Bitkinin sese tepki veren kısmı, bütün bitki hücrelerinde bulunan mekano-reseptör proteinleri olabilir. Bunlar, ses dalgalarının oluşturduğuna benzer mikro- deformasyonları elektriksel ya da kimyasal sinyallere dönüştürebilirler. (Mekano-reseptörler, mekanik ve fiziksel uyarıları algılarlar.
Bitkiler de diğer canlılar gibi dışarıdan gelen uyarılara cevap verebilirler. Bitkilerin bu etkilere verdikleri tepkileri genel anlamda bilinen özellikleridir. Işığa, suya, yer çekimine vs. gösterdikleri tepkileri herkesçe malumdur.
Bitkiler çevreden gelen uyaranlara tepki vererek, bireysel olarak hareket eder gibi gözlense de tüm populasyona avantaj sağlayacak şekilde davranırlar.
Bitkilerin gözleri yok, dolayısıyla göremiyorlar. Ama görsel uyaranlara, örneğin ışığa karşı hassaslar. Kulakları yok, duyamıyorlar, ama havadaki ses titreşimlerine tepki verebiliyorlar. Kokular veya böcek ısırıkları da bitkilerde ilginç savunma davranışlarını tetikleyebiliyor.
Bitkilerin uyaranın yönüne bağlı olmaksızın gerçekleştirdikleri harekete Nasti Hareketleri denir. Nasti hareketleri uyaranın varlığı – yokluğu ya da azlığı – çokluğuna bağlı olarak gerçekleşir. Nasti hareketleri hücrelerde gerçeklesen turgor basıncının değişimleri ile sağlanır.
İlgili 15 soru bulundu
Bitkilerin kökleri, yaprakları ve gövdeleri büyüyerek yaşam döngülerini geçiriyor. Tohumdan gelişmiş bir bitkiye doğru uzanan yolculuk, bitkilerin hacimlerini artırması olarak tanımlanıyor.
Köklerde oksin birikmesi büyümeyi yavaşlatır. Bir bitki, ışığa maruz kalmadan yatay olarak yerleştirilirse, köklerin alt tarafında oksinler birikir ve bu da o tarafta daha yavaş büyümeye ve kökün aşağı doğru eğriliğine neden olur.
Vejetaryenlerin Keyfini Kaçıracak Araştırmaya Göre Bitkiler de Acıyı Hissedebiliyor! Bitkiler onları ne zaman yediğinizi biliyor ve bu durumdan çok da hoşlanmıyorlar. Missouri Üniversitesi'nde yapılan araştırmalara göre, bitkiler oluşturdukları savunma sistemiyle onları tüketen böceklere tepki veriyor.
Bitkinin sese tepki veren kısmı, bütün bitki hücrelerinde bulunan mekano-reseptör proteinleri olabilir. Bunlar, ses dalgalarının oluşturduğuna benzer mikro- deformasyonları elektriksel ya da kimyasal sinyallere dönüştürebilirler. (Mekano-reseptörler, mekanik ve fiziksel uyarıları algılarlar.
Bitkilerin bizimkilere benzeyen duyu organları, dokuları ya da sinir sistemleri olmayabilir, ama buna rağmen onlar gene de hisseder ve çevrelerinde olup bitenleri algılar. Tıpkı bizler gibi onlar da görür ve koklar.
Bitkiler, insanlarda olduğu gibi acı hissetmeyebilir, ancak bu yeni keşif, yaralanmalara ve saldırılara dikkat çekici şekilde, tıpkı bizimde içinde bulunduğumuz tüm canlılar ile benzer şekilde yanıt verdiğini göstermektedir.
Bitkilerde yer değiştirme hareketi görülmez. Bir uyarı geldiğinde durum değiştirme hareketi görülür. Durum değiştirme hareketine irkilme denir. ✔ İrkilme uyaranın yönüne bağlı olursa tropizma ya da yönelme, uyaranın yönüne bağlı değilse nasti ya da ırganım hareketi denir.
Tüm canlılar dış çevreden gelen fiziksel ve kimyasal uyarılara karşı cevap verirler.
Bitkiler de insan ve hayvanlar gibi hareket etme özelliğine sahiptir. Ancak bitkilerin hareketi diğer canlıların hareketine göre biraz farklıdır. Bitkinin güneşe doğru çevrilmesi ve köklerin suya dönmesi şeklinde gerçekleşir. Cansız varlıklar tek başlarına hareket etme sahip değillerdir.
Bir bitkinin büyümesi için tüm bu koşullara ihtiyacı vardır. Ev hanımları denedi ve onayladı: Çiçeğin coşması ve toprağın tazelenmesi için toz şekeri toprağa serpiştiriyor. Böylece toz şeker zamanla kendisi nemlenerek eriyor ve vitamini toprağa salıyor.
Bütün kültür bitkileri belli düzeylerdeki tuzluluğa karşı duyarlıdırlar. Bitkinin tuzluluğa duyarlı olmasının anlamı, düşük tuzluluk düzeylerinde dahi çözelti içerisinde oluşan ozmotik basınç değerlerinin bitki kökleri tarafından karşılanamamasıdır.
Bitkilerin gelişimleri için gerekli olan bu ihtiyaçları yeterince karşılanmadığı durumlarda gelişimlerinde yavaşlama ve duraksama görülür. İşte bitkiler böyle durumlara karşı sanki bir tepki gösterir gibi, yapraklarını sarartır ya da yapraklarını aşağıya doğru sarkıtır yani bir nevi küserler aslında.
Hayvanlar gibi kaslara, eklemlere ve sinir sistemine sahip olmasalar da bitkiler de hareket edebiliyor.
Cell dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, bitkiler gergin olduklarında damar sistemi içinde meydana gelen küçük kabarcıkların patlıyor ve bu bir şok dalgası üretiyor. Küçük kabarcıkların patlamasıyla meydana gelen sesin kavitasyonun sonucu olduğu düşünülüyor.
Bitkiler, belki de ihtiyaç duyduklarında sinirsel sinyalleri hayvanlardaki gibi kullanıyor fakat bunu pek olası görmüyoruz. Aslında mental süreçlerini insanla karşılaştırarak anlamaya çalıştığımız bitkileri, bizimkinden faklı bir bilinç düzeyine sahip oldukları için kavrayabilmemiz imkansız.
Sinir sistemleri ve beyinleri olmadığı için biyolojik olarak acı hissetmezler. Bitkilerin kendilerine dokunulduklarını hissetmeleri huzursuzluk verici. Sıcağı, soğuğu ve rüzgarı hisseder bitkiler. Örneğin venüs sinek kapanı yaprağına konan sineği hissedip buna bir tepki olarak yapraklarını kapatır.
Doğadaki bu değişimi haftadan haftaya ve hatta gün be gün izlediğimiz; görece yavaş fakat aslında tüm sistemin işleyişini keşfettiğimiz bir alan daha var: Bitkiler. Mevsimlere göre gardırobunuzu değiştirebilir, yaşam alanı koşullarınızı istediğiniz standartta tutabilirsiniz.
🍃 Yaprak, havadan güneş ışığı ve karbondioksit alır. Köklerden ise su alır. Bitki bunları klorofille birleştirir ve. ortaya oksijen ile besin çıkar.
Bir başka deyişle, bu gibi bitkiler sıcaklık, hava nemi ve diğer çevre şartları aynı seyreder suni şartlarda bırakıldıklarında, normal bir büyüme ve gelişme gösteremezler. İşte, bitkilerin bu şekilde nöbetleşe olarak gece ve gündüz sıcaklıklarında değişiklik istemelerine "Termoperiyodizm" denir.
Çevre şartlarının bir bitkinin normal büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyecek kadar değişmesi halinde bitkide meydana gelen duruma stres denir. Bir başka deyişle bitki üzerinde negatif etkileri olan dış faktörler olarak tanımlanır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri