Gökyüzü, sema. Aynı karşılıktaki Farsça âsmân sözünden gelmektedir.
Göktürkçe diline ait olan konçuy kağan kızı, prenses, soylu kız ve soylu adamların eşlerine verilen bir isimdir.
Tengri, Eski Türkçede Tanrı, Gökyüzü; Eski Türklerin ve Moğolların inancı Tengricilik'te Gök Tanrı (Kök Tengri) ya da Gök'ün yüce tinidir. Aynı zamanda Orhun Yazıtları'nda ilk çözümlenen sözcük olup yazılışı "𐱅𐰭𐰼𐰃" şeklindedir.
Göktürk dilinde Kagan kelimesi Kağan, Kaan anlamına geldiği gibi Han anlamına da gelir.
Kedi, Ermenice'den dilimize girmiş. Eski Türkçesi pisig'dir. Türkiye Türkçesi dışında bu sözcük hâlâ yaygın biçimde kullanılmaktadır. pisig > pisiğ > pisi ses dönüşümü yaşamış.
İlgili 29 soru bulundu
Öncelikle belirtelim ki eski Türkçede "evet" ve "hayır" kelimeleri olmadığı gibi bu anlama gelen bir kelime de yoktur. Muhtemelen, tıpkı Latincedeki ve benzer antik dillerdeki gibi eski Türkçede de evet-hayır sorularına sorudaki eylemin tekrarıyla cevap veriliyordu: - Gider misin?
Misha, diğer adlarıyla Mishka veya Olimpik Mishka bir rus ayısının ve Moskovada düzenlenen 1980 Yaz Olimpiyatları maskotunun adıdır. Küçük, yuvarlak bir oyun nesnesidir. Çok uyuşuk anlamına gelmektedir. Gizemli anlamına gelmektedir.
Hanların bağlı olduğu devlet başkanı, hakan, imparator anlamına gelir. Bu kelime genellikle kaan şeklinde yanlış yazılmaktadır. Doğru kullanımı kağan şeklinde olmalıdır.
Kısacası, Atatürk hem Türkler arasında yazı birliği sağlamak, hem de zaten Türklerin ürünü olduğunu düşündüğü Etrüsklerin Abecesini almak için Latin Abecesi'ni (kendi deyimiyle "Türk Alfabesi"ni) seçmiştir."
Börü, Göktürkçe'de kurt anlamına gelir. Gökbörü ise gök yeleli (mavi) kurt demektir.
Kızıl ise kanın rengidir. Ayrıca Türklerde silah üzerine yemin etme geleneğinin ilk örneğidir. Kılıç kabzası tutularak söylenen bu yeminin anlamı "eğer sözümde durmazsam bu kılıç bedenime gök gibi girsin, kanıma bulanarak çıksın"dır.
Yön adlarının Köktürkçedeki şekillerine bakıldığında çağdaş Türk lehçele- rinde kullanılan şekillerden farklı oldukları göze çarpmaktadır: “İlgerü (doğu), öñre (doğu), kirü (batı), kidin (batı), kisre (batı), biri (güney), ḳurı (batı), ḳurıdın (batı), yırı (kuzey), yırıdın (kuzey)” vb. (User 2009: 227-233).
Orhun yazıtlarında da bu ifade geçmektedir. AYHN kelimesi Türk anlamına gelmektedir. Bu ifade günümüzde de sık sık pek çok alanda kullanılmaktadır. Göktürkçe yaklaşık 1500 yıllık bir geçmişe sahiptir.
Göktürkler, 542'ye kadar Altay Dağları'nın güney eteklerinde yaşamışlardır. Çin kaynakları, ittifakla Göktürklerin Hunlardan geldiğini ifade etmektedir. Göktürkler, "Aşina" adını taşıyan ve kelime anlamı olarak kurt neslini ifade eden bir Hun ailesine mensupturlar.
Köktürk Kağanlığı'nın ilk hükümdarı Bumın hakkında Çin kaynakları 552 yılından sonra bilgi vermemektedir. Bundan da konuyla ilgili kaynaklar, devletin kuruluşundan hemen sonra, Bumın'ın öldüğü sonucunu çıkartıyorlar. Bumın'ın ölümünden sonra yerine sadece birkaç ay hükümdarlık yapan oğlu Kara (Guo-lo) Kağan geçti.
GökTürkçe, 552-744 yılları arasında Moğolistan'da yaşayan Göktürkler'in (Tukyular) yazdığı alfabedir.
Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi XIV-XV. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Kocacık Yörüklerindendir. Annesi Zübeyde Hanım ise Selânik yakınlarındaki Langaza kasabasına yerleşmiş eski bir Türk ailesinin kızıdır.
Harf Devriminin gerekçeleri. Harf devriminin en önemli sebeplerinden biri Arap harflerinin Türkçeye uygun olmadığı düşüncesidir. Osmanlı yazısının düzeltilmesini isteyenlerin başlıca gerekçesi, bu yazının Türkçenin ünlü seslerini ifade etmekte yetersiz kalmasıydı.
Atatürk Arap-Fars harflerini “kutsala zarar vermek” için değil okumayı, yazmayı güçleştirdiği için kaldırılmıştır… Harf devrimini yaptığında (1928) Türkiye'de Arap Fars harfleriyle okuma yazma bilenlerin oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda ise binde 4 tür…Çünkü Arap-Fars harfleri Türkçe!
Han, Hakan, Kağan, Yabgu, Tanhu: Devlet yöneticileri veya imparatorlar İslamiyet öncesi Türk devletlerinde Han, Hakan, Kağan, Yabgu veya Tanhu olarak adlandırılmıştır.
Avarlar döneminden beri Türk devlet kültürü "kağan" sözcüğünü barındırmaktadır. Bu bağlamda "kağan", Tanhu, Bey, Toktamış, Giray gibi Türkçe bir sözcük olup Türk devletleri için ayırt edici bir özellik de oluşturur. Kağanın eşine ise kağatun denilir.
kaan, aynı kelimenin moğolca hâlinin bir yaklaşığı oluyor. sözcüğün moğolcasında ğ sesi yok. ancak baştaki ses de k değil. kh yahut x olarak da yazabileceğimiz, hırıltılı h sesi. dolayısıyla kelimenin türkçesi kağan, moğolcası haan (khaan, xaan) oluyor.
Latince Petra kelimesinden türeyen Pera, bu anlamda 'Sağlam, güçlü ve kararlı' anlamına da gelir. Hem erkek hem de kız çocuklarda kullanılan Tansu ismi ile aynı anlamı taşıdığı söylense de Tansu, "Şafağın aydınlattığı su gibi parlak ve temiz olan" anlamındadır. Pera isminin bir diğer çeşidi ise İbranice Peri ismidir.
Geleceğe umutla bakmak ve parlak bir gelecek arzu etmek için, karakteristik bir özelliğe sahip olduğunu söylemek mümkün. Lorin Ne Demek? Lorin, 'Aydınlık' anlamına gelmektedir. Diğer bir taraftan aydınlık olarak mecazi bir yapıda ele alındığını söylemek mümkün.
Lina ismi Kur'an-ı Kerim'de geçiyor. Haşr Suresinin 5. ayetinde geçmektedir. Çocuğa 'Lina' isminin verilmesinde dini açıdan herhangi bir sakınca yoktur. Lina ismi, Haşr Suresi 5. ayette 'hurma fidesi, yumuşak hurma ağacı, iyi hurma ağacı' anlamına gelmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri