Aldatılan kişinin kendini yetersiz hissetmesine, sorunu sadece kendisinde aramasına, suçlu hissetmesine, o kişi tarafından hiçbir zaman sevilmediğini düşünmesine neden olabilmektedir. Yaşanılan tüm bu duyguların üzerine çoğu zaman partnerini kaybetme korkusu da varlığını hissettirebilir.
Duygusal olarak ise hayal kırıklığı, öfke, güvenin kaybolması, reddedilme, kendine karşı güvensizlik, utanç, kendini suçlama, değersizlik, acı, kıskançlık, nefret, öç alma isteği, şaşkınlık, yetersizlik hissetmektedir.
Genelde aldatma sonrasında vicdani rahatsızlık oluşur. Bazı erkekler de kendini mahcup ve suçlu halde gösterebilir. Aldatılan eş, partnerinin söylediklerine ve davranışlarına şüphe ve üzüntüyle yaklaşır ve eleştirmeye başlar. Aldatan eş ise kendini sürekli savunmada hisseder ve içine kapanabilir.
Aldatma, fiziksel, duygusal, zihinsel olmak üzere üç farklı şekilde görülür. Fiziksel aldatma, bireylerin partnerleri dışında biriyle fiziksel temasta bulunması, cinsel birlikteliğe girmesidir. Duygusal aldatma ise bireylerin partnerleri dışında birine duygusal yakınlıkta bulunması, aşık olmasıdır.
Aldatılma sonrası cinselliğe devam etmek, aldatılanın özgüvenini kazanmak ve kaybetmekten korkmasının göstergesidir. Cinsellik yaşamaya devam etse de duygusal olarak kendisi ile çatışır. Bu süreçte aldatılan istemediği sürece cinsellik yaşanmaması gerekir ancak aldatılan cinselliği koz olarak kullanmamalıdır.
İlgili 19 soru bulundu
Bazen kızar aldatır, bazen hırslanır aldatır, bazen başkasını beğenir de aldatır bazen de kendini kanıtlamak için aldatır. Yani karısına sevgi beslediğini söyleyip de aldatan erkek sayısı hiç de az değildir. Bu anlamda sevgi kavramı, aldatmak için bir ölçü olmamaktadır. Olmalıdır ama ne yazık ki olmamaktadır.
Sonda söyleyeceğimizi, baştan yazalım: Aldatmak, bir kişilik bozukluğudur ve genellikle partnerle ilgili değildir. Ama bu korkuyla yaşamak; sizi de, ilişkiyi de bitirir. Kuşku genellikle korku duygusundan beslenir. İnsanı sürekli olarak olumsuz düşüncelere yöneltir.
Uzaklık, merak, ilişkisindeki mutsuzluk, hayranlık, heyecan arayışı gibi etmenler duygusal aldatmayı doğurur. Ağırlıklı olarak kadınlarda görülür. Kendi ilişkisindeki boşluğu, yanlış evliliğinin eksikliğini, kendilik değerini bu tip bir ilişki şekliyle doldurmaktır.
ALDATMA BAZEN İŞE YARAR
Eğer çiftler ilişki içinde iletişimlerini güçlendirir, problemlerini daha yapıcı yaklaşımlarla çözmeyi aldatmanın yarattığı duygusal yaraları birlikte sarmayı öğrenirlerse daha tatmin edici, mutlu bir ilişki ve evliliğe kavuşabilirler.
Dört çeşit aldatma olduğunu belirten ve onları; “1- Pasif aldatma: Kişinin partneri dışında ikinci bir şahısla girmiş olduğu herhangi bir paylaşım veya hoşlantıdır. 2- Aktif aldatma: Genelde ilişki için karar alınması gereken bir durumdur.
Aldatılma Durumunda Doğru Strateji Nedir? Hayatta en büyük acı bir yakınını kaybetmektir denir. Ruhunuzun bir tarafı bilir ki 15 30 gün sonra bu acı hafifleyecektir.
Örneğin o kadında, aldatıldığını hissettiği anda kalp sıkışması, mide ve baş ağrısı gibi belirtiler görülebilir. Unutmayın, kadın bilir! Görmese de, duymasa da, kalbiyle bilir.
Aldatılan kişi kendini çoğu zaman eksik, kusurlu, yetersiz hissedebilmektedir. Kimi zamanda öfkelerini kontrol etmekte zorlanabilmektedirler. Aldatılan kişi birçok olumsuz duyguyla baş başa kalabilmektedir. Bu duygular arasında kendi öz benlik saygısını yitirme safhasına gelebilmektedir.
Fakat aldatma tamamen sadakatsizlik gösteren bireyle ilgili sorunlu bir durumdur. Aldatma sonrası her iki kişi de ilişkiyi onarmak istedikleri zaman, aldatan kişinin bu davranışı neden yaptığı da çözülebilir. Bu noktada, her iki birey de birbirlerine olan duygularını anlayabilirse, ilişkinin kurtarılması mümkündür.
Yani yaşanan bu deneyim, kişinin fiziksel acıya çok benzer bir duygusal acı hissetmesine sebep oluyor. Nitekim aldatılan kişide baş ağrıları, mide bulantıları, halsizlik gibi durumlar da görülebiliyor.
Aldatılan eşte çoğu kez bir ruhsal travma etkisi oluşuyor. Özellikle kadınlar eşlerinin aldattıkları kadınla yaşadıkları yatak sahnelerini kurguluyorlar. Bu kurgular 'flashback' etkisi ile zihinde sürekli dönüyor. Bu esnada çarpıntı, gerginlik, ağlama, nefes alamama, aşırı öfke gibi şikayetler oluşuyor.
Yeni Türk Ceza Kanunu'na göre aldatma suç olarak düzenlenmemiştir ve cezai bir yaptırımı yoktur. Bu nedenle aldatan eşin cezai bir sorumluluğu bulunmadığından suçlu sayılmamaktadır. Ancak aldatma, bir eşin diğer eşe karşı işlemiş olduğu bir haksız fiildir.
"Duygusal boşluk, cinsel ihtiyaçlar, evlilik hayatının rutin olması, cinsel hayata renk getirmek, yeni bir heyecan yaşamak, aldatmanın artık bir alışkanlık haline gelmesi, eşle yaşanan iletişim sorunları gibi nedenler aldatmaya neden olabilir.
Aldatma travmasında eşler acı azaltılmadan ve aldatma sebepleri anlaşılıp değerlendirilmeden evlilikleri ile ilgili devam ya da bitirme kararı almamalıdırlar.
Erkek ve kadınların en çok aldatma eğilimi gösterdikleri yaşlar ise epey şaşırtıcı... Çalışma, hem erkek hem de kadınların aldatma eğiliminin ilerleyen yaşlarda arttığını ortaya koyuyor. Erkeğin aldatma ihtimali 55 yaşında zirveye ulaşırken, kadınlarda bu yaş 45 olarak gösteriliyor.
Aldatma veya sadakatsizlik; evli ya da duygusal bir ilişki içindeki taraflardan birinin bir başka üçüncü kişi ile ilişkiye girmesi olarak tanımlanabilir. Bu yazımız da aldatılma ve aldatma psikolojisi üzerine yazıldı. Aldatma her zaman cinsel düzeyde olmak zorunda değildir; aynı zamanda duygusal düzeyde de olabilir.
Bu içgüdüsel olarak arzulanan bir durumdur. Bu nedenle hayatında bir başka kadın olan erkeklerinin de tıpkı çapkın erkekler gibi gösterdikleri davranış kalıpları arasında boş boş bakınmalar, göz göze gelmekten kaçınmalar, yerli yersiz tartışmalar ve sürekli yalnız başına dışarı çıkmalar sıralanabilir.
Eğer aldatıldıysanız ve bu durumun ne zamandır olduğunu merak ediyorsanız, muhtemelen sandığınızdan daha uzun bir süreyle karşılaşacaksınız. Henüz üçüncü bir kişi yokken, ilişkiniz yolunda gözüküyorken verilen küçük işaretler, aldatmanın başlangıcı sayılabilir.
8. Aldatma, herkes için geçerli; cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, sosyal ve ekonomik düzey ve kültür ayrımı bulunmuyor. 9. Narsisistik ve borderline yapıdaki kişiler aldatmaya daha fazla eğilim gösteriyor. 10. Depresyon ve bipolar kişilik bozukluğu gibi psikolojik nedenler aldatmaya yol açabiliyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri