Solucan delikleri, Einstein'ın Genel Görelilik Teorisi ile tutarlıdır. Fakat gerçekliği henüz kanıtlanmamıştır. Negatif kütleli bir solucan deliği etrafından geçen ışığı yer çekimiyle etkilemesiyle tespit edilebilir. İlk solucan deliklerinin, mikroskobik seviyede yaklaşık 10–33 santimetrede var olduğu kabul ediliyordu.
Solucan deliği (Einstein-Rosen köprüsü veya Einstein-Rosen solucan deliği), uzayzamandaki farklı noktaları birbirine bağlayan kurgusal bir yapıdır ve Einstein alan denklemlerinin özel bir çözümüne dayanır. Solucan delikleri ilk olarak 1916 yılında Ludwig Flamm tarafından ileri sürülmüştür.
Bu bölge, solucan deliğinin içinde yer alan madde ve enerjinin geri dönüşü mümkün olabilecek bir bölgedir. Son olarak, Solucan delikleri genellikle karadeliklerin çok daha küçük versiyonları olarak kabul edilirler. Örneğin, birçok küçük yıldızda veya galaksilerde bulunabilirler.
Prensip olarak bir solucan deliği inşa etmek oldukça basittir. Einstein'ın İzafiyet Teorisi'ne göre, kütle ve enerji uzay-zaman dokusunu çözer. Ve belirli bir özel madde ve enerji konfigürasyonu, evrenin diğer iki uzak bölümü arasındaki kısa yol olan bir tünelin oluşumuna izin verir. Buna ise “solucan deliği” diyoruz.
Başka bir deyişle Einstein-Rosen köprüsü olarak da karşımıza çıkan bu kavramı; uzay-zaman dokusundaki çok çok küçük boşluklar olarak tanımlamaktayız. Teoriye göre solucan deliğinin dışa açılan iki ucundan biri, ışığın bile kaçamadığı bir kara deliğin ağzı, diğeri ise bu kara deliğin çıkış noktası olan ak deliktir.
İlgili 34 soru bulundu
Artık bilim insanlarının yeni uğraş alanlarından biride solucan delikleridir. Yani bir evrenden başka bir evrene geçmek için kullanılan kestirme yol. Doğrusu böyle bir şey henüz ispat edilemedi fakat teoride var olduğu kanıtlandı.
Albert Einstein ve ABD'li-İsrailli fizikçi Nathan Rosen tarafından kuramlaştırılan solucan deliği, uzay-zamanda iki uzak nokta arasında seyahat etmeyi kolaylaştırabilecek teorik bir kısayol.
İlk solucan deliklerinin, mikroskobik seviyede yaklaşık 10–33 santimetrede var olduğu kabul ediliyordu. Fakat, evren genişledikçe, bazılarının da çok daha büyük boyutlara genişlemiş olması oldukça muhtemeldir. Genel Göreliliğin bazı çözümleri; solucan deliğinin her iki ağzında da bir kara delik bulunduğunu öngörüyor.
Kara ve delik
Kara deliklerin varlığı John Michell ve Pierre-Simon Laplace tarafından, birbirlerinden habersiz olarak, daha 18. yüzyılda göz önünde bulundurulmuştur. O zamanlar düşünülen, "kaçış hızı" ışık hızından daha fazla olabilecek, yani ışığın çekimlerinin etkisinden kaçamayacağı kozmik cisimlerin varlığıydı.
2) Abell 1201'in kütlesi, Sagittarius A*'ın kütlesinin yaklaşık 7.500 katıdır.
Solucan delikleri teorik gök olaylarıdır. Ve amaçları uzay zamanın bir noktasından rastgele olduğu düşünülen bir başka noktasına bir kapı açmaktır. Yani bir solucan deliğine girdiğinde evrenin rastgele (veya belirli) bir yerinden çıkarsın. Ortada zaman yolculuğu veya paralel evrenlere geçiş gibi bir olayı yok.
1935 senesinde Albert Einstein ve Nathan Rosen, Genel Görelilik Teorisi'ni kullanarak bu fikri genişletmişlerdir ve Einstein-Rosen Köprüsü adı verilen solucan deliği teorisini geliştirmişlerdir.
John A. Wheeler 1962 yılında Einstein-Rosen çözümünün karşılık geldiği solucan deliklerinin, aynı evrenin iki ayrı bölgesini birbirine bağlaması durumunda kararsız olacağını gösterdi. Böyle bir solucan deliği oluşsa bile içinden herhangi bir şeyin yolculuk etmesine izin vermeyecek kadar kısa bir sürede yok olacaktır.
kahverengi toprak solucanı sinir sisteminin yapısından dolayı vücudunun herhangi bir yerine gelen herhangi bir zarardan dolayı acıyı sadece zararın geldiği yerde değil tüm vücudunda hisseden bir canlıdır kendisi, yazık.
Ağızlarında diş olmayan solucanların, diğer hayvanların tersine taşlık, yutak veya buna benzer sindirimle ilgili hiçbir yardımcı organı da bulunmamaktadır. Solucanlar çift eşeylidirler; yani, her bir solucanın hem erkek hem de dişi organları bulunur. Genellikle gece olan çiftleşmede, karşılıklı döllenme gerçekleşir.
Yani bu hayvanlar genellikler dışkı ve hayvan ölüleri ile beslenmektedir. Bunun haricinde bitki tohumları ve kuru yapraklar da tercih etmektedir. Solucanların beslenme alışkanlıklarını en çok yağmurlar belirmektedir. Yağmurasın artması ile birlikte solucanlar yüzeye çıkara ve beslenmeye başlarlar.
Dünya'ya en yakın kara delik "Unicorn" adıyla anılıyor ve yaklaşık 1500 ışık yılı uzaklıkta. Çok düşük kütleli olan kara deliğin, 3 Güneş'e eşdeğer olduğu belirtiliyor.
Bir kara deliğin olay ufku, geri dönüşü olmayan noktadır. Bu noktadan geçen her şey, kara delik tarafından yutulacak ve bilinen evrenimizden sonsuza dek yok olacaktır.
''V4641-Sgr'' adı verilen karadelik ise dünyaya 1600 ışıkyılı mesafede bulunuyor. Bu karadelik, ışık hızıyla bize doğru gelecek olsa, 1600 yıl sonra gezegenimiz hiçbir iz bırakmadan yok olacak.
Kara delikler, uzayda bulunan ve büyük kütleleri olan yıldızların çökmesi sonucu oluşan nesnelerdir. Kara deliklerin büyük kütleleri, onların yerçekimi kuvvetinin de çok güçlü olmasına neden olur. Yerçekimi bu kadar güçlü olduğunda, kara deliklerin çekim gücü o kadar büyük olur ki hiçbir şey onlardan kaçamaz.
Bağırsak solucanı; bağırsaklarda yaşayan, tüketilen gıdalar ile beslenen parazitlerden oluşmaktadır. Bağırsak parazitleri bağırsaklardaki sindirim sisteminde yaşar.
Bu kara deliklerin çapları tipik olarak 16 ile 48 km arasındadır. Güneş'ten çok daha büyük kütleli bir yıldızın bir süpernova ile patlaması ve dış katmanlarını uzaya püskürten yıldızın bir yandan da kendi üzerine çökmesi sonucu bu tip kara delikler oluşur.
Solucan, bâzı omurgasız hayvan türlerinin adı. Solucanın vücudu, her birinde hemen aynı organların bulunduğu bir bölümlerden ve halkaların dizisinden oluşur. İçinde ve dışında hiçbir sert parçası yoktur.
Tüm solucan türleri yaşamak için nemli toprak ve ılık bir havaya ihtiyaç duyarlar. Soğukkanlı oldukları için sıcaklıkların çok şiddetli olduğu bölgelerde hayatta kalamazlar. Ayrıca genellikle belirli bir miktarda neme ihtiyaç duyarlar ve eğer çok kururlarsa ölürler.
Tam adı 'J114447.77-430859.3' olan ancak kısaca 'J1144' diye adlandırılan nesnenin Samanyolu'ndaki tüm ışık kaynaklarından 7 bin kat daha fazla parlak olduğu belirtildi. Bilim insanları, J1144'ün son 9 milyar yıllık kozmik tarihin en parlak kara deliği olduğunu kaydetti.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri