Sabun üretiminde en çok hindistan cevizi yağı, palm çekirdeği yağı, defne yağı, zeytin yağı, ayçiçeği yağı, mısır yağı, soya fasulyesi yağı ve hayvansal iç yağ olan donyağı, domuz yağı, ya da kemiklerden elde edilen yağlar kullanılmaktadır.
Sabun ham madde temelde yağ ve alkalidir. Yağ olarak zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı, kakao yağı gibi bitkisel yağlar ya da kimyasal yöntemlerle çıkarılan başka yağlar kullanılabilir. Alkali olarak sodyum hidroksit ya da potasyum hidroksit kullanılabilir.
Sabun, genellikle bitkisel ya da hayvansal yağlar ve alkali maddelerin (bazlar) karışımıyla üretilir. Sabun yapımında kullanılan yağlar, zeytinyağı, hindistancevizi yağı, palm yağı ve hayvansal yağlar gibi çeşitli kaynaklardan elde edilebilir.
Sabunlar, katı sıvı yağların ya da onların yağ asitlerinin,kimyasal olarak güçlü bir alkali ile etkileşimi sonucu oluşur. Sabunun genel formülü CH3-(CH2)n-COONa, sodyum stearat (C17H35COO- Na+) gibi bir sabun nonpolar uç (yağ asitinin hidrokarbon zinciri) ve polar uç (iyonik karboksilat) içerir.
Bitkisel ya da hayvansal yağların sabunlaşması sonucu üç değerli bir alkol olan Gliserin ile yağ asidi oluşur. Sabunlaşma sodyum hidroksit ya da potasyum hidroksit ile yapılırsa yağ asidi yerine bunun sodyum tuzu (beyaz sabun) ya da potasyum tuzu (arap sabunu) elde edilir.
İlgili 19 soru bulundu
İçindekiler: Sodyum Palmat, Sodyum Donyağı, Su, Sodyum Palm Kernelat, Gliserin, Stearic Asit, Sodyum Klorür, Parfüm, Octyldodecanol, Sitrik Asit, Tatrasodium EDTA,Etidronik asit, Disodium Dsityrybiphenyl Disulfonate, Citronellol, Geraniol, CI 77891. Serin ve kuru tutun, güneşten koruyun.
Sabun üretiminde en çok hindistan cevizi yağı, palm çekirdeği yağı, defne yağı, zeytin yağı, ayçiçeği yağı, mısır yağı, soya fasulyesi yağı ve hayvansal iç yağ olan donyağı, domuz yağı, ya da kemiklerden elde edilen yağlar kullanılmaktadır.
Türkler 11. yüzyıla kadar sabun yerine sulardaki soda, çöven, saparma, zabun otu, süt kökü, kaşık otu, acı ağaç, kılaya kavuğu, tavşankulağı, hint kestanesi gibi maddeleri ve külü kullanmıştır. Belgelere göre bugünkü sabunun ilk şekli Araplar tarafından ilk çağlarda yapıldı.
Gül özleri kullanılarak üretilmiş olan sabun gülün muhteşem kokusunu evinize taşıyor. Hacı Şakir Saf Sabun Gül tüm cilt temizliği için uygun. Cildin temizlenmesi esnasında kurumasını da önleyen sabun bakterilerden ve ölü hücrelerden cildi arındırıyor, hijyenik bir temizlik sunuyor.
Şayet hidrolizde suya, NaOH eklenirse yağ asitleri yerine sabun oluşur. Yağ asitlerinin Na ve K tuzlarına sabun denir. Sabun, daha çok oleik, stearik, palmitik, laurik ve miristik asitler olmak üzere, çeşitli yağ asitlerinin sodyum ve potasyum tuzlarını kapsar.
Fazla yağlanmayı gidererek, akne ve sivilce oluşumunu hafifletmektedir. Ciltte biriken ölü hücreleri derinlemesine temizleyerek, pürüzsüz bir cilde kavuşmanızı sağlamaktadır. Cilt tonunu dengelemektedir.
Günlük olarak kullanılan sabunlar çok sayıda kimyasal bileşik içerir. Bunlar arasında yağlar, çözücüler, uçucu yağlar, pigmentler, emülgatörler , yüzey aktif maddeler , stabilizatörler, koyulaştırıcılar, koruyucular ve köpüren maddeler bulunur.
Yağları sabuna dönüştürmek için güçlü bir bazik madde gerekir. Katı sabunlar için bu madde NaOH (sodyum hidroksit), nam-ı değer KOSTİKtir.
Doğal Sabunlar İyi Köpürmez.
Kullanılan yağlardaki laurik asit köpük oluştururken, kullanılan yağlardaki oleik asit sabuna yumuşama özelliği kazandırır. Hindistan cevizi yağı sabunu en yüksek laurik aside sahiptir, bu nedenle köpürme sağlar.
İki çeşit kostik vardır; birisi potasyum hidroksit (KOH) diğeri ise sodyum hidroksit (NaOH)dir. Potasyum hidroksit sıvı sabun yapımında, sodyum hidroksit ise katı sabun yapımında kullanılır.
Kimyasal olarak sabun aslında tuzdur. Günümüzde sabun yalnızca kostik (sodyum hidroksid ve türevi), yani bazdan üretilmektedir; satın aldığınız sabun içerisinde, kostik kullanılmadığını iddia ediliyorsa, bu sizi aldatmaya yönelik bir çabadır.
Arap sabununda, zeytinyağı, palm yağı, gliserin, terebentin yağı, nane yağı, lavanta yağı ve kavun tohumu yağı kullanılmaktadır.
Eriyebilir sabunda yüksek miktarda gliserin içeriyor. Gliserin bir “humectant”tır yani nem çeken madde. Sabunda ki su gliserin denge herhangi bir sebep ile bozuluyorsa sabunuz terleme yapabilir.
3.1. SABUNUN TARİHÇESİ Sabunun 2300 yıldan beri bilindiği ve ilk defa M.ö. 600 de Fenikeliler tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Sabun Fenikeliler ile Galyalılar (eski Fransa) arasında bir mübadele maddesi idi ve Mürver ağacı, Keçi Donyağı ve odun kökü ile yapılırdı.
Osmanlı döneminde sabun üretimi, “sabunhane” olarak adlandırılan tesislerde gerçekleştirilmiştir (Camuz, İpeklioğlu ve Böke, 2015, s. 14).
Sabun molekülünde baş kısım polar, kuyruk kısmı ise apolardır. Ellerimizi yıkarken sabunun uzun hidrokarbon zincirlerinden oluşan apolar kısımları yine apolar olan kirlere tutunur hatta onları çevreler, polar kısımları ise su molekülleri ile etkileşir.
Su ile karıştırılan odun külü sodalı su üretir, bu da daha sonra sabun yapmak için hayvansal yağ ile karıştırılabilir. Külünüze kaynar su eklemeniz, birkaç gün bekletmeniz ve kül suyunu (sodalı su) karışımdan boşaltmanız yeterlidir.
1 kg zeytinyağı ile 370 gr saf su ve 140 gr pul kostik (NaOH) karışımı ile evde de butik olarak yapabileceğimiz karışımlardır. Bu üç malzeme hassas ölçümler ile hazırlanır ve suyun içerisine yağ konur. Karışıma kostikli su verilmeye başlanır.
Satın alacağımız sabunun doğal sabun olup olmadığını anlamanın en iyi yolu etiketinde şu içeriklerin yer alıyor olması: Su, doğal yağlar (badem, papatya, defne vb), Sodyum Hidroksit/Kostik (NaOH), tuz (NaCl) ve gliserin. Doğal sabun ile ilgili yaşanabilecek potansiyel sorun yüksek ph değerine sahip olması.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri