Tarihte Osmanlı Mutfağında atıştırmalık olarak karşımıza çıkan midye dolmanın, o zaman ki adıyla "Midyayi dolma ",Osmanlı'ya Bizans döneminde Ermeniler tarafından geçtiği tahmin edilmektedir. Osmanlı halkı arasında Ermeni mezesi olarakta bilinen midye dolma sokak lezzeti olarak günümüze kadar gelmiştir.
Midye dolmanın tarihi Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermenilerin salname (yıllık) kayıtlarına kadar dayanır. Günümüzde her ne kadar tüm midye dolma sektörü Mardinlilerin tekelinde olsa da Osmanlı zamanında ilk tariflerin Ermeniler tarafından geliştirildiği bilinmektedir.
Osmanlı'da midye Dolmacıların genel olarak Ermeni kökenli oldukları yazmaktadır. Hatta halk arasında bu lezzet Ermeni mezesi olarak da bilinmiştir. Bu lezzet genel olarak camekan içerisinde tencerelerde Çingeneler ve Ermeniler tarafından satılmıştır.
Midyeler genellikle pis suların olduğu yerlerde bulunurlar. Kayalık gibi yerlerde bulunan küçük organizmalar ile beslenen Midyelerin içerisinde yüksek miktarda ağır metaller bulunmaktadır. Bunun nedeni ise kirli yerlerde bulunmalarıdır.
Midye Adet Görür mü ? Adet, memeli hayvanlarda döllenmeyen dişi hücresinin kanla birlikte vücuttan dışarı atılmasıdır. İnek, koyun, keçi vb. gibi etini tükettiğimiz hayvanlarda yani memelilerde adet görülür. Midye ise omurgasız bir canlıdır dolayısıyla adet görmesi gibi bir şey söz konusu değildir.
İlgili 19 soru bulundu
Midye nasıl bir canlıdır diye sorulursa eğer; midyeler, dış kısımlarında iki adet siyah sert kabuk, iç kısımda ise manto adı verilen ince bir zarla kaplı olarak yaşarlar. Siyah kabukları mantonun salgısı oluşturur.
Çünkü midye, balık suretinde değildir ve de o sınıfına girmez. Dolayısıyla balık suretinde olmayan bir deniz hayvanının etini yemek, caiz olmamaktadır. Suda yaşayan ve suda barınan hayvanlardan, her tür balığın eti ise yenilebilir.
Yoksulluk ve yıllardır yaşanan savaş nedeniyle köyleri boşaltılan, göç eden Mardinlilerin yoksul kesiminin Ermenilerle tanışmaları sonucu midyeci olurlar. Mardinlilere midye dolma işinde Ermenilerden sonra kıyı kesimine Mardin ve civarından göç eden Süryanilerin de katkısı unutulmamalıdır.
MARDİNLİ MİDYECİLER
Mardin'de deniz yok ama Türkiye'nin dört bir köşesinde nerede bir seyyar midye tezgahı görseniz sahibi %98 Mardinlidir.
iki parçalı kabuğu olan yumuşakçadır. omurgasızlardandır. midye ve istiridye olarak adlandırılırlar. sindirim yapmazlar. omurgasız denildiğine göre böcek değil hayvanlar grubuna girerler. midyeler hayvanlar aleminin yumuşakçalar şubesine ait bir sınıftır.
Yani may, june, july, august (mayıs, haziran, temmuz, ağustos) aylarında denizlerde üreyen zehirli yosun türlerinin bulaştığı midyeler bağırsak rahatsızlıklarına yol açar, daha ağır durumlar da olabilir. Mayıstan eylüle kadar yenmemesi tavsiye edilen midyeler ülkemizde en çok bu aylarda açık tepsilerde satılır!
Ayak ve baş bölgesi olmayan midye, kabuklu bir canlıdır.
Eşeyli üreme sistemine sahip olan midyenin dişi ve erkek cinsi olduğu da bazı araştırmalar sonucunda ifade edilmektedir.
İslam hukukçuları bu hususta farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Hanefiler, Kur'an ve sünnetteki nasları değerlendirip şu sonuca varıyorlar: Deniz hayvanları ifadesiyle balık türü kastedilmiştir. Bundan ötürü denizde yaşasa da deniz türüne girmeyen midye ve benzeri hayvanların yenmesi caiz olmaz.
Midyelerin içinde bulunan etsi besin, bakteri, virüs, mantar ve balık dışkılarının öğütülmüş halidir.
Tüketimde aşırıya kaçılması kolesterol, kan şekerinde dengesizlik ve kilo artışına neden olabilirken, midyenin sürekli ve aşırı tüketimi ayrıca ağır metal içeriği sebebiyle zehirlenmelere, alerjik reaksiyonlara, böbrek, karaciğer yetmezliklerine yol açabiliyor.
Bir istiridye türü olan midyenin tadı ise, hafif tuzlu bir lezzete sahiptir.
Günde 60 bin kadar midye satıyorum.
Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından yayınlanan fetvada "Balık sınıfına girmeyen midye, kalamar, yengeç, ıstakoz, karides gibi deniz hayvanlarının helal değildir" dedi.
Midyelerin deniz suyunu süzerek beslendiklerini ifade eden Ersü, "Bu şekilde beslendikleri için sudaki her türlü madddeyi bünyelerinde barındırabiliyorlar. Bu canlılar özellikle şehirleşmenin yoğun olduğu bölgelerde atık suların denize deşarj edildiği bölgeleri tercih ederler.
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu, bir soruya verdiği yanıtta midye, karides, kalamar, yengeç, ıstakoz gibi deniz hayvanlarının 'helal olmadığını' söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı, midye, karides, kalamar, yengeç, ıstakoz gibi deniz hayvanlarının 'helal olmadığını' belirtti.
Diyanet, Kur'an'da Maide Suresi'nde denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğunun ifade edildiğini bildirdi. Ancak İslamiyet'te Hanefi mezhebinde midye, kalamar, yengeç, ıstakoz, karides gibi deniz canlılarını yemenin helal olmadığını aktardı.
Midyeler ayrı eşeyli olup, olgun erkeklerde gonadlar krem-beyaz, dişilerde ise portakal sarısı tonlarındadır. Kabuklar kapalı iken cinsiyet ayrımı yapılamaz. Ancak midye kabuğunu su içinde hafif açtığında renklenme fark edilebilirse cinsiyetleri hakkında konuşulabilir.
Üretilmiş veya avlanmış veya toplanmış midyeler kesinlikle imha edilir.
Midyenin ağır metal içeriği yüksek olduğu için sağlık açısından zararlı bir besin olduğunu ifade eden Diyetisyen Deniz Zünbülcan, "Midyeyi çok fazla kişi severek ve çok fazla sayıda tüketiyor. Aslında sağlık için oldukça zararlı bir besin. Çünkü ağır metal içeriği oldukça yüksek.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri