Fransızca balcon “bir kirişle taşınan ev çıkması, cumba” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Eski Yüksek Almanca balko “mertek, kütük, taşıyıcı ağaç” sözcüğünden alıntıdır.
Balkon kelimesinin kökeni Fransızca dilidir. Balkon kelimesinin Fransızca dilindeki karşılığı balcon şeklindedir.
Eski Türkçe koltık veya koltuk “koltuk altı, kol ekleminin iç kısmı” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe kol sözcüğünden Eski Türkçe +tIk ekiyle türetilmiştir.
Fransızca culotte “«kıçlık», kalça kısmı geniş pantolon, don” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Fransızca cul “kıç” sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Latince culus sözcüğünden evrilmiştir. külot: Belden dize kadar olan kısmı geniş, daha aşağısı dar olan pantolon.
Bir şeyin üzerine toz bir madde ya da ilaç serpmeyi anlatmak için de bu sözcük kullanılır.]] Türkiye Türkçesi etmek “ekmek” sözcüğünden evrilmiştir. Bu sözcük Eski Türkçe aynı anlama gelen ötmek veya etmek sözcüğünden evrilmiştir.
İlgili 23 soru bulundu
Somun kelimesi Rumcadan gelir ve şu manaları vardır: Somun (ekmek), fırında yapılan ekmeğin şekli.
Un, tahılların öğütülmesi ile elde edilen değerli bir ürün olup, modern insanın kullandığı ilk besindir. Buğday, basit değirmen taşları ile öğütülerek una çevrilebileceği M.Ö. 9000'lerde keşfedildi.
Arapça al ال “harf-i tarif, definite article” sözcüğünden alıntıdır.
don- - Nişanyan Sözlük. Eski Türkçe toŋ- “donmak” fiilinden evrilmiştir. Bu fiil Eski Türkçe toŋ “donmuş şey” sözcüğü ile eş kökenlidir.
Banyo kelimesi, Proto-Gürcü-Zan dilinde "yıkanmak" veya "yıkama" anlamlarına gelen ban (bon) kökünden türemiş ve Avrupa dillerine yayılmıştır. Sonrasında Türkçeye Avrupa dillerinden geçmiştir.
Koltuk, kelime anlamı olarak, ergonomik biçimde oturmayı kolaylaştırması ve kolların dayanması için tasarlanmış yan kısımlara sahip olması nedeniyle, kol kelimesinden yola çıkılarak oluşturulmuştur.
koltuk altı kolun altında değil omzun altındadır; omuz da kolun koltuğudur; çünkü kol omuza oturuyor resmen.
Bugün TS'de (TDK 2011: 1465) ayrı yazılan ve iki anlamla temsil edilen koltuk altı sözcüğü vardır. An- cak yazarın kullandığı söz, anlam ve yazım yönüyle TS'den ayrılmakta- dır. TS'ye bitişik yazılan ve yukarıdaki anlama gelen koltukaltı sözcüğü eklenmelidir.
Balkon, yapılarda giriş katın üzerindeki katlarda yer alan, dışa doğru çıkıntı veya içe doğru girinti şeklinde olan ve en az bir tarafı dış mekana açılan bölümlere denir. Dilimize Fransızca balcon kelimesinden geçmiştir. Yapılarda genellikle üstü açık olan bu bölümlere bir kapı aracılığıyla geçiş sağlanır.
gurfe-i aliye / gurfe-i âliye. Yüksek çardak. Yüksek köşk. Balkon, cumba.
ÖzTürkçe bir sözcüktür. Sözcüğün eski Türkçedeki aslı "tay/tayı"dır ve bu sözcük dadı veya sütnine anlamındaki "taya" ve teyze anlamındaki "tayıza" sözcükleriyle akrabadır.
Arapça kökenli bir sözcük olan din sözcüğü, köken itibarıyla "yol, karar, ödül" gibi anlamlara sahiptir.
Danca, (Danca: Dansk) Danimarka'da konuşulan, İskandinavca olarak da bilinen Kuzey Cermen dil ailesinden bir dildir. Danca'nın diyalektleri.
"Çatal" sözcüğü de "çat" adıyle "-al" ekinden kurulmuştur. "Çat" adı daha çok ikili bir kök olarak "çat-mak" eylemiyle tanınmıştır. Halbuki "çatmak" eyleminin kökü olan "çat" sözcüğünü ad olarak da kolaylıkla bulabiliriz.
bekçi - Nişanyan Sözlük. Eski Türkçe bek “pek, sağlam, muhkem” sözcüğünden Türkiye Türkçesi +çI ekiyle türetilmiştir.
Bu sözcük Türk sözcüğünün yanına "İkametgahı" anlamına gelen Farsça "-estan veya -stan" ekinin gelmesiyle oluşmuştur. Modern Farsça'da Türkiye (ترکیه) sözcüğü, kişilerin yerini belirtmek için kullanılan Arapça nisba ekinin türemiş halidir.
Buğdayın Kökeni
Emmerin bilinen en eski kullanımı, yaklaşık 23.000 yıl önce İsrail'deki Ohalo II arkeolojik bölgesinde yaşayan insanlar tarafından yabani arazilerden toplanması.
4000'li yıllarda Babilliler'in özel fırınlarda ekmek pişirdiklerine dair bulgulara rastlanmıştır. İlk mayalı ekmek ise, M.Ö. 2600'lü yıllarda Mısırlılar tarafından yapılmıştır. Eski Mısırılılar, buğday unu ve su karışımından yapılan ekmeğe maya katıldığında ekmeğin daha yumuşak ve kabarık olduğunu fark ettiler.
Unun Raf Ömrü Ne Kadardır? Buğday unu, doğru koşullar sağlandığında 1 yıla kadar saklanabilir. Tam buğday, yulaf ve çavdar unun raf ömrü, beyaz una göre daha azdır. Bu tip unlar, maksimum 6 ay içinde tüketilmelidir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri