İzmir civarındaki geçmişi yüzyıllarca öncesine dayanan 6 Alevi köyünden biri Uzundere. Diğerleri; Bayırdır'daki Turan ve Yakapınar, Urla'da bulunan Bademler, Güzelbahçe'deki Yaka Mahallesi ve Karşıyaka'daki Doğançay köyü.
Türkiye'de en çok Alevî köyü ise 60'ı karışık olmak üzere toplam yaklaşık 460 adet köy olup Sivas ilinde yer almaktadır.
Örneğin Türkiye'de en çok alevi köyü bulunan Sivas'ta 489′u Alevi, 45′i karışık olmak üzere 534 adet alevi yerleşim yeri bulunduğu belirtilmektedir.[3] Ayrıca alevi forum sitesinde bilgi bulunmayan bazı iller için ise diğer (http://www.piryolu.com/, www.zohreanaforum.com gibi) internet siteleri taranmıştır.
Üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevilerin daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Balıkesir, Eskişehir, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal, Ardahan şehirleriyle, İç ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Tunceli, Tokat ve Kahramanmaraş'ın ilçelerinde gelmektedir.
Bu okullar arasında, İzmir'de ilk köy tiyatrosunun kurulduğu, kütüphanesi ve oyuncak müzesi ile Türkiye'nin en modern ve çağdaş köyü olarak bilinen, köyün nüfusunun neredeyse tamamını ise Tahtacı Alevileri'nin oluşturduğu Bademler Köyü'ndeki okul da yer aldı.
İlgili 43 soru bulundu
Alevi Tahtacı köyü olan Bademler, Urla'nın en doğusunda, ilçenin ikinci büyük köyüdür. Köyümüzde sitelerle beraber yaklaşık 1200 hane var. 3 bine yakın nüfusumuz var.
Alevi köylerine cami, imam ve namaz dayatması, din, vicdan, inanç ve düşünce özgürlüğüne, laiklik ilkesine aykırı bir insan hakkı ihlalidir.
Günümüzde, Anadolu'da Alevî tanımlaması, Türk-Türkmen Alevîlerin yanında, Bektaşîler, Kürt Alevîler, Otman Babalılar, Nusayrîler gibi birçok grubu da kapsamaktadır.
Alevî içtihadına göre, en zirvedeki mürşîd, Hz. Ali ile Hz. Peygamber'dir.
Kişilerin kendilerini ait hissettikleri din ve mezhep sorusuna verdikleri yanıtlardan Türkiye nüfusunun yüzde 99'unun Müslüman olduğu, mezheplere göre bakıldığında toplumun yüzde 82'sinin Sünni-Hanefi, yüzde 5.73'ünün Alevi-Şii olduğu görülüyor.
Günümüzde Arap Alevileri, Hatay, Adana, Mersin, Lazkiye, Tartus gibi kıyı illerde yaşamaktadırlar.
Alevi topluluğu, Kuran'ın Ömer, Osman ve özellikle de Maviye ile Yezit zamanında değiştirildiğine ve birçok ayetinin yok edildiğine inanır. Bu nedenle de Kuran'larını "Telli Kuran" ve "Kuranı Natık" olarak adlandırırlar. Ozanların, pirlerin deyişlerini, sözlerini Kuran'ın ayetleri olarak kabul ederler.
Neşet Ertaş da babası Muharrem Ertaş gibi Alevi'ydi. Aleviliğe mensup “Abdallar” diye tanımlanan bir topluluğa aitti. Neşet Baba, Aleviliğini öne çıkartan ve bu davayı güden birisi değildi. Çünkü o zaten “garip”di ve sırtında zaten taşımakta zorlandığı fazla sayıda yük vardı.
Bugün için Trabzon'da 1 tane Alevi köyü var.Akçaabat Eskiköy,fakat günümüzde Sünni olan Trabzon Çepnilerinin çoğu yakın geçmişte Aleviydi.Bugün bile kültürlerinde Aleviliğin izleri görülebilir.
Öz. Eskişehir İli Seyitgazi İlçesi, Alevi-Bektaşi Kültürünün önemli merkezlerinden biridir. Yöre, Seyyid Battal Gazi, Sücaeddin Veli ve Üryan Baba gibi kült kimliklerin etrafında gelişen Kalenderi inancının, bir yaşam biçimine dönüşmesine ve buna bağlı kurumların ortaya çıkışına mekân oluşturmuştur.
Yörede olan ve aynı şekilde kurulan diğer iki Alevi köyü Zengen ve Orhaniye. Buralarda da Alevi geleneği yaşatılmaya çalışılıyor ve Hızır aşkıyla yol yürüyor.
Alevîlik inancının, Anadolu'ya gelen Hacı Bektaş-ı Veli sayesinde ve ozanların nefesleriyle hayat bulduğuna inanılmaktadır.
İlin yüzde doksanı Alevi-Bektaşi inancına sahiptir. Alevilik, Hz. Muhammed'in ve Hz. Ali'nin düşünceleri ve felsefesinin toplum inancına yerleşmesi ve buna bağlı olarak ta ehli-beyt sevgisi olarak ortaya çıkmıştır.
Kendisini Alevi olarak tanımlayanların oranı, kadınlarda ve erkeklerde yüzde 5; bu da 2018 sonu itibarıyla 4 milyonun biraz üzerinde nüfus demek. KONDA'nın “diğer Müslüman” olarak tanımlayan yüzde 4'lük, 3 milyonun üzerinde bir nüfus var; buna Şii-Caferi mezhebine aidiyet belirtenler dâhil.
Alevî yazılı metinlerinde bu üçlünün birbirinin ardına bir bütünü ifade ediyormuş gibi kullanılmış olması da ayrıca buna katkıda bulunmaktadır. Kelime-i şehadetin İslam âleminde makbul görmüş şekli Alevîlikte “La İlâhe İllallah, Muhammeden Resulullah, Aliyyun Veliyullah” şeklinde ifade bulmuştur.
Birçok boyutuyla da bir din ve bir mezhep olmaktan öte, bir düşünce akımı, bir yaşam biçimi, bir inanç olarak yaşanıyordu Alevilik. Başından itibaren İslam içinde olup da sonradan çeşitli yorumlarla sapkınlık gösterip İslam'dan ayrılmış bir mezhep, bir inanç değildir.
Alevilikte abdest vardır. Hem normal abdest hem de boy abdesti de dediğimiz gusül abdesti vardır.
Asimilasyon politikası Alevi köylerinde ne zaman yapılmaya başlandı, 80 ihtilalinde Alevilerin yoğun olduğu köylerde cami yapıldı. İmam gönderdiler, para da alıyordu ama camiye giden kimse yoktu. Camiler yıkıldı, kullanılmıyor şimdi ise karakollarda yüksek sesle ezan okutularak asimilasyon politikası uygulanıyor.
Alevîler, Muhammed'in son Peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'nin ise Veliliğine (ya da İmamlığına) inanırlar. Alevîler, ibâdetlerini Cemevi'nde yaparlar. Kadir Gecesi'yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar. Muharrem'den sonra da üç gün Hızır Orucu tutarlar.
Cemevi; Alevilikteki başlıca ibadet mekânı.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri