Bir topluluğa hitap ediliyorsa önce orada bulunan en üst makama sonra sırasıyla diğerlerine hitap edilir. Sayın Rektörüm, Sayın Rektör Yardımcılarım, Sayın Dekanım gibi.
Yani “rektör”, “dekan”, “hoca” gibi sıfatlar ayrı ayrı saygı ifadeleridir ve bir arada kullanılmaları da alışılmış bir şey değildir. Ancak; son birkaç yılda bunların özel kombinasyonlarının kullanılmaya başlandığına ve “rektör hoca”, “dekan hoca” gibi hitap şekillerinin türetildiğine şahit olduk.
Resmi takdimlerde ve hitaplarda, devlet adamlarına, diplomatlara, askeri ve mülki erkana ve üst yöneticilere daima resmi unvan veya rütbeleriyle hitap edilir. Sayın Rektör Sayın Vali Sayın Başkan Sayın Genel Müdür Sayın General vb.
Günlük yaşamda çok sık duyulan kelimeler içerisinde akademisyen gelir.
Yani en üst düzey kişinin yardımcısı, üst düzeyin bulunmadığı hallerde üst düzey gibi hitap edilmelidir. Rektör Yardımcısı, Rektör Bulunmadığı bir ortamda Sayın Rektörüm, Rektörün yanında ise Sayın Rektör Yardımcısı şeklinde hitap edilmelidir.
İlgili 25 soru bulundu
Maillere 'Sayın Hocam' veya 'Sayın Ad-Soyad' şeklinde hocanın adı ve soyadı ile hitap edilmelidir. 'Sevgili hocam, Değerli hocam…' gibi öznel hitap tarzlarına yer verilmemelidir. Yanı sıra ek olarak, 'Merhabalar, İyi Günler' gibi ifadelere yer vermekte de sakınca yoktur.
Resmi toplantı ve törenlerde devlet ve hükümet adamlarına ve yöneticilere daima unvanlarıyla hitap edilir: Sayın Bakan, Sayın Genel Müdür, Sayın Emniyet Müdürü.
1)doktora eğitimim devam etmekte ve üçü profesör olmak üzere tüm öğretim üyelerimize "hocam" diye hitap etmekteyiz. hatta doktora eğitimine benimle beraber devam edenlerin çoğu öğretim görevlisi olduğu için birbirimize de "hocam" diye hitap etmekteyiz. kısaca herkese "hocam..."
Profesör (kısaca Prof.), en yüksek düzeydeki akademik rütbe ve akademik unvana sahip kişilere verilen unvandır. Bilimler akademisi, üniversite, okul ve diğer yükseköğretim kurumlarında çalışır. Profesörler üniversite dersi ve seminer'ler, bilimsel araştırmalar'lar yapabilir.
(2) Rektör adına yetki verilmiş Makamlarca imzalanacak yazılarda, yazının sağ alt köşesine yazıyı imzalayanın adı ve soyadı yazıldıktan sonra, altına “Rektör a.” İbaresi konulacak, bunun altına da memuriyet unvanı yazılacaktır.
Dekan, fakültenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde gerektiği zaman güvenlik önlemlerinin alınmasında, öğrencilere gerekli sosyal hizmetlerin sağlanmasında, eğitim - öğretim, bilimsel araştırma ve yayını faaliyetlerinin düzenli bir şekilde ...
Rektör, bir üniversitenin akademik ve idari olarak en üst düzey yetkilisidir. Latince kökenlidir ve Latince'de 'yöneten' anlamına gelir. Sözcük, Hristiyanlık dininde kilisedeki yöneticilerden türetilmiştir. Özellikle Anglikan ve Katolik kiliselerinin bazılarında rektörler vardır.
Mevcut yasada rektörlük için en az 3 yıl süreyle profesör olma şartı vardı. 9 Temmuz 2018'de KHK ile yasa değiştirilip, 3 yıl şartı kaldırıldı.
Yapılan üniversite reformuyla üniversitenin başındaki kişiye “papaz” anlamına gelen “rector”, fakültelerin başındaki kişiye de “mahalle papazı” anlamına gelen “decan” denmiştir.
Cumhurbaşkanı bu üç adaydan birini rektör olarak atar. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü tüzel kişiliğini temsil eden rektörlerin görev süresi dört yıldır. Süresi sona erenler iki dönemden fazla rektörlük yapmamış olmak kaydıyla yeniden rektör olarak seçilip atanabilirler.
Ordinarius sıfatı Latince "nizami, usule uygun" anlamına gelir. Profesörlerin hocası anlamına da gelmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nde bu unvanın son sahibi Reşat Kaynar'dır.
Doçentlik, bir üniversite akademik unvanı olup Doktor ile Profesör arasında yer almaktadır. Doçent olabilmek için, adayın doktora ya da tıpta uzmanlık derecesi alındıktan sonra kişinin lisansüstü çalışmalarına bağımlı kalmadan çalışma yapabildiğini ispat etmesi gerekir.
Akademisyen olma süreci, başlama aşaması olan araştırma görevlisi unvanından itibaren, doktora eğitimi tamamlayarak Dr. Öğretim Görevlisi, Doçent ve Profesör unvanlarına uzanan bir eğitim sürecinden geçmektedir. Öncelikle akademisyen adayları lisans eğitimlerini başarıyla tamamlamalıdır.
Kadın profesörlere göre 'akademisyenlik' üniversiteye özgü bir kavramken, 'bilim insanı' her ortamda çalışabilmektedir. Erkek profesörlere göre akademisyenin eğitimci rolü ve kendini olaylardan soyutlaması 'bilim insanı' kavramından ayrılmasına gerekçedir.
1-Yöneticinize daima saygılı hitap edin. Ona taşıdığı ünvana göre, “sayın müdürüm”, “sayın başkanım”, “sayın kaymakamım” ve “sayın valim” deyin veya “efendim” diye hitap ederek söze başlayın. 2-Üstünüzün makamına girerken ceketinizin düğmeli olmasına dikkat edin, palto ve şapka ile girmeyin.
Örneğin, Sayın Doruk Kara. Bunun yanı sıra yazışmayı yaptığınız kişi ile daha önceden de yazışmalarınız olduysa Bey ya da Hanım gibi hitap kelimeleri de kullanabilirsiniz. Örneğin, Sayın Doruk Bey veya Sayın Banu Hanım. İş hayatınız içerisinde İngilizce yazışmalar yapmanız da gerekebilir.
doğrudur. Üstlere ünvanıyla (Müdür Bey,Sayın Müdürüm), hitap edilir.
Valinin olmadığı ortamda Vali Yardımcısına, “Sayın Vali” denilmelidir. Kaymakama hitap edilirken kesinlikle ismiyle hitap edilmez. “Kaymakam Bey” veya “Efendim” denilmelidir. Bu hitapların dışında unvan kullanmak sizi küçük düşürür ve sert bir şekilde uyarılırsınız.
Çünkü komisere komiser, amire amir, savcıya sayın savcı olarak hitap ediliyor, polise gelince sürekli olarak lan olarak hitap ediliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri