Beyin ölümü geri dönüşsüzdür… Makine desteği yalnızca; bir süre daha devam ettirilir. Beyin ölümü tanısı; Yoğun Bakım, Nöroloji, Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı ve Kardiyoloji uzmanlarının ortak görüşleri sonucunda konulur. Bu durum; hastanın artık yaşama dönmesinin imkansız olduğu anlamına gelir.
Beyin ölümü, tıbbi olarak ölümdür ve deklare edildikten sonra geri dönüşü yoktur.
Koordinasyon ortadan kalktığından ortaklık bozulur ve hepsi belli bir süre içinde biyolojik canlılığını yitirir. Bu süre maksimum 72 saattir. Bu nedenle bugün artık kesin olarak biliyoruz ki beyin ölümü tam anlamıyla ölümü ifade eder.
Burada kalbin bu yoğun desteğe rağmen çalışmasının devam etmesi vakanın hayata döneceği anlamına gelmemelidir. Genel olarak beyin ölümünden sonra ortalama 48 saat içinde kalp de durur.
Beyin ölümü, beyin sapında gerçekleşerek beynin tamamen çalışmayı durdurması fakat solunumun makinelerle canlı tutulması durumudur. Geri dönüşsüz olarak gerçekleşen bu durumda kişi bütün fonksiyonlarının yitirerek ölümü gerçekleşir.
İlgili 19 soru bulundu
Hasta bu muayenelerden herhangi bir şey hisseder mi? Eğer; hastanın beyin ölümü gerçekleşmiş ise yapılan muayenelerden hiçbir şey hissetmezler. Çünkü beyin artık işlevini yerine getirememektedir. Günlük yaşamda aniden olan, beklenmedik durumda gelişen olaylar mucize olarak nitelendirilmektedir.
Bir insan öldüğünde yaşamsal süreçleri hızla bozulur.
Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin geçici olarak kalpleri atmaya devam eder yani kişinin nabzı tamamen sıfırlanmaz. Kişinin vücudu kalp atışını devam ettirebilse bile diğer hiçbir yaşamsal fonksiyonunu gerçekleştiremez. Beyin ölümü durumunda vücudun solunum yapması da mümkün değildir.
Beyin dokusunda doğrudan hasar gören ve ölümü gerçekleşen beyin hücrelerinin yeniden iyileşmesi mümkün değildir. Ancak hasar gören beyin bölgesinin etrafında kısmi hasarlanmış veya ödemden dolayı bası altında kalmış hücrelerin erken müdahale ile yeniden iyileşmeleri ve fonksiyonlarını geri kazanmaları mümkündür.
- Hiçbir fıkıh alimi, beyin ölümünden sonra tıp otoritelerinin öldüğünü söyledikleri hastanın cihazlarla yaşatılmasına dinen mecburiyet vardır, şeklinde bir hüküm bildirmemiştir... Yani tıbben ölmüş bulunan bir hastanın cihazlarla muvakkaten yaşatmaya çalışılmasına mecburiyet olmadığı yolunda fıkıh alimleri görüş ...
Beyin ölümü tablosundaki hastanın sadece kalbi atmaktadır, bir başka deyişle sadece nabzı ve kalp atımları alınabilmektedir. Dışardan izlenebilen tek yaşam işareti kalp atımlarıdır. Diğer yaşamsal fonksiyonları tıbbi destek ve solunum cihazıyla sağlanmaktadır.
Beynimizin düzgün çalışması ve hayatta kalması için oksijenlenmesi şarttır. Beyindeki kan damarları beynimize ihtiyaç duyduğu oksijeni taşırlar. Beynimiz herhangi bir nedenden dolayı 4 dakika veya daha uzun süre oksijensiz kalırsa beyin hücreleri ölmeye başlar ve kalıcı beyin hasarı meydana gelebilir.
Bu çalışma, bitkisel hayattaki veya minimal bilinç düzeyine sahip olduğu düşünülen hastaların bir kısmında, algılama ve kavrama gibi beyin faaliyetlerinin devam ettiğini ortaya koydu. Bilinci kapalı gibi görünen hastaların artık sesini duyabileceğiz.
Komplikasyonlar kardiyovasküler sistem, solunum sistemi, endokrin sistem ve böbrek fonksiyon bozukluğu ve hipotermi başlığı altında toplanabilir.
Fransa'da 15 yıl boyunca bitkisel hayatta kalan hasta, boynundaki bir sinir tetiklendiğinde bilincini yeniden kazandı.
Bitkisel hayata giren hastalar, komadan çıktıktan sonra uyanık halde ve gözleri açık dönemler geçiriyor ama kendileri ya da dış dünya hakkında hiçbir şey algılayamıyor.
Avrupalı bilim insanları, insan beyninin 90'lı yaşlarına kadar yeni hücre üretmeye devam edebildiğini ortaya koydu. İspanya'da yapılan araştırmaya göre beynin hafıza ve ruh halini yöneten kısmı olan hipokampüs, yaşlılıkta dahi taze hücre üretebiliyor.
Kısa bir süre için dahi olsa kansız kalan sinir dokusu (beyin ve omurilik dokusu) artık geri dönüşü olmayan hasara uğrar. Tıkanan beyin atardamarının beslediği doku, birkaç saat içerisinde tamamen yaşamını yitirir ve bu hasarın geri dönüşü mümkün değildir.
Beyin sarsıntısında baş ağrısı, birkaç saniye veya dakikalık bilinç kaybı, yaralanma sürecinde yaşananları hatırlamama, işitme, görme, tat ve koku duyularında değişiklikler, dikkat eksikliği, kafa karışıklığı, duygusal dalgalanmalar, yorgunluk gibi belirtiler görülebilir.
Bu 4 hekimlik heyet, Bir anestezi uzmanı, bir kardiolog, bir beyin cerrahı ve bir de nörologdan oluşur.
Kafa travması geçiren 7 yaşındaki olgu konsültanlar tarafından ilk değerlendirmesinde, beyin sapı refleksleri, pupillerin durumu, ışık refleksi, ağrılı uyarana yanıt, kalorik test, korneal refleks, öğürme refleksi, atropin testi, apne tes ti ve EEG'sine bakılarak beyin ölümü olarak kabul edildi.
Doğrudan hasar, beyin dokusunun direkt darbenin etkisine bağlı olarak hasarlanmasıdır. Yaralanma sırasında veya çok kısa süre içinde gerçekleşir. Dolaylı hasar ise, dolaşımsal ve metabolik bozukluklara bağlı ortaya çıkar. Saatler, günler ya da haftalar içinde etkisini gösterebilir.
Bilimsel olarak, bugüne kadar ölümden sonra hayatta kalmak için herhangi bir kanıt bulunmamıştır. Beyin ölümü gerçekleştiğinde, bilinç ve zihinsel faaliyetler sona erer ve vücuttaki kimyasal reaksiyonlar durur. Bu nedenle, bilim insanları genellikle ölümden sonra yaşamın var olmadığına inanırlar.
New York'taki Stony Brook Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden araştırmacılar, insan beyni aktivitesinin ölümden kısa bir süre sonra hala işlev gördüğünü gösteren kanıtlar buldular. Kalp atmayı bırakacak, ama kısa bir süre için ölen kişi neler olup bittiğinin farkında olacak.
ölmekte olan kişinin soluk borusunda balgam birikmesinden kaynaklanan hırıltılı, ölüm hırıltısı. ölüm gerçekleştikten hemen sonra da devam edebilir. çünkü kandaki asitlik derecesi arttığından ses tellerindeki kaslarda gelişen spazm hırıltıya neden olur.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri