SMİTH'İN SAĞLIK MODELİ Klinik model: Sağlığın medikal modelidir. Hastalığın olmaması sağlık olarak tanımlanır. Bu modelde bakım öncelikle fiziksel rahatlamaya odaklanır. Rol-Performans modeli: Kişinin etkin olduğu rollerdeki yeteneği ön plandadır.
Buna göre, herkesin bencil olduğu bir toplumda da uyum, bilinçli bir müdahale olmasa da, kendiliğinden oluşacaktır. Bu kendiliğindenliği sağlayan görünmez el, piyasa ilişkileridir.
Çalışmamızın ikinci bölümünde iktisadi liberalizmin öncüsü olarak kabul edilen Adam Smith'in eserleri ve bu eserlerinden hareketle düşünceleri üzerine yoğunlaşılmıştır. Smith 1723-1790 yılları arasında yaşamış bir İskoç Aydınlanması düşünürüdür.
Siyasi iktidar bunu yapabilmek, askeri harcamaları karşılayabilmek bir ordu besleyebilmek için çeşitli düzenlemeler yapabilir. Devletin ikinci görevi adaleti sağlamaktır. Smith'e göre devletin üçüncü görevi ise tek tek şahısların kurmak istemeyeceği kamu kurumların kurulması ve bayındırlık hizmetlerinin sağlanmasıdır.
Görünmez el, kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin getirdiği istenmeyen daha büyük sosyal yararları ve kamu yararını tanımlayan bir ekonomik kavramdır. Kavram ilk olarak Adam Smith tarafından 1759'da yazılan Ahlaki Duygular Teorisi'nde tanıtıldı.
İlgili 40 soru bulundu
Adam Smith ekonomik liberalizmin ilk savunucularından biriydi. Aydınlanma Çağı boyunca özellikle Adam Smith tarafından geliştirilen ekonomik liberalizm, ekonomide devletin müdahalesini minimumda tutmayı savunan liberalizmin ekonomi teorisi olarak doğdu.
Adam Smith (1723-1790) İskoçyalı bir filozof, ekonomist ve İskoç Aydınlanması önde gelen bir neferiydi. Ulusların Zenginliği adlı eserinde serbest ticareti ve liberal ekonominin kurucusu olarak hükümetin piyasalara sınırlı müdahalesini savunuyordu.
Adam Smith, insanla birlikte var olan ekonomik sorunu, yani kıtlık sorununu ilk kez bilimsel bir çerçeveye oturtup zamanının ideolojisiyle yani merkantilizm-tarımsal kapitalizm çerçevesiyle açıklayan bilim adamıydı. Smith'in eseri Ulusların Zenginliği, kapitalizmin ilk el kitabıydı.
Smith'e göre zenginliğin artmasının arkasındaki temel neden, işbölümü ve uzmanlaşmadır. Özellikle uzmanlaşmada yaşanacak bir gelişme, ekonomideki ticaret düzeyini de arttıracaktır. Tüm bu gelişmeler için gerekli olan şey ise etkin bir şekilde işleyen piyasa sisteminin varlığıdır.
Tarihçe. Sanayi Devriminin gerçekleşmesi ve ticaret yapan Burjuva sınıfının ortaya çıkışıyla birlikte sermaye birikimi meydana gelmiş ve bu duruma uygun olarak ilk önce Merkantilizm (Ticaretçilik) adı verilen bir politik yaklaşım doğmuştur.
Smith'in teorisi genellikle kabul edildiği gibi üç temel ilkeye dayanır. 1)Doğal düzenin yararlı işleyişi yani görünmez el kavramı. 2)Doğal özgürlük ▪ 3)Devletin yetersizliği ilkesi'dir. kullanılmasının serbest bırakılmasını ve kendi yöntemini kullanmayı ister.
18. yüzyılın başlarında dünyaya gelen Smith, üretim olanakları olarak tarımsal yapının ağırlıkta olduğu ve sanayi kapitalizminin yeni gelişmeye başladığı bir döneme ait olmaktadır. Bu dönemde ticari faaliyetlerin de çok fazla gelişmediği ve dışa kapalı bir dış ticaret yapısı öne çıkmaktadır.
yapılan üretim uzmanlaşmayı ve ilk kez işbölümü düşüncesini ortaya çıkardı. İktisat biliminin kurucusu olarak İskoçyalı Adam Smith kabul edilir.
Smith'e göre bir nesne, insan emeğinin bir ürünü ise, değerlidir. Değeri belirleyen, söz konusu nesnenin üretiminde harcanan 'dolaylı emek' ile 'doğrudan emek'in toplamıdır. Smith'e göre, bir nesneyi diğerinden üstün kılan şey, üretim sürecinde daha fazla emek harcanmış olmasıdır.
Smith'e göre bir nesne, insan emeğinin bir ürünü ise, 'değerli'dir. Değeri belirleyen, söz konusu nesnenin üretiminde harcanan 'dolaylı emek' (üretim araçlarını 'üreten' emek) ile 'doğrudan emek'in (üretim araçlarını 'kullanan' emek) toplamıdır (1776/2006: 32).
Gelenek yöntemine dayalı sistemde, üretilecek mal ve hizmetlerin cinsi, bunların miktarları ve fiyatları gibi ekonomik sorunlar, piyasa tarafından değil, geleneklere göre toplumun liderleri, ya da bugünkü anlamıyla kamu otoritesi, tarafından çözülür.
Kapitalizmin entellektüel babası olarak kabul edilen Adam Smith'in görüşleri, kapitalizme yönelik eleştiri ve suçlamalardan payını aldığından, gerçekte Smith'in nasıl bir toplumsal düzen istediğini anlamak çok önemlidir.
Kapitalizm, sermayenin uluslararası ekonomik ilişkiler aracılığıyla çevre ülkelerden merkeze aktarılması temelinde işler. Adam Smith'e göre sermaye birikiminin ve refahın sınırsız zenginleşmesi mümkündür. Ancak diğer üç teorisyen açısından kapitalizmin geleceği karanlıktır.
Adam Smith'in 1776 tarihli Ulusların Zenginliği adlı eseri genellikle klasik iktisadın başlangıcı olarak kabul edilir.
Öznel ve nesnel eksikliklerine rağmen, ekonomiye ve onunla birlikte topluma el koyan "solcu" teoriler ile liberalizminden ayrılan "sağcı" neo-liberalizmin çok ilerisinde olduğunu söylemek abartı olmaz. Adam Smith fikirleri ve eserleri indirgemeye en fazla maruz kalan düşünürlerden biridir.
Smith sadece iktisatçı değil aynı zamanda ahlak felsefesi profesörüdür. Đktisadi olayları analiz ederken kişinin erdemli olmasının daha önemli olduğunu vurgulamıştır. Önemli eserlerinden biri olan “Theory of Moral Sentiments” (Ahlaki Duygular Kuramı)'nı 1759'da yazmıştır.
Keynesçi iktisatçılar, tam istihdamı ve fiyat istikrarını hedefleyen kamu politikalarını içeren bir devlet müdahalesini savunmuşlardır. Keynes teorisi göre, talebi canlandırmak ve küresel ekonomiyi depresyondan çıkarmak için hükümet harcamalarını azaltılmalı ve daha düşük vergiler uygulamalıdır.
Piyasa ekonomisi bir merkezî otoritenin, üstün ve hükmedici bir aklın planlı tasarrufu olarak doğmaz, özgür bireylerin hür davranışlarının sonucu olarak vücut bulur. Adam Smith dar anlamda buna, geniş anlamda liberal düzene, doğal özgürlük sistemi adını verir.
Adam Smith, dünyada olduğu gibi ülkemizde de daha çok bir iktisatçı olarak tanınmaktadır. Oysaki Smith, yaşadığı dönemde, aynı zamanda üniversitede bir ahlak felsefesi profesörüydü.
Kapitalist sistemde özel teşebbüsün varlığı, iyi işleyen mülkiyet ve miras kurumuyla mümkündür. Kapitalist sistemde bireyler girişim özgürlüğüne sahiptir. Girişim özgürlüğü kişilerin sahip olduğu üretim faktörlerini (emek, sermaye, doğal kaynaklar) istedikleri üretim alanında kullanabilmelerini ifade eder.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri