Koruyucu güneş kremleri UVA ve UVB karşı tam ve yüksek koruyucu olmalıdır. Hastalar kimyasal olmayan, fiziksel güneş koruyucuları çinko yada titanium dioxide tercih etmelidir. Koruyucu faktörü 15 ya da daha yüksek olan koruyucu kremler düzenli olarak uygulanmalıdır. Bu nedenle ideal olanı 50+ olan ürünlerdir.
Güneş kremlerinin dimetikon, pantenol gibi nemlendiriciler ve irritasyona neden olmayan maddeler içermesi yaşadıkları sorunları azaltmaya yardım edecektir. Ayrıca Titanyum dioksit, Çinko oksit gibi fiziksel filtrelerin bu hastalar tarafından daha iyi tolere edildiği bilinmektedir.
Roza hastalığı için Metronidazol içeren kremler veya jeller kullanılabilir. Doktorun önerdiği azeleik asitli kremler de roza hastalığında işe yarayabiliyor. Bu dönemde kortizon içeren kremlerden uzak durmalı ve alkollu tonik, serum gibi cilt bakım ürünlerini cildinden uzaklaştırmalısın.
Parfümsüz ve alkolsüz cilt bakım ürünleri tercih etmelisin. Laktik asit gibi soyucu asitlerden uzak durmalısın.
En çok kullanılan metronidazol (krem, jel, losyon), azelaik asit (krem, jel) ve sodyum sülfasetamid, sülfasetamid+sülfürdür. Diğer ilaçlar ise tretinoin, benzoil peroksit, eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, % 5 permetrin krem, takrolimus ve pimekrolimustur.
İlgili 40 soru bulundu
Kadınlarda daha sık görülebilmektedir. Nedenlerine baktığımızda karşımıza en çok B vitamini eksikliği çıkmaktadır, sindirim sistemi problemleri, mide asit salgısında azalma, çok alkol tüketmek, depresyon da etkilemektedir.
Roza hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte en etkili tedavi roza hastalığını tetikleyebilecek etkenlerden uzak durmaktır. Hastalığın gözlemlendiği bölgenin temiz kalmasını sağlamak, alkolden uzak durmak, cilt besleyici kremler kullanmak kabarcıkların ağrısını ve hassasiyetini azaltır.
En çok kullanılan metronidazol (krem, jel, losyon), azelaik asit (krem, jel) ve sodyum sülfasetamid, sülfasetamid+sülfürdür. Diğer ilaçlar ise tretinoin, benzoil peroksit, eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, % 5 permetrin krem, takrolimus ve pimekrolimustur.
Rozasea Diyeti
Peki gül hastalığı olanlar ne yememeli? Acı ve baharatlı gıdalar, kahve, çay, tuzlu besinler, ceviz, alkol, domates, incir, çikolata ve narenciye tüketiminde dikkatli olunmalıdır.
Rozada sabunlar derinin daha fazla kurumasına ve iritasyonuna neden olmaktadır. Sindetler sabunsuz sabun olarak tarif edilen sentetik deterjanlardır. Deri doğal pH yakın olmaları ile rozada tercih edilebilir.
Ciltte akneye meyil yok ancak kuru ve kızarık ise rüzgar ve soğuk hava-sıcak havaya karşı koruma adına çivit otlu serum veya okaliptüs içeren bir serum da kullanılabilir. Tüm bu cilt serumlarının katkısız, doğal ve parfümsüz olması tavsiyedir.
Lavanta yağı, gül hastalığından dolayı oluşan kızarmayı ve iltihaplanmayı hafifleterek iyileştirecektir.
Tam bir cilt dostu olan aloe vera, gül hastalığının yaşattığı yan etkileri de azaltıyor. Özellikle kızarılıklığın geçmesine destek olan aloe veranın bu etkisinden faydalanmak için taze haldeki aloe vera yapraklarının iç kısmından çıkaracağınız jeli temiz cildinize uygulamanız yeterli.
Ardıç Katranlı Sabun, uzun yıllardan beri cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılmaktadır. Egzama, sedef, mantar, uyuz ve gül hastalığı gibi cilt hastalıklarına önerilir.
Tercihen ılık bir duşun ardından tonik uygulaması daha iyi olacaktır, nitekim ılık su gözeneklerin açılmasını sağlayacak ve tonik ve gül suyu temizlik etkisiyle en iyi sonucu verecektir. Temizlik işleminin ardından, güneş kremi cilde sürülebilir.
Gül Hastalığı Olanlar Nelere Dikkat Etmeli? Gül hastalığını tetikleyen dış etmenlerin başında ısı artışı ve güneş ışınları gelmektedir. Bu nedenle gül hastalığı tanısı almış kişiler hastalığın seyri açısından yüksek ısıdan, sıcak yiyeceklerden ve direk güneş ışığından korunmalıdır.
Uygun kullanım ve doz / uygulama sıklığı için talimatlar:
Doktorunuz tarafından başka bir şekilde önerilmediyse; ROZA'yı, sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez deri üzerine sürerek uygulayınız. ROZA ile ortalama tedavi süresi 3 - 4 aydır. Önerilen tedavi süresini aşmayınız.
Burun derisinde kalınlaşma zaman içinde Rinofima, diğer cilt lezyonları ile birlikte veya tek başına görülebilir. Erkeklerde daha sık görülen bir durumdur. Kremler, antibiyotikler ve Lazer ile tedavi edilebilir. Lazer ile rinofima tedavisi 15 gün aralıklarla ortalama 4-6 seans yapılır.
Gül hastalığı belirtileri aylarca ciltte sebat edebilir ve kendiliğinden gerileyebilir. Belirtiler aralıklı alevlenmelerle seyredebilir; her yaştan ve cinsiyetten kişiyi etkilemekle beraber sıklıkla orta yaşlı ve beyaz tenli kadınlarda görülür.
Retinol neredeyse tüm cilt tipleri üzerinde etkili olsa da herkesin kullanımına uygun olmayabilmektedir. Örneğin, gül hastalığı olan kişilerin ciltleri hassas olduğu için bu kişilerin cildi retinol gibi güçlü bir bileşeni tolere edemeyebilir.
Pityriasis rosea (Gül hastalığı) her yaşta görülebilen, fakat sıklıkla 10-35 yaşlara arasında rastlanılan döküntülü bir deri hastalığıdır. Döküntü birkaç hafta veya yıl sürebilir. Genellikle hastalık kalıcı bir iz bırakmaz, fakat esmer kişilerde zaman içinde gerileyen kahve renkli lekeler kalabilir.
Gül Hastalığı (Rosacea) için Cilt Bakım Önerileri:
Kuruluk ve tahriş korkusu ile rosacea hastaları yüzlerini yıkamaktan çekinebiliyor ancak nazik bir yıkama ürünü ile yüz günde iki kez yıkanmalıdır.
Gül hastalığı olan hastalar öncelikle güneş ışığı, sıcak ortamlar, buhar, hamam ve saunadan uzak durmalıdır . Sıcak yiyecek ve içecek, çok miktarda çay ve kahve tüketimi, çikolata, acı ve baharatlı yiyecekler, yüzdeki damarlarda genişleme yaparak hastalığın alevlenmesine neden olabilir.
Gül Hastalığı Tedavi Edilmezse Ne Olur? Gül hastalığı, müdahale edilmediği durumlarda şiddetlenebilen kronik bir hastalıktır. Devam eden süreçte iltihaplı yaralar ve sivilceler meydana gelebilir. Eğer erken teşhis yapılmazsa ve hastalık ilerlerse, lenf kanserine neden olabilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri