Ömer Seyfettin, olay hikayesi yazarıdır. Bu hikaye tarzı, realizm akımından etkilenmiş hikayelerdir.
Ömer Seyfettin (11 Mart 1884, Gönen, Balıkesir - 6 Mart 1920, İstanbul), Türk yazar, şair, asker ve öğretmen. Türk edebiyatının önde gelen hikâye yazarlarındandır. Türk kısa hikâyeciliğinin kurucu ismi, ayrıca edebiyatta Türkçülük akımının kurucularından olup, Türkçede yalınlaşmanın savunucuları arasındadır.
Ömer Seyfettin, Maupassant tarzı hikayeciliğin Türk edebiyatındaki temsilcisi olmaktadır. Olay hikayesi olarak da bilinen hikaye türü akıcı ve merak uyandırıcı üslupla yazılmaktadır.
İhtiyarlıkta mı Gençlikte mi? (1914), Ashâb-ı Kehfimiz (1918), Harem (1918), Efruz Bey (1919) isimli kitaplar yayınladı (Polat 2017: 7). Ashâb-ı Kehfimiz'i içtimaî roman, Efruz Bey'i ise “fantezi roman” nitelemesiyle neşretti.
Bir Hayır : Hikaye-Öykü : En iyi Sesli Kitaplar - Audioteka.com/tr.
İlgili 32 soru bulundu
Olay hikâyesi, Fransız yazar Guy de Maupassant'ın (1850-1893) adıyla da anılır: “Maupassant tarzı hikâye.” Olay hikâyesinin ana özelliği, klasik anlatı düzenine uygun olmasıdır. Bu tarz hikâyelerde olay akışı; giriş, gelişme ve sonuç bölümleri şeklinde bir düzenlenişe sahiptir. Olay, metnin başat ögesidir.
Ömer Seyfettin, Türk edebiyatında kısa hikayelerin önemli bir ismi olarak kabul edilir. Hikaye türünde kaleme aldığı eserleri, sade ve akıcı bir dille okuyucuya aktarır. Özellikle milli mücadele döneminden etkilenen yazar, bu dönemin izlerini eserlerinde yansıtmıştır.
Ömer Seyfettin Milli Edebiyat Dönemi'nin en önemli yazarlarındandır. Yeni Lisan Hareketinin ve modern Türk hikâyeciliğinin de öncülerindendir.
yazardır. Bununla birlikte çeşitli süreli yayınlarda şiir de yayımla- mış; ancak şairliği, daima hikâyeciliğinin gölgesinde kalmıştır.
Ömer Seyfettin'in hikâyesi, evin hanımı Fatma Hanım'ın “salât u selâm”dan sonra kocasına öfkelenmesiyle başlar. Zira kocası, tos vurmaya alıştırdığı kurbanlık koçlarıyla uğraşmaktadır. Çok sofu ve dindar olan Fatma Hanım, günaha girmekten korktuğu için evinden dışarı hiç çıkmamaktadır.
Hikâye, edebiyatın bir türü olarak sıradan bir anlatımın ötesinde edebiyat kadar eskiye dayanır. Fakat modern hikâyenin geçmişi çok yenidir. Edebiyatımızda modern hikâye Ömer Seyfettin'le başlamıştır.
Ölümünden sonra yapılan otopside şeker hastalığından vefat ettiği anlaşılan Ömer Seyfettin'in cenazesi, Kadıköy Kuşdili Mahmutbaba mezarlığına defnedilmiştir. Bu mekânın daha sonraki yıllarda tramvay garajı haline getirilmesi dolayısıyla kemikleri 23 Ağustos 1939 tarihinde Zincirlikuyu mezarlığına nakledilmiştir.
Ömer Seyfettin hikayeleri ve yazıları ile Türkçe'nin sadeleşmesi ve ulusal dil olarak yerleşmesine büyük katkı sağlamıştır. Onun yazıları aynı zamanda milliyetçilik, ulus-devlet, edebiyat ve dilin nasıl ortak bir politik çizgide buluştuğunun önemli örneklerindendir.
Asker bir yazar olan Seyfettin, İstiklal Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştır. Filistin Cephesinde cereyan eden bir hatırasında bakın neler anlatıyor Ömer Seyfettin... "Almanların yenilmesiyle savaş bitmiş, mütareke imzalanmıştı.
Bulunan en eski tarihli şiirler Enheduanna imzası taşımaktadır. Bu nedenle daha öncesinde herhangi bir şairin yaşayıp yaşamadığını bilmek pek mümkün değildir. Dolayısıyla yazılı kaynaklara dayanarak tarihin ilk şairi Enheduanna olarak kabul görmektedir.
Bunlar sıradan kişiler değildirler. Ömer Seyfettin bazı hikâyelerinde de gerçeklik izlenimini veya yanılsamasını bilerek yok eder. Hikâyenin kendisi tarafından uydurulduğu izlenimini yaratır. Bütün bu sebepler dolayısıyla yazar, Realizm akımından çok Romantik akımın temel özelliklerine daha yakındır.
Abdullah Cevdet Karlıdağ (9 Eylül 1869, Arapgir, Malatya - 29 Kasım 1932, İstanbul), Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarında ve cumhuriyetin kuruluş döneminde yaşamış siyasetçi, düşünür, göz doktoru, şair ve tercümandır. Osmanlı ve Türkiye'de "Batıcılık" akımının önde gelen isimlerinden birisidir.
Ömer Seyfettin Maupassant (Mopasan) tarzı olay öykücülüğünün tartışmasız en büyük ismidir. Sait Faik Abasıyanık ise ilk örneklerini Memduh Şevket Esendal'ın verdiği Çehov tarzı durum-kesit öykücülüğünün en önemli ismidir.
Ömer Seyfettin Hangi Tür Hikayeciliğin Temsilcisidir? Ömer Seyfettin, Maupassant tarzı hikayenin Türk edebiyatındaki temsilcisidir. Bir karakterin başından geçen olayı belirli bir olay örgüsü içerisinde aktaran hikayelere Mauppasant tarzı hikaye denir.
Durum Öyküsü (Çehov Tarzı Öykü)
Bu romanlarda da olaylar konu alınabilmekle birlikte, asıl ağırlık karakterler arasındaki diyaloglar, karakterlerin hissettikleri, düşündükleri ve verdikleri tepkiler üzerindedir. Yazarlar, böyle öyküleri kullanarak belli bir “durum” anlatmaya çalışırlar.
1911 yılında konuşma dili ile yazı dili arasındaki ikiliği kaldırmayı ve dilde sadeleşmeyi amaçlayan Yeni Lisan hareketi, birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir. Yeni Lisan hareketinin fitilini ateşleyen isim Ömer Seyfettin'dir.
Guy de Maupassant, olay hikayelerinin en başarılı örneklerini verdiğinden Maupassant tarzı hikayeler olarak bilinir. Durum hikayelerinde olay örgüsünün önemi azaltılmıştır. Olay örgüsü, özenle seçilmiş olaylardan seçilmez. İnsanın her yerde ve her insanın yaşayabileceği basit ve sıradan durumlar anlatılır.
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri