaysa yapı pozitif, tersi durumda ise negatif yüklüdür. Elektron ve protonların sayısı aynı ise yükleri birbirlerini sıfırlar ve yapı, elektriksel olarak nötr olur.
İlgili 45 soru bulundu
Çünkü elektronlar çekirdeğe doğru yaklaşırken sahip oldukları enerjiyi dışarı vermek zorundadır ve bunu ışıma yaparak verirler. Yani eğer elektronlar çekirdeğe düşecek olsaydı sürekli olarak atomlardan durmaksızın süregelen bir ışıma olması ve atom elektronlarının zaman içerisinde kaybedilmesi gerekirdi.
Elektronun yük/kütle oranının belirlenmesinin ardından 1913 yılında elektronun kütlesi ve yükünün büyüklüğü Robert A. Millikan tarafından belirlenmiştir. Millikan elektronların yüklerini belirlemek için küresel yağ damlacıklarını elektronlarla yüklemiştir.
Bunun sebebi Güçlü Nükleer Kuvvettir. Modern fizikte, evrende 4 temel kuvvet olduğunu biliyoruz. Nötron ve Protonlar atomun çekirdeğinde bir arada bulunur. Aynı yükte oldukları için birbirlerini itmesi gereken Protonları birbirlerine çok yakın (yaklaşık 1 femtometre) tutan kuvvet Güçlü Nükleer Kuvvettir.
Atomlarımızın etrafındaki elektronlar "dokunacağımız" şeyin atomlarının etrafındaki elektronları ikisi de eksi yüklü oldukları için itiyor. Biz de bu etkileşimi hissediyoruz. Elektromanyetizmanın etki edebilmesi için temasa ihtiyaç yoktur. Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir.
Zıt Kutuplar Neden Birbirini Çeker? İlişkilerde zıt kutuplar her ne kadar birbirini anlamada sorun yaşasalar da aslında birbirini tamamlayıcı etkiye sahip oldukları için bu durum ilişkinin canlı ve tutkulu kalmasını sağlar.
Kuvvetler. Atom çekirdeği güçlü nükleer kuvvet tarafından bir arada tutulur. Bu kalıcı güçlü kuvvet kuarkları birbirine bağlayarak proton ve nötronların oluşmasını sağlayan güçlü etkileşimin küçük posasıdır.
Doğal şartlarda elektronsuz atom yoktur. Ancak Cern'in ürettiği bir nevi 'yapay atom' olan ve proton ile elektron sahip olmayan atom bulunmaktadır.
Proton, elektrondan yaklaşık 1836 kat daha büyüktür ve protonun ve nötronun kütleleri neredeyse eşittir.
sonuç olarak. atomlar zamanla kendi kendine değişikliğe uğrar mı derseniz cevabı evettir. en kararlı atom bile değişikliğe uğrama ihtimaline sahiptir, fakat bunun gerçekleşmesi evrenin ömründen daha uzun bir zamana ihtiyaç duyacaktır.
Türk Dil Kurumu, "dokunma" sözcüğünü 9 farklı şekilde tanımlamaktadır; ancak bunların hiçbiri fiziksel anlamda dokunmayı tanımlayabilecek derinliğe sahip değildir. Birinci tanıma göre iki cismin birbirine değmesi için, "aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşması, dokunması, temas etmesi" gerekmektedir.
Sıcaklık artırıldığında atomların hareket enerjileri artar, atomlar arası çarpışmalar başlar. Atomlardan bazılarının esnek olmayan çarpısması sonucu uyarılma gerçekleşir. Sıcaklık arttırıldıkça uyarılan atom sayısı artar. Atomların temel hale dönerken enerji geçişleri sırasında ışıma yaparlar.
Hücrelerimiz atomlardan oluşmuştur ve atomlarımız da cansızdır.
John Dalton, teorisini iki yasaya: Kütlenin korunumu yasası ve sabit oranlar yasasına dayandırmıştır. Kütlenin korunumu yasası, maddenin kapalı bir sistemde yok edilemeyeceğini veya yoktan var edilemeyeceğini belirtir.
Atomlar iki nedenden dolayı kararsız olurlar : Elektron alır veya kaybederse, elektriksel olarak yüklenir ve oldukça reaktif hale gelir. Bu tür elektrik yüklü atomlara iyon denir. Proton ve nötron sayısı dengesiz olduğunda da çekirdekte kararsızlık meydana gelebilir.
Bazı yerlerde atomu Rutherford ve ekibinin, bazı yerlerde ise Otto Hahn ve arkadaşlarının atomu ilk defa parçaladığı yazıyor hangisi doğrudur? Otto Hahn gerçek manada atomun parçalanabileceğini (fizyonu) deneysel olarak göstermiştir. Yani atomu ilk parçalayan kişidir.
Atomdan küçük, atomu da oluşturan maddeler. En çok bilinenleri, alt parçacıklardan (kuarklardan) oluşan proton, elektron, nötrondur. Yapısı tamamen keşfedilmemiş atomaltı parçacıklara örnek olarak foton (ışık), bozon, mezon, fermiyon, baryon ve graviton verilebilir.
Cabir bin Hayyan, atom bombasının üretilmesinden 1000 yıl önce atomun parçalanabileceğini ve sonucunda büyük bir güç meydana geleceğini ilk söyleyen bilim adamıdır. Bu konuda Hayyan'ın sözleri şunlardır: “Maddenin en küçük parçası olan “cüz-ü la yetecezza” (atom)'da yoğun bir enerji vardır.
Kütle, bir cismin özündeki niceliklerin ölçüsüdür. Aynı zamanda cismin hareket etmeye karşı gösterdiği direnç olarak da adlandırılabilir. Kütle her yerde aynı değere sahiptir. Kütlenin SI birim dizgesindeki birimi kilogramdır.
Kütle, kilogram cinsinden ölçülebilen ve maddenin miktarı veya enerjisi ile ilgili bir büyüklüktür. Ağırlık ise kütleye etki eden kuvvetin büyüklüğüdür. Kütlenin birimi kilogramken, ağırlığın birimi kuvvet olduğu için Newton'dur.
Kütle, bir nesnedeki madde miktarıdır; cisimlerin barındırdıkları atom sayısına ve çeşidine bağlı olarak belirlenir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri