Edimsel koşullanma (İng: "Operant Conditioning"), olumlu veya olumsuz sonuçların bir kişinin davranışlarında meydana getirdiği değişikliklere odaklanan bir öğrenme sürecidir. Bir davranışı güçlendirmek veya azaltmak için "pekiştirme" veya "cezalandırma"ya odaklanır.
Edimsel davranışlar ise, bilinen bir uyarıcıya bağlı olmayan ve organizma tarafından oluşturulan davranışlardır. Bu tür davranışlar kendiliğinden ortaya çıkar ve sonuçları tarafından kontrol edilir. Örneğin; çocukların yürümeyi ve konuşmayı öğrenmeleri gibi davranışları edimsel koşullanmadır.
Edimsel koşullanmada istenilen bir davranışın devamı pekiştirilerek sağlanır. İstenmeyen bir davranış ise pekiştirilmeyerek söndürülür. Edimsel koşullanmaya örnek Sikinner kutusu ile yapılan deneydir.
Örneğin, bireyin davranışı hoş bir şeyle sonuçlanırsa o davranışı birey, tekrar tekrar yapmaya yönelir. Hoş veya hoş olmayan sonuçların bireyde yarattığı değişikliklere edimsel koşullanma denir. Gereksinimleri organizmayı eyleme iterken, davranışlarına yön veren kuvvetlerin de güdüler olduğu bilinmektedir.
Davranışın arkasında olumsuz uyarıcı verilerek yapılan koşullanmaya edimsel koşullanma denir. Bu tür koşullamada, davranışı izleyen ve organizma üzerinde hoşa gidici bir etki yaratarak, davranışın ortaya çıkma olasılığını artıran uyarıcılara pekiştireç denir.
İlgili 39 soru bulundu
Edimsel koşullanmada, canlının yaptığı her davranışın bir sonucu vardır ve bu sonuçlar gelecekteki davranışları etkiler. Edimsel koşullanmayı ilk olarak Edward L. Thorndike (ö. 1949) sistemli bir biçimde çalışmıştır. Thorndike deneylerinde kedileri bir bilmece kutusuna koymuştur.
EDİMSEL KOŞULLANMA SÜRECİ VE TEMEL İLKELERİ
Edimsel koşullanmanın temeli olan bu deneyden çıkarılan sonuç; “Davranışın sonuçları tarafından kontrol edildiği ve olumlu sonuçlanan (pekiştirilen) davranışların devam ettiğidir. “ Bu sonuç aynı zamanda edimsel koşullanmanın temel ilkesidir.
EDİMSEL KOŞULLANMA VE EĞİTİME YANSIMALARI
Pekiştireç hangi davranışın arkasından verilirse, o davranışın ortaya çıkma sıklığını artırır. Örneğin sınıfta söz almak istediğini göstermeden, arkadaşlarının sözünü keserek konuşan bir öğrenci, öğretmen tarafından dinlenirse, öğrenci bu tür davranışları tekrar edecektir.
Klasik koşullanma ile deney grubuna ödül veya ceza verilmez. Deney grubunda istenen veya istenmeyen davranışlar sonucunda ödül veya ceza verilmesi edimsel koşullanma ile alakalıdır. Psikoloji biliminde klasik koşullanma denince akla gelen ilk isim Rus fizyolog İvan Pavlov'dur.
Sönme, klasik ve edimsel koşullanmada bir uyarıcıya verilen öğrenilmiş tepkinin zayıfladığı ve sonunda ortadan kalktığı bir süreçtir. Bu, koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcı olmadan tekrar tekrar sunulduğunda veya istenen davranışa karşılık olarak pekiştireç artık verilmediğinde meydana gelir.
Edimsel koşullanma açısından, iki tür sonuç vardır: pekiştirme ve ceza. Bunlarında iki türü vardır; pozitif ve negatif. Ceza için de geçerli; pozitif ve negatif.
Edimsel koşullanmada önemli olan davranış ve onun sonuçlarıdır. Skinner'e göre pekiştirmenin organizmaya istenen davranışı kazandırmada, davranışı biçimlendirmede, sonuç olarak kişilik gelişiminde önemli bir yeri vardır. organizmayı olumlu yönde etkileyen uyarıcılara pekiştireç denir.
Edimsel davranış
yapılan ve çevrede bir şekilde değişikliğe yolaçan davranıştır.
Davranışçı Öğrenme Kuramı Koşullanmayı Nasıl Ele Alır? Davranışçı öğrenme kuramına göre; öğrenme veya diğer bir deyişle davranış edinimi, klasik ya da edimsel koşullanma ile gerçekleşebilir.
Farkına varmadan, ödül olmadan, bilinçsizce yapılan öğrenmedir. Kişi ihtiyaç durumuna kadar bu öğrenmenin farkında olmaz, ihtiyaç ortaya çıktığında bilginin farkına varır. Örn. Her gün aynı yoldan evine giden bir kişi, yol üstündeki mağazaları görür, ancak farkına varmadan etraftaki bilgiyi zihnine kaydeder.
Edimsel koşullandırmada denekler, yaptıkları bir davranışı ve davranışın sonucunu ilişkilendirmeyi öğrenir. Deneğin iyi bir sonuçla karşılaştığında davranışı tekrar etme olasılığı artar. Güvercin olduğunuz bu metaforda düğmeyi tekrar tekrar tıklayarak lezzetli yemlere ulaşmayı öğrenmeniz tam olarak bu durumu açıklar.
Yani tepki doğru ise pekiştireç verilir. Biçimlendirme, tepkiyi farklılaştırma yani istenen tepkiyi oluşturmadır. Biçimlendirme, beklenen tepkiye yakın görülen bir tepkinin, bir sonrakinde daha yakın bir tepkinin en sonunda da istenen tepkinin pekiştirilmesiyle sonlanan bir süreçtir.
Organizmaya koşullu tepki yerleştikten sonra aynı sistem içersinde yapılan çalışmalarla başka bir koşullu uyarıcıya karşıda koşullanmanın sağlanmasıdır. Örneğin; zil- et- salya şartlanmasında zilden önce başka bir nötr uyarıcı (ışık) verilirse, köpek bu uyarıcıya karşı da şartlanmaktadır.
Söndürme sürecinde davranışın sıklığı hemen azalmaz; hatta sönmenin başlamasıyla birlikte davranışın sıklığında kısa süreliğine de olsa bir artış görülür (sönme patlaması). Örneğin; bir çocuk, ailesinin hatalı tutumu sonrasında tüm istediklerini ağlayarak yaptırmayı alışkanlık haline getirmiştir.
Tepkisel koşullanma otonom sinir sistemi tarafından yönetilen davranışlarla (salya salgılama, kalp atışı, heyecanlanma, terleme gibi duysal refleksif tepkiler) ilgili iken, edimsel koşullanma istemli kaslarla yapılan bilinçli ve istekli davranışlarla ilgilidir.
Davranışsal yaklaşıma göre öğrenme uyarıcı ile tepki arasında kurulan bir bağ sonucunda oluşur. Bireyin çevresi hakkındaki bilişleriyle ve bu bilişlerin onun davranışlarını etkileme yollarıyla ilgilenen bilişsel alan kuramlarıdır.
Klasik koşullanma kısacası, davranışçı bir öğrenme teorisidir. Doğal olarak ortaya çıkan bir uyarıcı ve bir çevresel uyaran tekrar tekrar eşleştirildiği zaman, çevresel uyaranın sonunda doğal uyarana benzeyen bir tepki ortaya çıkaracağını düşünür.
Öğrenme çeşitleri, temel olarak ilişkisel öğrenme ve ilişkisel olmayan öğrenme olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. olayla daha önceden karşılaşmış olması gerçeğine bağlıdır. İlişkisel olmayan öğrenmenin, “alışkanlık” ve “duyarlılaştırma” olmak üzere iki çeşidi vardır.
Davranışı izleyen ve organizma üzerinde olumlu etki yaratarak davranışın ortaya çıkma ihtimalini arttıran uyarıcılara pekiştireç adı verilir. Yapılan işleme ise pekiştirme adı verilir. Pekiştirme bir anlamda bir tepkinin iç ve dış etkilerle kuvvetlendirilmesidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri