sadece ve sadece cemal süreya'nın sevdiğine söyleyebileceği sözdür. bu sözü alıp da kullanmaya kalkmayın; gülünç duruma düşersiniz. onursuz ve gurursuz kalmak herhangi bir insan karşısında (her kim olursa olsun) tüm benliğini kaybetmek demektir.
Bu ayrılıklarından birinde Cemal Bey, Tomris Hanım için şu satırları yazıyor. “Daha nen olayım isterdin, onursuzunum senin!” Bu ayrılık sonrası Tomris Hanım şöyle diyor: “Beni bıraktı ama rahat edemedi.
Dört defa evlenen Süreya, bunların dışında "Üvercinka" ve Tomris Uyar dâhil birçok kişiyle ilişkisi olmuştur.
ARTI GERÇEK- Cemal Süreya, Alevi Kürt-Zaza bir ailenin ilk çocuğu olarak 1931 yılında Pülümür'de dünyaya geldi. Nüfus kayıtlarında adı-soyadı Cemalettin Seber'dir.
Cemal Süreya, 1931 yılında Erzincan'da, Pülümür'den Erzincan'a göç eden Kürt ve Alevi bir ailede dünyaya gelmiştir.
İlgili 23 soru bulundu
Cemal Süreya'nın asıl adı Cemalettin Seber'dir. Kendine vermiş olduğu ad ve soyadı ise Cemal Süreyya'dır. Soyadındaki bir tane y harfini Sezai Karakoç ile girdiği iddiayı kaybettiği için sildirmiştir.
1950'li yıllarda Ankara'da, Mülkiye Mektebi'nde birlikte eğitim gören Cemal Süreya ve Sezai Karakoç gönüllerini aynı kadına kaptırmış. İki büyük şairin aşkına aynı anda mazhar olma şansı yakalamış olan bu kadın ise bugün 94 yaşında sessizliğini bozan Muazzez Akkaya.
Rivayet o ki iddiayı Cemal Süreyya kaybetti ve soy ismindeki "y" harfinden vazgeçti. Şair Karakoç ise Akkaya için edebiyatın en dokunaklı şiirlerinden, "Tek Gül" anlamına gelen "Mona Roza"yı kaleme aldı.
Cemal Süreyya hafızasına çok güvendiğinden telefon numaralarını kaydetmezmiş. Üvercinka'yla bir telefon numarasını hatırlama üzerine girdiği iddiayı kaybetmesi üzerine ismindeki “Y” harfinden vazgeçmiş.
Tomris Uyar ve Cemal Süreya ise bu evlilikten hemen sonra Ankara'nın Sanatseverler Lokali'nde görürler birbirlerini ilk defa. Ve bu tanışma üç yıl sürecek fırtınalı bir beraberliğin ilk adımı olur. Çiftin ilişkisi o dönem edebiyat mahfillerinde üzerine bolca konuşulan konuların başını çeker.
Evli olduğu sırada Cemal Süreya ile aşk yaşayan Tomris Uyar'a aynı zamanda Edip Cansever de aşıktır. Hatta Tomris ile baş başa oturdukları bir rakı masasında Cansever onun için peçeteye “Tomris rakıyı çok severdi, bense onu…” yazmıştır.
Cemal Süreya, ismi üç isimli şairlere benzesin diye Cemalettin Seber olan ismine Süreyya'yı da eklemiştir. Sonrasında Cemal Süreyya'yı kullanmaya başlamıştır. Hafızasına çok güvenen şair, telefon numarasını ezberden söyleyeceğine dair bir iddiaya girmiş, kaybederse soyadından bir harfi atacağını belirtmiştir.
Sol Kemalist gelenekten bir şair olarak Cemal Süreya, bu konuyu çok merak etse de kurcalamak, daha kapsamlı bilgilere erişmek de istememiş olabilir. Şimdi olsaydı ne düşünürdü, doğrusu bunu kestirmek güç.
Cemal Süreya'nın asıl adı Cemalettin Seber'dir. Kendine vermiş olduğu ad ve soyadı ise Cemal Süreyya'dır. Soyadındaki bir tane y harfini Sezai Karakoç ile girdiği iddiayı kaybettiği için sildirmiştir. Küçük yaşlardan itibaren yazılar, şiirler yazan Süreya, İkinci Yeni Akımının temsilcilerinden biri olmuştur.
Rivayet o ki iddiayı Cemal Süreyya kaybetti ve soy ismindeki "y" harfinden vazgeçti. Şair Karakoç ise Akkaya için edebiyatın en dokunaklı şiirlerinden, "Tek Gül" anlamına gelen "Mona Roza"yı kaleme aldı.
Cemal Süreyya hafızasına çok güvendiğinden telefon numaralarını kaydetmezmiş. Üvercinka'yla bir telefon numarasını hatırlama üzerine girdiği iddiayı kaybetmesi üzerine ismindeki “Y” harfinden vazgeçmiş.
1950'li yıllarda Ankara'da, Mülkiye Mektebi'nde birlikte eğitim gören Cemal Süreya ve Sezai Karakoç gönüllerini aynı kadına kaptırmış. İki büyük şairin aşkına aynı anda mazhar olma şansı yakalamış olan bu kadın ise bugün 94 yaşında sessizliğini bozan Muazzez Akkaya.
Tomris Uyar ve Cemal Süreya ise bu evlilikten hemen sonra Ankara'nın Sanatseverler Lokali'nde görürler birbirlerini ilk defa. Ve bu tanışma üç yıl sürecek fırtınalı bir beraberliğin ilk adımı olur. Çiftin ilişkisi o dönem edebiyat mahfillerinde üzerine bolca konuşulan konuların başını çeker.
CEMAL SÜREYA - SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ? - YouTube. sizin hiç babanız öldü mü? benim bir kere öldü kör oldum yıkadılar aldılar götürdüler babamdan ummazdım bunu kör oldum siz hiç hamama gittiniz mi?
Şair sizin hiç babanız öldü mü? Şiirinde de baba kaybının insan üzerinde bıraktığı etkiyi anlatır. İlgin olan şairin bu şiiri babası ölmeden önce yazmış olmasıdır.
Nazım Hikmet: Oğlak. Cemal Süreya: Aslan.
Eğer, Muazzez Hanım Cemal Süreyya 'yı tercih edecek olursa Sezai Karakoç soyadını Sezai Karkoç olarak değiştirecektir. Yok eğer, Sezai Karakoç 'un tercih edilmesi durumunda büyük şair soyadından bir “Y” harfini silecek ve Cemal Süreya olarak anılacaktır.
Tomris Uyar ile Cemal Süreya arasındaki ilişki de Süreya'nın zihin karışıklığı ilişkiyi çıkmaza götürür. Süreya'nın, “Tomris'e asla tamamen sahip olamayacağı.” fikrinin baskınlığıyla terk edilme korkusu ya da aşk zehirlenmesi olarak yoğunlaşan karmaşık duyguları ilişkinin bitmesine neden oldu.
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?" Özetle, zannedildiği veya kullanıldığı gibi o genç, yani Cemal Süreya “Sizin Hiç Babanız Öldü mü?” şiirini babası öldüğünde değil (basit bir hesapla şiir 1953'te yazıldı, babası ise 1957'de hayatını kaybetti), babasına evlenmesine karşı geldiği için kırıldığında yazmıştır.
Baba şiiri - Nazım Hikmet Ran.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri