Bugün, Fransa'daki Université Grenoble Alpes'ten Cecilia Ceccarelli'ye ve Çin'deki Purple Mountain Gözlemevi'nden Fujun Du'ya teşekkürler. Vardıkları sonuç, içtiğimiz suyun çoğunun yaklaşık 4.5 milyar yıl önce Güneş Sisteminin erken oluşumu sırasında oluştuğudur. Başka bir deyişle, Dünya'nın kendisinden daha yaşlıdır.
Dünya üzerindeki en eski suyun 4 milyar 571 milyon yıllık olduğu anlaşıldı. GeoScienceWorld Elements adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan çalışmada Çinli ve İtalyan iki araştırmacı bir dizi karmaşık hesaplamayla gezegenin suyunun hangi dönemlerde oluştuğunu ayrıntılarıyla ortaya çıkardı.
Uzaydan bakıldığında gezegenimiz mavi bir küre olarak görünüyor. Bunun nedeni, yüzeyinin yaklaşık %71'inin suyla kaplı olması. Sıvı hâldeki su Dünya'yı Güneş sistemindeki diğer gezegenlerden ayıran en önemli madde. Jeolojik kanıtlar, sıvı hâldeki suyun 3,8 milyar yıldır Dünya'da var olduğunu gösteriyor.
Her türlü yaşamın kaynağı olan su, 4,5 milyar yıl önce Dünya oluştuktan yüz milyonlarca yıl sonra yabancı bir madde olarak, donmuş parçalar halinde uzaydan geldi dünyaya. O sırada gezegenimiz yanardağların sürekli patladığı kupkuru bir yerdi.
Kâinattaki hidrojen de 13,7 milyar yıl önce Büyük Patlamadan (Big Bang) hemen sonra yaratıldı. Böylece suyu oluşturan elementlerden birisi evrenin başlangıcında yaratılmış oldu.
İlgili 19 soru bulundu
"Ülkemizde kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarı 2021 yılı için yaklaşık 1346 metreküp. Bu değerin 2040 yılında 1.116 metreküpe düşmesi öngörülüyor. 2050'de ise 1069 metreküp.
Uzay, büyük patlama, atom, elektron, basınç, hidrojen, oksijen dedik; kafalar biraz karışmış olabilir ama evet, su üretmek mümkün. Laboratuvar ortamında 1 oksijen ve 2 hidrojen atomunu alıp, basınç uygulayıp, ısınmasını sağlayıp, bu atomların elektronlarının birleşmesini sağlarsak su elde edebiliriz.
Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.
Çünkü Dünya da 4 milyar yıldır su kaybediyor.
Yani suyun kökeni Kuiper Kuşağı'ndaki kuyrukluyıldızlar olabilir. Her türlü yaşamın kaynağı olan su, 4,5 milyar yıl önce Dünya oluştuktan yüz milyonlarca yıl sonra yabancı bir madde olarak, donmuş parçalar halinde uzaydan geldi dünyaya.
Çünkü Dünya da 4 milyar yıldır su kaybediyor.
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir olduğu belirlenmiştir.
Özetle günümüze kadar yapılan araştırmalara göre, Dünya en başından beri zaten sulak bir gezegen olabilir, su Dünya'ya zaman içinde gök taşları ve kuyruklu yıldızlar tarafından taşınmış olabilir ya da Dünya'daki suyun en azından bir kısmının kaynağı Güneş'in oluşumundan artakalan gaz ve toz bulutları olabilir.
Bunu rakamsal bir değerle verirsek dünyamızda yaklaşık 1.4 milyar km3 suyumuz var. Ama bu %70 suyun %97.5'u tuzlu, sadece %2,5'u tatlı. Bizim de kullandığımız ve ihtiyacımız olan su, bu %2,5'luk tatlı su.
Araştırmalar, 2032 yılına kadar dünya nüfusunun yarısından fazlasının su anlamında kıtlık ile karşı karşıya kalınacağını gösteriyor. Bir yandan da su kullanımı büyük ölçüde azaltılmadığı takdirde 2040 yılına kadar şiddetli su yokluğu ile oluşacağı tahmin ediliyor.
Yetersiz su kaynakları, hayvancılık ve tarım sektörüne zarar verirken aynı zamanda insanların temel geçim kaynaklarını da riske atıyor. Salgın hastalıklar, zorunlu göçler ve gıda kıtlığı gibi tehlikeleri de beraberinde getirerek insanlığın yaşamını tehdit ediyor.
Türkiye halen su kaynaklarının yarıya yakın bir kısmını kullanabilmektedir. Ancak 2030 yılına kadar su kaynaklarının tamamını kullanması beklenmektedir. En büyük kullanıcı yüzde 70'e varan pay ile tarım (tarımsal sulama) sektörüdür.
Kan dolaşımı aracılığıyla böbreklere gelen suyun büyük bir kısmı idrar olarak vücut dışına atılmaktadır. Bir kısmı ise, deri, solunum ve sindirim sistemi tarafından kullanılarak vücuttan atılmaktadır.
Uzay, büyük patlama, atom, elektron, basınç, hidrojen, oksijen dedik; kafalar biraz karışmış olabilir ama evet, su üretmek mümkün. Laboratuvar ortamında 1 oksijen ve 2 hidrojen atomunu alıp, basınç uygulayıp, ısınmasını sağlayıp, bu atomların elektronlarının birleşmesini sağlarsak su elde edebiliriz.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'nın araştırmalarına göre, dünyada tatlı su tüketimi bu kaynakların yeniden oluşması sürecinden daha hızlı işliyor. NASA su bilimcisi Jay Famiglietti'ye göre "Dünyanın her tarafında su seviyesi düşüyor. Su kaynakları sonsuza dek yetecek değil."
510 Milyon km2 yüzölçüme sahip dünyanın 2/3'sini sular, 1/3'ini karalar kaplar. 361 milyon km2 alan kaplayan suların % 2.5'i tatlı sulardan oluşmaktadır. Geri kalan % 97.5'i tatlı olmayan sulardır. Tatlı suların da tamamı her an kullanıma hazır bulunmuyor.
12.226.000 ton (%20,81) ile ilk sırayı alırken bunu Brezilya ve Çin izlemektedir. Türkiye 381.000 ton (%0,65) ile 28. sırada yer almaktadır.
Trilyon, bir milyon bilyondur, o da (1018)'e eşittir. Kısa ölçek (Fransızca échelle courte, İngilizce short scale) ifadesi de, her yeni terimi milyondan (1.000.000) daha büyük olan sayı adlarının bir sistemini belirtir. Bin milyon, bilyon (Türkçede milyar) anlamına gelir ve (109)'a eşittir.
Su, Dünya üzerinde bol miktarda bulunan ve tüm canlıların yaşaması için vazgeçilmez olan, kokusuz ve tatsız bir kimyasal bileşiktir. Sıklıkla renksiz olarak tanımlanmasına rağmen kızıl dalga boylarında ışığı hafifçe emmesi nedeniyle mavi bir renge sahiptir.
Ancak gene de kaynatılmış suda da başka tehlikeler bulunur. Bu tehlikelerden ilki, kaynamış suyun içinde bulunan karbonat, magnezyum ve kalsiyum gibi maddelerin kireç hâline dönüşmesidir. Ayrıca yapılan araştırmalara göre kaynatma işlemi sudaki minerallerin de ortadan kalkmasına yol açar.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri