Bey'u'l-hasat'a gelince, bu üç şekilde olur: 1- Satıcının "Attığım şu taşın değdiği kumaşı" veya "Buradan taşın düştüğü yere kadar olan tarlayı sattım" demesi. 2- Satıcı: "Ben bu taşı atıncaya kadar satışı bozmada muhayyer olman şartı üzerine sana satıyorum" demesi.
Garar veya ğırar (Arapça: غرر) kelime anlamı belirsizlik, tehlike, şans veya risk anlamına gelir. İslam Hukuku'nun muamelat kısmında, riba (faiz) ve meysir (kumar) gibi olumsuz bir unsurdur.
İki taraflı akidlerde karşılıklar arasında değer yönünden denksizliği ifade eden İslâm hukuku terimi.
Sözlükte “mübadele” anlamına gelen bey' (çoğulu büyû'), genelde alışveriş ve ticareti, İslâm hukuku terimi olarak da satım akdini ifade eder.
İlgili 19 soru bulundu
Vedia verenin taşınır bir malı ücretsiz olarak saklanmak üzere vedia alana tevdi ettiği, tevdi alanın da bu malı istendiği zaman iade borcu altına girdiği akit vedia akdidir (saklama sözleşmesi – depositum).
Tabiat üstü güçlerden yararlandığını iddia eden kişilerin gizli metotlar uygulayarak olağanüstü sonuçlar elde etmek, olayları gerçeğe aykırı bir biçimde göstermek için kullandıkları teknikler ve yürüttükleri faaliyetlerin adıdır.
36 Buna göre bey'-i garar, akit konusunun elde edilip edilmeyeceği bilinmeyen ve akit konusunda belirsizlik bulunan satış akdidir. Satış akdi yapılırken akit konusu malın o anda mevcut olmasının şart koşulması, belirsizlik, beklenmedik zarar ve olası aldanmanın önlenmesi amacına yöneliktir.
(ﺗﻐﺮﻳﺮ) i. (Ar. ġurūr “aldatmak”tan taġrіr) Alış verişte alıcıyı aldatma: Gabn-i fâhiş ile mağbun olan kimsenin vefâtında tağrir dâvâsı vârisine intikal etmez (Cevdet Paşa).
Gabn (gaben) kelimesi sözlükte “bir şeyi unutmak, gizlemek, yanlış yapmak, alışverişte eksik ödeme ile karşı tarafı aldatmak; eksiklik ve zayıflık” anlamlarına gelir.
1. Pislik, murdarlık. 2. Dışkı: Yezîd'in mezârını buldu, sünüklerini çıkardı yaktı, mezârına neces doldurdu (Âşıkpaşazâde).
Gayr-i mütekavvim mal: Şâriin kendisinden yararlanılmasını yasakladığı mallardır. Hukuki sonucu: Telef edildiğinde tazmin sorumluluğu doğmaz.
Cehâlet veya cehl sözlükte “bilmemek” anlamına gelir. Bu iki kavramın fıkıh terimi olarak kullanılışında ise genellikle şu farklılık göze çarpar: Cehl kişinin inanç, söz veya davranışları konusundaki bilgisizliğini, cehâlet ise kendi dışında kalan durumlara ilişkin bilinmezliği ifade eder.
Bedeli iade edildiğinde geri alınmak üzere bir malın satılmasını konu edinen satış akdi.
Ismarlanan şey, akdin yapıldığı anda, ısmarlayanın istediği özellikte hazır olmadığından, istisna' akdi, akit esnasında henüz mevcut olmayan bir şeyin imal edilmesi için insanların arasında yaşayan örfe uygun ola- rak kurulan bir akittir.
Mevkuf akit, hüküm ve sonuçlarını doğur- ması ilgili ve yetkili şahsın icazetine bağlı olan akittir. Diğer bir ifadeyle mevkuf akit, icazete kadar hükmü askıda olan akittir.
Sözlükte “değiştirmek” mânasına gelen tağyîr “kelimelerde harekeleme ve noktalama hataları yapmak” anlamında kullanılmıştır.
Tağyir etmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: değiştirmek, başkalaştırmak. bozmak.
Bir fıkıh terimi olarak batıl bey' akdi, rükünleri ve sıhhat şartlarından herhangi birinde eksiklik bulunan satım akdini ifade eder. Batıl bey' akdi taraflar açısından mülkiyet hakkı doğurmayacağı gibi hukuki bir sonuç da doğurmaz. Zira bu akit hukuken hükümsüz olarak doğmuş bir akittir.
Sözlükte “yöneltmek, bir kimseyi yetkili kılmak, bir yere vali tayin etmek” anlamındaki tevliye, terim olarak bir malın alış fiyatı veya maliyeti üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan satılmasını, ayrıca bir kamu görevine tayini ifade eder.
Muhâlea kelimesi "ha-le-a" ) ďĥì ( sözlükte elbiseyi veya ayakkabıyı çıkarmak anlamına gelmektedir.5 Terim olarak ise kocanın eşinden veya bir başkasından aldığı bir bedel (ıvaz) karşılığında belli sözlerle eşinden ayrılmasıdır.
Kur'an'da sihir küfür sayılır (Bakara:102), büyü yapanlar yerilir (Taha: 69, Yunus:77). Bakara suresinde (102) Harut ve Marut kıssası anlatılır. Bunlar iki melek veya insan olup, büyü bilgisi verilmiş, onlar bilgileri insanlara öğretmiş, şeytan ve cinler bu bilgileri alarak kullanınca başlarına azap indirilmiştir.
Peygamber'e büyü yapılmış, Hz. Peygamber bir süre bu büyünün etkisinde kalmış, fakat Allah'ın kendisine yol göstermesi sayesinde büyüden kurtulabilmiştir.
Seks büyüsü, büyülü, ritüel veya başka türlü dini ve ruhsal arayışlarda kullanılan her türlü cinsel faaliyettir. Seks büyüsünün bir uygulaması, istenen sonucun görselleştirilmesiyle cinsel uyarılma veya orgazm'dır.
Omnis Culpa Sorumluluğu
Kusur sorumluluğunda genel kural borçlunun tüm kusurlarından sorumlu tutulmasıdır. Roma'da tüm kusurlardan sorumluluk prensibine omnis culpa adı verilmiştir. Omnis culpa sorumluluğunda borçlu kasti ve ihmali olarak verdiği zararlardan sorumludur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri