Dr. Ali Erbaş, öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulunarak, “İlim öğrenmenin amacı insanlara faydalı olmaktır” dedi.
''İlim Öğrenmenin Amacı İnsanlara Faydalı Olmaktır''
Sözlükte ilim, “bir şeyin hakikat ve mahiyetini kavrayıp idrak etmek” demektir. İlâhî bir sıfat olarak “Allah'ın gerek duyular âlemine gerekse duyu ötesine ait bütün nesne ve olayları bilmesi” diye tanımlanabilir.
Türk Dil Kurumu, sözcüğü "Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim" olarak vermektedir.
Bir şeyi gerçek yönüyle kavramak, gerçekle örtüşen kesin inanç ve bir nesne şeklinin zihinde oluşması gibi farklı anlamlar üzerinden ele almak mümkün. TDK açısından ise ilim ile beraber karşılık olarak bilim kelimesi çıkmaktadır. Aynı zamanda ilim bilgisizliğin karşıtı olarak da anlatılır.
İlgili 25 soru bulundu
İlim, kainata, yaradılışın sırlarına ve insana dair temel bilgilere vakıf olmak demektir. Özellikle İslam filozofları tarafından bilim sözcüğünü yerine kullanılan bu kelime birçok tamlamada da yer alır. Örneğin ilm-i arz, jeolojisi demektir.
Sözlükte “bilmek” anlamına gelen ilim (ilm) genellikle “bilgi” ve “bilim” karşılığında kullanılır.
Sorular, ilmin anahtarıdır. Onun içindir ki, yine Peygamberimiz (asm) ilmin “kadın-erkek” her Müslümana farz olduğunu bildirmiştir. Demek, ilim öğrenmek hiçbirimizin kaçamayacağı kadar önemli bir görevdir. Gerek kendimizin, gerekse kâinatın var oluşu ve devamı ancak ilimle mânâ kazanır.
Malum olunduğu üzere tarih boyunca Hz. Ali ilmin kapısı olarak tavsif edilmiştir. Ona nispet edilen metinlerden oluşan Nehcü'l-Belâga, onun edebî, hikmetli ve veciz sözlerini ihtiva eden bir eserdir.
Buna göre ilim ancak Allah'ın katındadır yani kaynağı Allah'tır. Bu anlamda ilim sahipleri (ulü'l-ilm) ya da kendilerine ilim verilenler (ellezîne ûtü'l-ilm) ilahi bilgiye muhatap olan ve doğruluğuna inananlardır (Bakara, 145; Âli İmran, 119; İsra, 107; Neml, 40; Sebe', 6; Mülk, 26).
“İlmin başı soğandan acı, sonu ise baldan daha tatlıdır.” Bu söz bize, ilim yoluna giren bir talebenin bazı zorluklara katlanması gerektiğini ifade etmektedir. Âlimlerimiz bir talebede bulunması gereken birçok vasıf zikretmişlerdir.
Bu anlamda ilmi iki kısma ayırmak mümkündür: Allah'ın her şeyi kuşatan sınırsız ilmi ve bir de sınırlı olan yaratıkların ilmi (Şimşek, 1999: 231). Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de zikri geçen sıfatlarından birisi, 'herşeyi bilen' anlamına gelen Alîm, diğeri 'ilim sahibi' anlamı- na gelen Âlim'dir.
7- İlim: İlm-i Ezel olarak da bilinen ilim sıfatı, Allah'ın kainattaki her şeyden haberdar olması demektir.
Allah'ın evrendeki herşeyin bilgisine sahip olması, Kur'an'ın tabiriyle “ilim” olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla Allah'ın sıfatlarından biri olan “ilim”, Allah'ın herşeyi bilmesi demektir. Binaenaleyh Allah her şeyi bilendir, yarattığı varlığı en ince teferruatına kadar bilmesi gerekir.
Sözlükte ilim, "bir şeyin hakikat ve mahiyetini kavrayıp idrak etmek" demektir. İlâhî bir sıfat olarak "Allah'ın gerek duyular âlemine gerekse duyu ötesine ait bütün nesne ve olayları bilmesi" diye tanımlanabilir.
Manevî Bilimler
Kapsamına teknoloji, lisan, sanat, edebiyat, felsefe gibi insan ürünlerinin yanında din kapsamında ahlâk, tasavvuf gibi sosyal ve ilahî konular girmektedir. Manevî bilimler, kavram olarak 19. yüzyılında Avrupa'da ortaya çıkmıştır.
ilim öğrenmek veya öğretmek için çalışmak.
Allah'ın ilmi sınırsız olduğundan bütün zaman onun ilmine “an” olarak taalluk eder. Bu sebeple Allah her şeyi meydana gelmeden önce bilir.
1- Nakli ilimler. (Tefsir, kelam, hadis, fıkıh ilmi gibi.) 2- Akli ilimler.
Büyük İslam alimi: İmam-ı Gazali.
Beşerî bilimlerle ilişkili disiplinlere örnek vermek gerekirse; antik ve çağdaş diller, edebiyat, tarih, felsefe, din, görsel sanatlar, performans sanatları (müzik dahil) gibi dallar zikredilebilir.
“İlim Çin'de bile olsa gidip onu alınız” sözü Hadis-i Şerif ise şöyle değerli bir anlamı da vardır; Çin'den alınacak ilim dini bir bilgi olmayacağına göre dünyevi bilginin elde edilmesinde ilmin sahibi bakımından herhangi bir dini mensubiyet ölçüsü gözetilmemiş demektir.
İLİM ALLAH'IN EMRİ
İlim öğrenmek ve öğretmek Allah'ın emri ve Peygamber Efendimizin sünnetidir. İlim denilince sadece dini ilimler anlaşılmamalıdır. Başlangıçta belirttiğimiz gibi her şey Allah'ın ayetidir.
İlmin zekâtı, yüzde yüzdür. İlim ehlinin zekatı; layık olana o ilmi vermek, ilmî meseleleri öğretmektir. Alimler uzun çalışmalarla öğrendiklerinin tamamını vermekle mükelleftirler. Alim, ilminin zekatını yüzde yüz olarak verdiği gibi, hasadını yapan insan da öşür ya da zekatını belirlenen oranlarda vermelidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri