Aşık olduğumuzda beynimizde dopamin denilen mutluluk hormonu salgılanır. Dopamin, aşık olduğumuz kişiyle aramızdaki o özel bağı oluşturur. Bu nedenle pek çok kişinin yer aldığı bir ortamda bizi heyecanlandıran tek kişi 'aşık olduğumuz kişi' olur ve kendimizi mutsuz hissettiğimizde onun sesini duymak yüzümüzü güldürür.
Aşkın başlarında dopamin en yüksek noktadır. Endorfin ve sinir büyüme faktörleri de artış gösterir. Kanda serotonin azalırken erkekte testestereon azalır ve kadında ise bu hormon artar. Aşk sevgi bağına dönüştükçe de artan hormonlar azalır.
Şurada Paylaş! Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi fiziksel tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu. Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor.
Aşık bireylerin beyin MR görüntüleri incelendiğinde özellikle dopamin içeren bölgelerin, yani beyin sağ bölgesinin yoğun bir biçimde aktivitesinin arttığı gözleniyor. Dopamin vücuda enerji veriyor, iştahı azaltıyor, ilgiyi artırıyor, uykusuzluk, sürekli karşı tarafa odaklanma, onu düşünmeyi sağlıyor.
Uykusuzluk, kalp çarpıntısı, iştahsızlık, ağlama ya da gülme nöbetleri, el terlemesi, baş dönmesi, aşkın fiziksel göstergeleridir. Sürekli yanında olma isteği, bitmeyen özlem, kıskançlık, başkasıyla paylaşamama gibi olgular da aşkın ruhsal belirtileridir.
İlgili 20 soru bulundu
Aşkta güven, aidiyet, coşku söz konusudur, takıntılı ilişkide ise bir diğerinin hayatını işgal etme, güvensizlik, kendi ihtiyacını ön planda tutma ve onu yok sayma gibi duygular ön plandadır. Aşkta sevgi, sevecenlik, paylaşım ön planda iken, takıntılı ilişkide öfke, korku ve sonucunda şiddet ön planda olabilir.
Elinde olmadan sürekli size bakar, gözlerini sizin üzerinizden alamaz. Ortam kalabalıksa bile mutlaka sizi görebileceği bir yere geçer ve sizin de onu görmeniz umuduyla bakmaya devam eder. Yalnızca ortamlarda değil, sosyal medyada da sizi göz takibine alır ve fotoğraflarınızı beğenir, hikayelerinize cevap verir.
Seven insanın daha güzel ve çekici görünmesi sadece yaygın bir kanı değil, bilimsel bir gerçek de... Aşık insan serotonin adlı hormonu salgılıyor ve güzelliğine güzellik katıyor...
Aşık olunca iştah azalır. Bunun nedeni vücudun salgıladığı hormonların tokluk hissine neden olmasıdır.
Coşkuyu ateşliyor Aşık olmak endişeli ve gergin hissetmenize neden olabilir. Ancak aynı zamanda vücutta bir coşku yaratıyor. Aşık olduğumuzda dopamin salgıladığımız için aşk, mutluluk verici bir deneyime dönüşüyor. Araştırmalara göre aşk dolu bir ilişki, madde bağımlılığına ve depresyona etkili bir panzehir olabilir.
Gerçek aşkta, üçüncü kişilere yer yoktur. Kişinin aklında da kalbinde de hayatında da sadece aşık olduğu kişi vardır. Sadakat ve güven gerçek aşkın meyveleridir. Bunun dışında tutku ve şefkat da gerçek aşk ile birlikte hissettiği duygular arasında yer alır.
Aşık olan kişiler; kalbin daha hızlı çarpması, yüzün kızarması ve ellerin terlemesi gibi fiziksel tepkiler veriyor. Bu durumdan vücutta salgılanan dopamin, noradrenalin ve feniletilamin sorumlu. Dopamin yoğun mutluluk, yoksunluk ve bağımlılıkta önemli rolü oynuyor.
O kişiye dokunmak, kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan hormonların salgılanmasına neden olur ve onlarla birlikte olmak, görmek için güçlü bir istek duyulur. İkinci aşama romantik aşktır. Burada da dopamin ve oksitosin kimyasalları salgılanarak insanların birbirine bağlanması sağlanır.
Hormonlar aşk acısını arttırıyor
Aşık olan bir kişi, yemeden içmeden kesilebilir, uyku düzeni bozulabilir hatta psikolojik bozukluklar yaşayabilir. Çünkü aşk bir saplantıdır, melankoli halidir. Kişi başka hiçbir şey düşünemez ve gözü sevdiğinden başkasını görmez.
Yüzyıllardır kalp aşkın simgesi olarak kullanılır; ama aşkın merkezi beyindir, aşk beyinde başlar. Kadın ve erkekten birisi veya her ikisi birbirlerini ilk görüşte beğenirse; beyin tarafından salgılanan maddeler, tüm bünyeyi etkiler.
Freud'a göre aşk, cinsel içgüdünün bir türevi, dönüşmüş bir biçimidir. Aşkta saf cinsellikte olmayan bir sevgi ve şefkat boyutu vardır. Bu da bebeklik ve çocukluk yaşantılarına dayanmaktadır. Freud'a göre bu iki duygusal akımdan (cinsellik ve şefkat) daha temelli olan cinsel istektir.
Aşırı hormon salgılaması sonucu uykusuzluk oluşur.
Enerji ve pozitif duygular hissettiren hormonlar aşık kişiyi dinç tutar. Dr. Seuss boşuna dememiş; 'Aşık olunca uyuyamazsınız, çünkü nihayet gerçeklik rüyalarınızdan güzel hale gelmiştir' diye.
İngiltere'de Birmingham Üniversitesi'nin araştırmasına göre âşık olanlar ortalama 5 kilo zayıflıyor. Araştırmaya katılan “âşık” kadınların yüzde 62'si, erkeklerin ise yarısı ilişkileri başladıktan sonra kilo verdiklerini söyledi. Ayrıca sevgilisi olan kadınlar erkeklerden iki kat daha fazla kilo veriyor.
Stres hormonu olan kortizol acı çekmemize neden olabilir çünkü bir insan aşık olduğu zaman yoğun duygular ve stres içine girer. Örneğin midemizdeki damarlar daralır bu yüzden mide bulantısı hissederiz. Öte yandan ilişki durumumuzdaki belirsizlikler gidip durum netleşince tüm bu kötü belirtiler yok olur.
İşte erkekte aşkın ömrü!
Online bilim dergisi Scientifiz Reports'da yayımlanan araştırmaya göre kadınlarda ilişkiye bağlılık süresinin 14 yıl, erkeklerde ise sadece 7 yıl olduğunu tespit edildi.
Erkekler, kadınlara kıyasla daha kısa sürede âşık oluyor
Bununla birlikte bilim insanlarına göre “gerçekten âşık olmak” ortalama olarak iki hafta ila dört ay arasında bir zaman alabiliyor.
5) Göz teması kurar. Aşık olan kişi gözlerinize bakar ardından gözlerini kaçırır. Bu rahatsız edici boyutlara ulaşmadığı sürece normaldir, eğer hiç kaçırmadan uzun süre bakıyorsa sizi öldürmek istiyor olabilir.
Gayet elbette ''çapkın'' kadınlar da vardır. Erkekler de hayvan değillerdir, onlar da çeşitli duygu beslerler. Bu sebeple evet, onlar da aşık olabilir.
2-Sizi özlediğini hissettiği zamanlarda eve dönüp, size sarılıp kucaklamayı hayal edip, beklemeyi seviyor. 3-Onun fikrini sormanızı seviyor. Bu onu değerli ve işe yarar hissettirir. Onun fikirlerini dinlediğinizi görmeyi, ev işlerini halletmenize tercih eder.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri