Divan şiirinde çâh-ı Bâbil, sevgilinin Hârût ile Mârût'tan büyü öğrendiği yer olarak da geçer. Ayrıca sevgilinin yüzündeki çukur yerler, gözler, özellikle de gamzeler ve çene çukuru (çâh-ı zekan, zenah / zeneh, zenahdân) âşığı büyüleyen birer büyü kuyusu gibi düşünülerek çâh-ı Bâbil'e teşbih edilir.
Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartı da kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut'u da Babil'de bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.
Allah bu ayetlerle Harut ve Marut isimli iki meleği insanalrı denemek için gödnerdiğini ve onlardan öğrenilen büyüleri yapmanın tek karşılığının cehennem olduğunu söylüyor. Fakat bir çok insan cehennemi kabul edip harut ve marut isimli iki meleğin öğrettiği büyüleri yaparak kendilerini sonsuza kadar lanetlemiş oldular.
Bu rivayetlerin bazılarına göre Hârût ve Mârût Irak'ta, Dünbâvend Bâbili'nde, Demâvend dağında, Garp'ta bir yerde oturmaktadırlar; İdrîs peygamber zamanında yaşamışlardır.
meleklerin hocası olan iki melek. hârut ve mârut denenmek için insan şehvetiyle dünyaya gönderilir. zühre adlı güzele ilk görüşte âşık olurlar.
İlgili 19 soru bulundu
🔶 Bu rivayetlerde Harut ile Marut İdris peygamber zamanında yaşamıştır. 🔶 Bu melekler, Babil kuyusunda kıyamete kadar saçlarından asılma cezasına çarptırılmışlardır.
Kur'an-ı Kerîm'de Hârût ve Mârût'un zikredildiği konumuz olan âyet, Süleyman'a atılan iftiralarla Hârût ve Mârût'un sihir öğretişi hakkında iki ana konuya dair bilgi verir. Müfessirler bu âyetin sihir öğretme ve öğrenmenin sakıncalarını vurguladığı konusunda hemfikirdirler.
Hârut ve Mârut Hz. Süleyman döneminde Babil'de insan şeklinde ortaya çıkan, insanları "küfür"e düşmemeleri, kötülük için kullanmamaları şartıyla insanlara sihir öğreten, insanların bu yolla imtihan olmalarına vesile olan iki melektir.
Harut ile Marut, Kur'an'da da geçtiği için gerçekliği konusunda şüphe etmek doğru değildir. Ancak bahsi geçen ayetlerde her iki melekten de çok detaylı bir şekilde bahsedilmemiştir. Hikayeye göre Harut ile Marut'un Babil'de bulunduğu ve günah olduğunu belirterek insanlara sihir öğrettikleri anlatılır.
Fakat meleklerin asıl memleketi sema olduğu halde sadece orada bulunmazlar. Bir hükümet yönetiminin çeşitli dairelerdeki çeşitli görevlileri gibi melekler de, Allah'ın istediği her yerde görev icabı bulunurlar. Görevlerini yaptıktan sonra tekrar yurtları olan semaya çıkarlar.
- Ayette zikredilen ve sihrin öğretmenleri olarak takdim edilen kimselerin melek mi yoksa insan mı olduğu konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Alimlerin büyük çoğunluğuna göre, bu öğretmenler melek idi ve ayette yer alan “Melekeyni” kelimesi (Lamın fethiyle / lamın üstün okunmasıyla) iki melek manasına gelir.
102: Onlar, Süleyman'ın saltanatı aleyhinde şeytanların uydurduğu yalanlara uydular. Oysa Süleyman hiçbir zaman kâfir olmadı. Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü onlar, insanlara büyü yapmayı ve Bâbil'de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirilen bilgileri öğretiyorlardı.
Bakara suresi 102. ayet çeşitli durumlarda okunabilir. Evdeki kötü cinleri ve şeytanları uzaklaştırmak için okunan Bakara suresi, aynı zamanda bolluk ve bereket için okunabilecek en etkili surelerdendir.
Ayrıca Hârut ve Mârut'un melek oldukları düşüncesi, bazı kaynaklarda sihir öğreten melekler veya günahkâr melekler olarak zikredilmeleri, Kur'ân'da geçen ve meleklerin masum/günahsız olduklarını açıkça ifade eden âyetle tenakuz oluşturmaktadır.
Bakara Suresi, 102. ayet: Ve onlar, Süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak şeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil'deki iki meleğe Harut'a ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı.
Kur'an'da sihir küfür sayılır (Bakara:102), büyü yapanlar yerilir (Taha: 69, Yunus:77). Bakara suresinde (102) Harut ve Marut kıssası anlatılır. Bunlar iki melek veya insan olup, büyü bilgisi verilmiş, onlar bilgileri insanlara öğretmiş, şeytan ve cinler bu bilgileri alarak kullanınca başlarına azap indirilmiştir.
Tabiat üstü güçlerden yararlandığını iddia eden kişilerin gizli metotlar uygulayarak olağanüstü sonuçlar elde etmek, olayları gerçeğe aykırı bir biçimde göstermek için kullandıkları teknikler ve yürüttükleri faaliyetlerin adıdır.
Büyü, tabiat üstü varlıklardan alınan enerji ile bir takım malzemeler kullanılarak düzenlenen ritüeller ile insan, eşya ve olaylar üzerinde etkide bulunma olarak tanımlanmaktadır. Büyü aracılığı ile insanlar çıkar sağlamışlardır.
Kuranı Kerim | 15. Sayfa - Bakara Suresi (102-105) | Okuyan: Fatih Çollak - YouTube.
Her gün Bakara Suresi dinlemekle büyü bozulmaz, ancak dinleyebilirsen musallatların gücünü kırıp zayıf düşürebilirsin 7/24 dinleyemeyeceğine göre uykunda seni fazlasıyla rahatsız ederler.
Cebrail'in görevi peygamberlere vahiy getirmektir yani o Allah'ın emir ve yasaklarını peygamberlere getiren (ileten) melektir. Ayrıca Cebrail tüm meleklerin en büyüğü ve en üstünü anılır. Mikail'in görevi doğa olaylarını idare etmek ve canlıların rızıklarını kontrol etmektir.
Eğer iman edip kendilerini kötülükten korusalardı, kuşkusuz Allah katından verilecek sevap daha hayırlı olacaktı; keşke bunun şuuruna varsalardı. Eğer onlar iman edip korunmuş olsalardı, elbette Allâh katından (verilecek) sevâp, (kendileri için) daha hayırlı olurdu.
Bakara Suresinin 102. ayetinde; "Allah'ın izni olmadan büyü ile hiç kimseye zarar verilemeyeceği" bildirilmiştir.
Bakara Suresi'nin ilk 5 ayetini 21 defa okuyan kişinin malının, mülkünün artacağına inanılır. Bakara Suresi'ni okumanın bereket getireceği, terk etmenin ise hasret ve pişmanlık sebebi olacağı bilgisi sahih hadisler arasında yer alır.
Evlerde okunan veya dinlenen Bakara Suresi, o eve şeytanın ve cinlerin girmesine engel olur. Aynı zamanda evdeki şeytanın ve cinlerin uzaklaşmasında etkilidir. Okunduğu evde ve iş yerlerinde bolluk, bereket getirmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri