İlk tepkimede bir fosfat grubu ATP'den glikoza transfer edilip fosforlanmış bir glikoz ara ürünü (Glikoz-P) oluşturuyor. ATP çok kararsız bir molekül olduğu, bir başka deyişle fosfat grubundan gerçekten ayrılmak “istediği” için, bu enerji açısından avantajlı (enerji açığa çıkaran) bir tepkimedir.
ATP molekülünde bulunan enerjinin büyük bölümü fosfatlar arasında bulunur. Bu bağa yüksek enerjili fosfat bağı denir ve dalgalı kısa bir çizgi ile gösterilir. Azotlu baz + 5 C'lu şeker + 3 mol Fosforikasit adenin + riboz + 3P. ATP'nin fosfat bağlarındaki enerji, ısı enerjisi olarak kaybolmaz.
Ana enerji kaynağı karbonhidratlar ve lipitler olmasına karşın ATP nin yeniden sentezi için gerekli enerjinin bir bölümü oksijene gerek kalmaksızın kreatin fosfat olarak adlandırılan diğer yüksek enerjili fosfat bileşiğinden gelir. Kreatin fosfat yüksek enerjili fosfat deposu olarak bilinir.
ATP çeşitli yollarla sentezlenebilir. Aerobik solunum yapan canlılarda ATP sentezi; oksijen varlığında ökaryot hücrelerde mitokondride, prokaryot hücrelerde ise mezozomda oksidatif fosforilasyon yoluyla gerçekleşir. Anaerobik solunum (oksijensiz solunum) yapan canlılarda ise ATP sentezi fermantasyon yoluyla olur.
İlgili 43 soru bulundu
ATP, tüm hücreler tarafından bir enerji ara maddesi olarak kullanılır. Hücresel solunum sırasında, ATP üretmek için ADP'ye (adenozin difosfat) bir fosfat eklendiğinde enerji yakalanır. Bu fosfatın bölünmesi, çoğu hücresel fonksiyon tipine güç sağlamak için enerji açığa çıkarır.
Aerobik (oksijenli) sistem → hücrede yeterli oksijen olması durumunda enerji üretiminde ilk başvurulan sistemdir. Bu sistemde ATP, mitokondri içinde üretilir. Anaerobik(oksjensiz) glikoliz sistem ile kreatin fosfat sistemler → hücrede yeterli oksijenin bulunmadığı durumlarda devreye girerler.
Fotofosforilasyon. Fotofosforilasyon, güneş ışığından gelen enerjiyi kullanarak ADP'den ATP üretilmesidir.
Dışarıdan organik besin de almazlar. Bu organizmalar yaşadıkları ortamdaki inorganik maddeleri oksitleyerek enerji kazanırlar. Bu enerjiyi su ve karbondioksitin birleştirilmesinde kullanır, kendileri için gerekli olan organik besin maddelerini yaparlar veya doğrudan ATP sentezlerler.
İnsanlarında yaşamsal aktivitelerini gerçekleştirmesi için bir yakıtı olmalı ve bu yakıtı kendine kendine üreterek kimyasal enerjinin mekanik enerjiye çevirilmesi sırasında kaslar, organik fosfat (PO4) bileşikleri olan ATP (Adenozin tri fosfat) ve CP'yi (Kreatin fosfat) enerji kaynağı olarak kullanırlar.
Özümleme ya da asimilasyon reaksiyonları da denir. Anabolizma reaksiyonları sırasında enerji harcanır.
ATP'nin vücutta sürekli olarak depolanamama sebebiyse, hem ATP'nin aktif bir molekül olması nedeniyle uzun süre depolanmaya uygun olmayışı, hem de vücutta sürekli olarak enerjiye ihtiyaç olması nedeniyle ATP'nin sürekli bir döngü içerisinde oluşudur.
Canlıların hepsi ATP üretir ve tüketirler. ATP üretimi solunum ya da fermantasyon ile gerçekleştirilir. Solunum oksijenli ya da oksijensiz olabilir.
İlk canlı hücre ilk defa nasıl ATP üretti? Kemiozmotik teoriye göre bir ATP' nin oluşması için hücre zarında proton pompası olması ve hücre dışından hücre içine proton akmasi gerekir. Yoğunluk farkı nedeniyle protonlarin bu pompadan içeri akmasıyla gereken enerji sağlanır ve enzimler sayesinde ATP oluşur.
ATP, adenozin difosfat (ADP) ve fosfata (Pi) hidrolizlendiği gibi, adenozin monofosfat (AMP) ve pirofosfata (PPi) da parçalanabilir. Bu reaksiyonlar için AG° değeri, ortamın iyonik şiddetine ve Mg+2, Ca+2 konsantrasyonlarına bağlıdır.
Özellikle karbonhidratlar, yağlar ve proteinler vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak için gereklidir. Proteinler, vücudun dokularının inşasında, karbonhidratlar ise enerji depolamak için kullanılır. Yağlar, vücudun vücut ısısını korumaya yardımcı olur.
Mitokondri hücrelerimizin içinde yer alan ve hücrenin enerji ihtiyacını karşılayan bir elektrik santrali gibidir. Sağlıklı beslenme ve gerekli vitaminler, mineraller ve enzimlerle çalışmaktadır.
Hücre içerisinde hidrolize olduklarında, 7.3 kkal/mol kadar enerji açığa çıkmaktadır. Hücresel enerjinin, Başlıca kaynağı karbohidratların ve de özellikle GLUKOZ'un yıkımıdır.
Yiyeceklerdeki karbonhidratlar, proteinler ve yağların sindirim süreci ile parçalanması sonucu oluşan besin maddeleri çeşitli biyokimyasal süreçler ile ATP'ye dönüştürülür. Hücrelerde oksijenli veya oksijensiz olarak ATP üretebilir.
Canlılar enerji üretmek amacıyla solunum yaparlar. Solunum “Oksijenli Solunum” ve “Oksijensiz Solunum” olarak ikiye ayrılır. Oksijenli Solunumda oksijen kullanılarak besinler yakılır ve çok fazla enerji elde edilir. Çok hücreli canlılar tarafından yapılır.
Defosforilasyon (ATP kullanımı-tüketimi)
ATP' den su ve ATP az enzimi aracılığı ile bir fosfat bağının kopması ile tekrar ADP 'nin oluşmasıdır.
❖ATP vücutta bulunan tüm kas doku hücrelerinde depolanır ve gerekli durumlarda kimyasal olarak parçalanmasıyla depolanmış enerjinin açığa çıkması sağlanır.
Her iki reaksiyon da bir molekülden diğerine enerji transferi ile birleştirilir. Bir hücrede, ATP rezervleri çok düşüktür ve ATP sürekli olarak tüketilir. Bu nedenle kullanıldığı kadar hızlı bir şekilde yeniden oluşturulması gerekir.
Ortamda H2O, ADP ve inorganik fosfat olduğunda izole kloroplastlarda NADP indirgenmektedir. ATP, NADPH ile birlikte CO2 asimilasyonu için enerji gereksinimini karşılamaktadır. Yani kloroplastlarda ışık altında bu iki ürün asimilasyon gücünü oluşturmaktadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri