''Be able to'' Dilimizde ''ebilmek, abilmek'' anlamlarına gelmektedir. Bu yapı can ve geçmiş zaman hali olan could ile benzer bir anlama sahiptir. Buna şu şekilde bir örnek verebiliriz: - She is not able to move her arm: O kolunu oynatamıyor.
Be able to, Türkçeye '-ebilmek, -abilmek' olarak çevirilir. Genel olarak bir yeterlikten, beceriden veya kapasiteden bahsederken kullanılır. 'Can/could' ile eş anlamlı olmakla birlikte, 'be able to' diğer zaman kipleriyle ve diğer modal verbs ile birlikte kullanılabilir. He is able to speak English.
Can de be able to da cümleye -e bilmek, -a bilmek anlamı katıyor. Ancak can'i zaman olarak geniş ve şimdiki zamanda kullanıyoruz. Buna karşın be able to kalıbını geniş, geçmiş, gelecek ve diğer zamanlarda kullanabiliyoruz. Uzun lafın kısası, bu yapıyı farklı zaman kiplerinde çekimleyebiliyoruz.
İngilizcedeki modal fiillerden olan can, could ve be able to ile yetenek, beceri, gereklilik, rica ve izin gibi anlamlar vermek için kullanılır.
Her zaman(tense) yapısıyla kullanılabilen bir yapı olan be able to, gelecekte yapılabilecek ya da gelecekte o yeteneğe sahip olunabilecek şeylerden bahsederken will ile de kullanılabilir.
İlgili 15 soru bulundu
''Be able to'' yapısı Türkçeye çevrildiği zaman ''-ebilmek, -abilmek'' anlamlarına geldiğini görmekteyiz. Cümle içerisinde yeteneklerden veya yapabildiğimiz şeylerden bahsederken bu kalıp kullanılmaktadır.
Be able to cümle yapısı şu şekildedir: Subject (özne) + be + able + infinitive (mastar)
Ancak aralarında bazı temel farklılıklar bulunmaktadır. Must yapısı ile kurulan cümleler herhangi birinin şahsi görüşünden kaynaklanan gereklilikleri belirtirken; have to ifadesi ise herhangi bir otorite tarafından belirlenmiş gerekliliklerden bahsetmek için kullanılır.
İngilizcede Ought to Usage (“Ought to” Kip Belirtecinin Kullanımı) “Ought to” kip belirteci “should” kip belirteci ile benzer anlamlar taşımaktadır. Bir işin yapılması gerektiğini ifade etmek, çıkarımda bulunmak ve tavsiye vermek için kullanılır.
İngilizcede “had” fiili, “have” fiilinin geçmiş zaman için çekimlenmiş halidir. Have fiilinin aksine had fiilinin özneye göre değişmez, her zaman had hali kullanılır.
-Türkçede e, -a yönelme ekinin İngilizcede karşılığı to kelimesinin isimlerle kullanılmasıdır. To, Fiilden önce kullanıldığında fiile –mek, -mak ve -için anlamını verir. (Sinemaya gidiyorum.) You can give this book to your friend.
“Able” kelimesi, İngilizce dilinde “yapabilme, becerme, muktedir” gibi anlamlarda kullanılan bir fiilimsi kelimedir. Bu kelime, bir ismin önüne getirildiğinde o ismin yapabildiği anlamında kullanılır. Örneğin, “I am able to swim.” cümlesinde “able” kelimesi, “yüzebilme” anlamında kullanılır.
İşin özünde hatırlaman gereken şey şu: Could, geniş zamanda veya gelecek zamanda gerçekleşebilecek veya yapılabilecek bir şeyi anlatır. Geçmiş zamanda ise bir yetenek veya beceri belirtir. Would, belli şartlar altında olabilecek bir şeyi anlatır veya geçmiş zamanda konuşulduğunda, eskiden yapılan bir eylemi anlatır.
“Supposed to” ise yapman gereken ama yapamadığın bir şeyi belirtmek için kullanılıyor. Supposed to kalıbı, “be fiili” ile kullanılıyor. Yani geçmiş zamanda “was”, “Geniş zamanda ise am, is ve are ile birlikte kullanılır.” Mesela, I am supposed to go – Gitmem gerekiyor.
“Used to” ifadesi, geçmişte düzenli olarak yapılan, sürekli olarak tekrarlanmış olan eylemleri veya durumları ifade etmek için kullanılır. Yani “used to” için alışkanlıklardan bahsedilirken kullanılır da diyebiliriz. I used to go to the cinema every weekend. (Her hafta sonu sinemaya giderdim.)
Standart olumlu bir cümle özne, "have/has" yardımcı fiili, "be" fiilinin üçüncü hâli (been) ve ana fiilin present participle (-ing) hâlinden oluşur. Geçmişte bir anda başlamış, şu ana kadar devam etmiş ve hâlen devam etmekte olan bir olay veya durumdan bahsederken kullanılır: We have been playing tennis for two hours.
owe [owed|owed] {fiil}
borçlu olmak {fi.}
İngilizcede had to, geçmişte bir zorunluluktan dolayı yapılmak zorunda zorunda kalınmış eylemleri anlatır ve Türkçede … gerekti anlamına gelir.
“Had Better” kalıbı bir işin yapılmasının iyi olacağını uyarı ya da öneri olarak belirtmek için kullanılır. Örnek: You had better not drink wine if you are to drive. (Araba kullanacaksan şarap içmesen iyi olur.)
May kelimesi might kelimesine göre, daha yüksek ihtimali olan durumlar için kullanılıyor. May kelimesinin ihtimal oranı daha yüksek görülüyor. May kelimesinin bir diğer farkı da, herhangi bir konuda izin istemek için kullanılmasıdır. Might kelimesi izin istemek için tercih edilen bir kelime değildir.
Bunların haricinde be about to, be able to, be going to, be likely to, be supposed to, had better, have to, ought to, used to, would rather, need, dare, used to, ought to kavramları da modal görevinde kullanılabilir.
must - have to/have got to. Necessity kelimesi, gereklilik ve zorunluluk anlamına gelir. İngilizcede zorunluluk bildirmek için fiillerin önüne bu anlamda kullandığımız must ve have to kalıplarını getiririz.
Will ve Be Going To gelecek zamandan bahsederken kullanılır. Genelde will kullanılırken geleceğe dair konuşma anında verilen kararlardan bahsedilirken, be going to kullanılırken geleceğe dair konuşma anından önce planlanmış olan kararlardan/olaylardan bahsedilir.
Geleceğe Dair Bir Plan veya Niyetin Varlığında. Gelecekle ilgili planlarımız ve niyetlerimiz için 'be going to' kalıbını kullanırız.
Öncelikle, would, will'in geçmiş zaman halidir. Would Tip 2 ve Tip 3 şart kiplerinde kullanılır. Hem will hem de would kullanabildiğimiz durumlarda would kullanmak daha kibar duracaktır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri