3- Sekerât halinde bulunan kimsenin yanında Yasin Sûresi okumak sünnettir. 5- Hasta, ölüm esnasında Allah'ın kendisini bağışlayacağı hakkında hüsn-ü zanda bulunmalıdır. Yani Allah'a, günahlarından bağışlanarak gittiğini düşünmelidir. Bu sünnettir.
Kur'an okuyup dua edilmelidir, muhtazarın yanında Yâsîn ve Ra'd surelerini okumak müstehaptır. Dünyanın geçici, ahiretin ise ebedi yurt olduğunu, Allah (c.c. )'un sonsuz rahmet ve merhamet sahibi, bağışlayıcı olduğu hatırlatılıp ölüm anındaki korkunun azaltılması sağlanır.
Can çekişirken hastanın yanında yakınları bulunur. Hastanın öleceği anlaşılınca, din görevlisi çağırılır. Din görevlisi sürekli Yasin Suresi'ni okur.
Sekr kelimesi kişinin aklını kullanamaması ve aklıyla arasına giren bir engel şeklinde tanımlanmaktadır. Sekerat anında kişinin dalgınlık, acı, gazap, elem ve aşk gibi etkenlerden ötürü çektiği ıstırap ve baygınlıklar ifade edilmektedir. Sekerat insanın ölüm anında çektiği acıyı ifade etmektedir.
Ölümü yaklaşan insan yalnız kalmamalı ve susuzluktan ölmemelidir. Bundan dolayı ölüm sürecinde ağıza damla damla su verilmelidir. Ölüm döşeğinde yatan kişiyle ölüm hakkında konuşulmamalı, ona destek olunmalı ve Kuran' dan ayetler okunmalıdır.
İlgili 22 soru bulundu
Sekeratta Hüsn-ü Zan
3- Sekerât halinde bulunan kimsenin yanında Yasin Sûresi okumak sünnettir. 5- Hasta, ölüm esnasında Allah'ın kendisini bağışlayacağı hakkında hüsn-ü zanda bulunmalıdır. Yani Allah'a, günahlarından bağışlanarak gittiğini düşünmelidir. Bu sünnettir.
Hayati Belirtilerde Değişiklik: Nabız yavaşlar ve bir süre sonra sanki yokmuş gibi kaybolur. Solunum değişiklikleri baş gösterir. Kalp atışları düzensizleşir ve tespit edilebilmesi zorlaşır. Kişinin tansiyonu devamlı olarak düşerken, böbrekler ise bir süre sonra çalışmayı tamamen bırakır.
Ölüm öncesinde vücutta oluşan can çekişme durumu olan Agoni, ölecek olan kişinin istemsiz bir şekilde hareket etmesi ile oluşur. Yaşamsal fonksiyonların koordinasyon bozukluğu yaşamasına sebebiyet veren bu durum, bazılarında birkaç dakika sürebilirken, bazılarında günlerce devam edebiliyor.
ölmekte olan kişinin soluk borusunda balgam birikmesinden kaynaklanan hırıltılı, ölüm hırıltısı. ölüm gerçekleştikten hemen sonra da devam edebilir. çünkü kandaki asitlik derecesi arttığından ses tellerindeki kaslarda gelişen spazm hırıltıya neden olur.
İslamiyet'te sekerat ile ölüm anında çekilen acılar ve bu acılardan dolayı da baygınlık geçirilmesi anlatılmaktadır. İslamiyet'e göre Kuranı Kerim'de sekerat insanın ölümüne sebebiyet veren ölüm baygınlığı olarak anlatılmıştır. İslamiyet'e göre ölüm ruhun bedenden ayrılmasını ifade eder.
Bismilllâhi erkîke min külli şey'in yü'zike min şerri külli nefsin ev aynin ev hâsidin,Allâhu yeşfîke,bismillâhi erkîke. Anlamı:Sana eziyet veren her şeyden,her kıskanç nefisten veya gözden Allah'ın ismiyle sana afiyet dilerim. Allah sana şifa versin. Allah'ın ismiyle sana afiyet dilerim.
Yasin suresini hasta olan kişinin kendisi okuyabileceği gibi bir başkası da hastanın yanına gelerek Yasin suresini okuyabilir. Bunun dışında şifa olsun diye; Haşr suresinin son üç ayeti, Amenerrasulü ve Ayetel kürsi sureleri okunur.
Evvelinde ve âhirinde yüzer defa salevât-ı şerîfe okuyup dua etmelidir. Hadis-i şerifde buyruldu ki, “Bir hasta, lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minezzâlimîn (15) (Anlamı : “Senden başka hak ma'bud yoktur. Seni tenzih ederim.
Şifa için okunan bazı ayetler şunlardır: Tevbe Sûresi, 14. Ayet. Yunus Sûresi, 57. Ayet. Nahl Sûresi, 69. Ayet.
Hasta yanında (Yasîn) sûre-i şerîfesini okumak mühim sünnettir. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: (Yanında Yasîn-i şerîf okunan hasta, suya doymuş olarak vefât eder ve doymuş olarak kabre girer.) Yani, cân vermenin hâsıl edeceği susuzluğu duymaz. (Ra'd) sûresini okumak, rûhun çıkmasını kolaylaşdırır.
Peygamber Efendimiz (SAV), kendisine hasta getirildiğinde şu duayı ediyor imiş: Duanın okunuşu: Ezhibil-be'se rabben'nasi eşfi ve enteş'şafi la şifae illa şifauke şifaen la yugadiru sekame. Türkçe anlamı: Bu hastalığı gider ey insanların Rabbi! Şifâ ver, çünkü şifâ verici sensin.
Kübler-Ross'a göre kayıp/ölümün evreleri; şok/inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve uyum/kabullenmedir.
Ölüm, kaçınılmaz sondur ancak hepimizi korkutur. Sevdiklerinizi bırakıp gitmek, yapmak istediklerinizi tamamlayamamak ya da bilinmeyene doğru bir yolculuk yapmak biraz ürkütücü gelebilir. Bir anda öleceğimizi düşünürüz ama normal şartlarda bir ölüm kendini 3 ay önceden belli ediyor.
Agoni (Can Çekişme)
Bir süre sonra ölümün ortaya çıkacağını gösterir. Şoktaki görünüm gibi yüz solar, el ve ayakta soğuma, yüzde soğuk terlemeler, dudaklarda morarma, alt çenenin düşmesi görülür. Elde para sayar gibi hareketler (karfoloji) görülür. Önce görme, sonra işitme ve hissetme duyuları bozulur.
Sevdiklerinizi bırakıp gitmek, yapmak istediklerinizi tamamlayamamak ya da bilinmeyene doğru bir yolculuk yapmak biraz ürkütücü gelebilir. Peki, ölüm hakkında ne biliyorsunuz? Mesela ölümün aslında anlık olmayıp, üç ay önceden başlayabileceğini biliyor muydunuz?
Biz bunun böyle olmadığını ortaya koyduk. Aksine ölüm anında beyin daha aktif" dedi. Ölümden dönen kişiler, parlak beyaz ışıklar gördüklerinden, ruhlarının bedenlerini terk ettiğini hissettiklerinden ve hayatlarının film şeridi gibi gözlerinin önünden geçtiğinden söz ediyor.
Bağırsaklarımız ve çürüyen organlarımız tarafından dışarı salınan gazların etkisiyle gözler yuvalarından, dil ise ağızdan dışarı çıkar.
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mehmet Kapukaya, 'Ölümü yaklaşan kişi öleceğini hisseder mi?' sorusunu cevapladı. Cenab-ı Allah'ın yaşamımıza dair bazı bilgileri gizli tuttuğunu belirten Kapukaya, "Bir insan öleceğini hiçbir zaman anlayamaz.
Ölüm belirtileri, başlangıçta temel vücut fonksiyonlarının kaybı ve hareketsizlik; daha sonra ölü soğuması, ölü lekeleri, ölü sertliği olmak üzere bir dizi bulgu ve en son olarak çürüme, iskeletleşme şeklinde incelenebilir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri