Öz kavramı Aristo'nun Antik Yunanca kullandığı bir kalıp olan "to ti en einai" yani "bir şeyin ne olduğu" kalıbından gelmektedir, dolayısıyla bir bir şeyin "ne olduğunu" söylediğimizde onun özünü dile getirmekteyiz.
Aristoteles, tözü ikiye ayırır. Birincil anlamıyla töz, her tür somut tikel bireysel varlığa, ikinci anlamında ise bu varlığın özü dediğimiz şeyi oluşturan biçime işaret eder. Böylece öz, aynı zamanda biçimsel nedeni olarak o şeyi edimsel/gerçek/fiili kılan niteliğidir.
Öz (felsefe) - Felsefede varlığın aslını kuran temel özellik, bir şeyin bireysel ve gerçek olan kendine özgü biçimi. Öz (edebiyat) - Ruh anlamında edebiyat terimi.
Bağımsızca kendi içinde var olan. Töz, felsefi anlamda evrenin varoluşunu açıklamaya çalışan felsefelerin ilk öğe olarak düşündükleri varlık, öz, değişen şeylerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavrama verilen isimdir.
Descartes, “bizi insan yapan ve hayvanlardan ayıran biricik şey olan akıl ya da sağduyu her insanda bütün olarak bulunmaktadır” ifadesi ile insanın özü akla bağlandı. Böylece insan felsefesinin esası olan insana dönüş, özneye dönüşü öne çıkardı.
İlgili 36 soru bulundu
Varlık ideadır
Platon, gerçekliği idealar dünyası ve görüntüler dünyası olarak ikiye ayırmış, varlığın özünün idealar dünyasında olduğunu savunmuştur.
Bir yandan bilginin özünü, ilkelerini, kökenini, yapısını, kaynağını araştırır, diğer yandan bilginin yöntemini, geçerliliğini, koşullarını, olanak ve sınırlarını sorgular. Bilgi kuramının temel kavramları: Doğruluk : Doğruluk, bilginin, bilgisi edinilen şeyle tam uygunluğunu dile getirir.
Onun felsefesinde töz bazen ontolojik, bazen epistemolojik, bazen de mantıki bir ilke- dir. Aristoteles'te genel olarak töz, şeyi şey yapan şey olarak her şeyin temelin- de bulunan, başka her şeyin kendilerine yüklenebildiği veya kendilerinde mevcut olan nesnelerdir.
Bir şey hakkında bilgi sahibi olmak, yani bir şeyi bilmek, ancak o şeyin nedenini bilmek veya onu nedeniyle bilmekle mümkündür ve nedensel düşünmenin felsefe alanındaki izahı Aristoteles'in maddi, fail, formel ve ereksel olarak adlandırdığı Dört Neden Kuramına dayanır.
Spinoza, 'kendi başına var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini teş- kil edecek başka hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edinilen şeye töz' der.3 Tözün tanımından, mantıksal olarak şu sonuçlar çıkarılabilir: birincisi; töz kendi kendisinin nedenidir, yoksa kendinden başka bir nedenle var olur ve ...
Otobiyografi ya da öz yaşam öyküsü, yazarın kendi yaşam öyküsünü anlattığı edebiyat türüdür. Kaynak olarak kişi kendini ve aile büyüklerinden aldığı bilgileri kullanır. Yazarın kendinden söz ederken nesnel olması zor olduğundan otobiyografi yazmak güçtür.
Felsefede Öznel İyi Oluş
Felsefe, bireyin kendini sorguladığı bir disiplindir. Felsefe soru sorma yöntemi olup felsefe tarihinde filozoflar tarafından farklı diyalektik yöntemler kullanılmıştır.
Genel bir anlamda öz, bu özne veyahut nesnenin özelliklerinin değişmez bir bütünü olarak açıklanırken; varoluşu ise, evrenin içerisinde reel olarak bulunuşudur. Bu noktada varoluş, fiziksel bir ölüme kadar devam ederken, öz bundan bağımsız bir şekilde de devamlılığını korur.
Aristoteles, töz ile varlığı, yani bireysel somut varlığı ve gerçekliği, öz ile de biçimi ve bir sınıfın tümüne ait ortak özellikleri kast eder. Aristoteles'in ontolojisinde Platon'un aksine tek bir dünya vardır. O da gerçek (fizik) dünyadır.
-Aristoteles, İlk Felsefe ismini verdiği kitabında evrenin ilk ve son nedenlerini araştırır. Bu eser sonradan Metafizik adını almıştır. Tanrı'nın kendisi nedenler nedeni olduğu için, Aristoteles'in Metafiziği, aynı zamanda teoloji adını da almıştır. İlk felsefe genelin bilgisidir.
Tinsel bir varlık olan ruh töz idesi, zihnimizde, düşünme, anlama, isteme, bilme gibi basit idelerin bileşimi sonucu oluşmuştur. Ruh töz idesinin özellikleri düşünme, hareket ettirme gücü ve özgürlüktür. Madde töz idesi ise duyusuz, algısız, düşünemeyen ve kendiliğinden hareketi olmayan bir tözdür.
İkinci olarak, Aristoteles, asıl anlamda var olanı duyusal ve düşünsel olarak iki türe ayırırken, aslında “asıl anlamda varlık” ifadesini de iki ayrı anlamda kullanır. Asıl var olan: a) var olmak için başka bir şeye gereksinim duymayan tek tek var olanlardır; b) asıl var olan: bir şeyin özü veya neliğidir; onu o şey ...
Her iki filozof da asıl bilginin tümelin bilgisi olduğunu, tümeli kavrayan yetinin de duyu değil akıl olduğunu söyler. Ancak Aristoteles, hocasından farklı olarak doğru bilgiye ulaşmada duyuları hareket noktası olarak kabul etmemizin gerekli olduğunu dile getirmektedir.
Aristo'nun neden için kullandığı kelime aitia Antik Yunanca "sorumlu olmak" anlamına gelir. Bu dört neden madde, form, etki ve sonuç (ya da amaç) olarak incelenirler. Örneğin bir heykel mermerden yapılmışsa mermer o heykelin maddesinden sorumludur, yani maddi nedenidir.
Aristoteles felsefesinde, bütün Yunan bilimi adeta canlı bir bütün oluşturur. Aristoteles; mantık, felsefe, fizik, zooloji, ahlak, siyaset ve sanat gibi o dönemin her bilgi dalıyla ilgilenmiştir. Mantık biliminin kurucusudur. Orta Çağ sonuna kadar batı düşüncesinde tek otorite olarak değerlendirilmiştir.
Aristoteles'in Tanrı'sı evrenin dışındadır. Tanrı aynı zamanda bütün varlıkların gaye nedenidir. Aristoteles'in bu gayeci anlayışı, monoteist dinlerin Tanrı anlayışına en çok yaklaştığı noktadır. Bu yüzden olsa gerek hem İslam felsefesinde hem de Batı felsefesinde etkisi asırlarca sürmüştür.
Deniz, yani “büyük miktarlarda su” ile yakından ve sıkça temasları veya bütün varlıkların bir şekilde “su” ile yakın ilgisinin bulunmasına dair gözlemleri, onda, her şeyin aslının, yani, “İlk Prensip”in (“Arkhe”nin) “su” olduğu fikrini doğurmuştur (Aristoteles'ten aktaran Hocaoğlu, 2007: 6).
Öz bilinç, bireyin kendi davranışlarına, bu davranışların sonuçlarına, ve diğerlerinin kendileri hakkındaki düşüncelerine odaklanma eğilimi olarak tanımlanır (Fenigstein, Scheier ve Buss, 1975).
Buna göre episteme, verili bir tarihsel dönemdeki tüm kültürel ve düşünsel farkları kendinde belirleyen temel düzen ya da ana kod olarak açıklanabilir. Belirli bir dönemin temel kodaları ve şifrelerinden meydana gelir episteme. Bir bütün yaşantıya yön ve düzen veren kültürel şifrelerdir bunlar.
Daha ziyade felsefe kelam tartışmalarının ve birbirlerine karşı reddiyelerin gündeme getirildiği tehâfüt geleneğine benzer bir bilgi tasnifi yapmaktadır.Bilginin kaynakları konusunda kelam geleneğine tam bir bağlılıkla bilginin kaynaklarının üç olduğunu belirtir. Bunların duyular, haber ve akıl olduğunu söyler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri