Erişkinlik çağına gelince mükemmel bir insan olarak çevresi tarafından biliniyordu. Dürüstlüğü ve güzel ahlakı ile çevresine örnek oluyordu. O kadar güvenilir bir insandı ki çevresindeki herkes ona "Muhammed-ül Emin" lakabını vermiştir. "Muhammed-ül Emin" güvenilir muhammed anlamına gelmektedir.
Muhammed (sav)'in insanüstü hiçbir özelliği yoktur. İslam, kutsal. Muhammed'in bir insan olarak doğduğunu, hayatını insanlarla geçirdiğini ve insanların sorunlarına çözüm aradığını öğretir.
Doğrulanmış Cevap. Hz. Muhammed'i (s.a.v) insanlardan ayıran en önemli özelliği,peygamber oluşu,kendisine vahiy gelmiş olması.
İlgili 22 soru bulundu
Peygamber efendimiz, Peygamberlerin en üstünü ve sonuncusudur. Allahü teâlânın yarattığı varlıkların en şereflisi Muhammed aleyhisselâmdır. Her şey O'nun hürmetine yaratıldı. O, Allahü teâlânın resûlü, son peygamberidir.
Hadislerden gelen bilgilere göre Muhammed'in şemaili şöyledir: Boyu ne çok uzun ne de çok kısaydı, kırmızıya çalan duru parlak beyaz tenli, yuvarlak ve ayın ondördü ışık saçan parlak yüzlü, gözleri iri ve simsiyah, kirpikleri uzun ve sık idi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı.
Muhammed'in (s.a.v) görevlerinden biri de temsil görevidir. Yani insan için dini ve sosyal yaşantının nasıl olması gerektiğini kendi hayatıyla göstermesidir. Nitekim Hz. Aişe'ye (r.a) “Peygamber nasıl yaşar?” diye sorduklarında O cevaben “Peygamber yürüyen bir Kur'an gibi yaşar” demiştir.
Kuran-ı Kerim'de adı geçmesine rağmen peygamber olmayan kişiler Hz. Meryem, Zeyd, İmran, Calut, Ebu Leheb, Haman, Karun, Lokman, Samiri, Zülkarneyn ve Üzeyir'dir.
Muhammed aleyhisselama tam ve kusursuz tâbi olabilmek için, Onu tam ve kusursuz sevmek lazımdır. Bunun alameti de, Onun düşmanlarını düşman bilmek, Onu beğenmeyenleri sevmemektir. Muhabbete müdahene, yani gevşeklik sığmaz.
Kahkaha ile gülmez, tebessüm ederdi. Sevinçli bir işle karşılaştığı zaman şükür secdesi yapardı. Bir yere oturup da oradan kalkacağı zaman en az 10 ile 15 defa istiğfar ederdi. Kendisi bir şeye üzüldüğü zaman namaz kılar, ayakta ise oturur, oturuyorsa yatardı.
Bu ahlaki özellikleri de beş ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; şefkat ve merhamet, tevazu, hilm, cömertlik ve sabırdır. Peygamberimizin ahlakını tanımlayan başka vasıflar kullanılmakta ise de, bu özellikler bütün davranışlarında kendini gösteren daha kuşatıcı ahlaki özellikler olarak değerlendirilebilir.
Peygamber olarak gönderilen kişilerle diğer insanlar arasındaki tek fark, onların Allah'tan vahiy almaları ve onu insanlara tebliğ etmeleridir. Peygamberler bu görevlerini yerine getirirken insanî özellikleriyle ön plana çıkmaktadırlar.
Hz. Muhammed (asm) son semavi din olan ve hükmü kıyamete kadar geçerli olacak, dini ve daveti umumi ve tüm beşereyiti kapsayan islam dinini getirdiği ve bundan sonrada her hangi bir din ve şeriat gelmeyeceği için o da peygamberlerin sonuncusu olmuştur. Ondan sonra resul ve nebi gelmeyecektir.
Bunlar Firavun'un hanımı Asiye, İsa aleyhisselamın annesi Meryem, Efendimiz (asm)'in hanımı Hatice ile kızı Fatıma validelerimizdir. Şurasını unutmamak gerektir ki, Allah (cc) kimseye rastgele lütufta bulunmaz, sebepsiz ikramlar ihsan eylemez.
Kur'an'da ismi geçmediği halde peygamber olarak meşhûr olanlar da şunlardır: Şît, Yûşâ, Cercis, Danyal Aleyhimüsselâm.
Hz. Muhammed (asm) son semavi din olan ve hükmü kıyamete kadar geçerli olacak, dini ve daveti umumi ve tüm beşereyiti kapsayan İslam dinini getirdiği ve bundan sonrada herhangi bir din ve şeriat gelmeyeceği için, o da peygamberlerin sonuncusu olmuştur. Ondan sonra resul ve nebi gelmeyecektir.
"Tebliğ sıfatı", bütün peygamberlerin çok önemli bir ortak özelliğidir. Bununla beraber onların sıdk/doğruluk, emanet/güvenilir olmak, fetânet/akıllı ve zeki olmak, ismet/günah işlememek vb. gibi başka ortak sıfatları da vardır.
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) “Ben namazı nasıl kılıyorsam, siz de öyle kılın.” demesi ve kendi kıldığı gibi namaz kılınmasını istemesi fiilî 34 sünnete örnek gösterilebilir. Ayrıca Hz. Peygamber'in (s.a.v.) savaşlarda yapmış olduğu işler de fiilî sünnete girer.
Peygamber'in yüce Allah'tan getirdiği kesin olan ve tevâtür yoluyla bize kadar ulaşmış bulunan esaslardan (zarûrât-ı dîniyye) bir veya birkaçını yahut da tamamını inkâr eden kimseye kâfir denir.
Resulullah efendimiz çok uzun boylu olmayıp, kısa dahi değil idi. Yanına uzun bir kimse gelse, ondan uzun görünürdü. Oturduğu zaman, mübarek omuzu, oturanların hepsinden yukarı olurdu. Mübarek saçları ve sakallarının kılı çok kıvırcık ve çok düz değil, yaradılışta ondüle idi.
Peygamber'i (Allah'ın salât ve selamı onun üzerine olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu: Hazreti Peygamber'in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu. Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasındaydı. Değirmi (yuvarlak) yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi.
Peygamber Efendimizin (sav) mübarek yüzlerinin rengi kırmızıya çalar şekilde beyaz; gözleri siyah ve gözlerinin beyazı da bembeyazdı. Aydın yüzlü ve güzel yaradılışlı idi; zayıf ve ince de değildi. Gözlerinin siyahı ve beyazı birbirinden iyice ayrılmıştı. Saçı ile kirpik ve bıyıkları gümrahtı (bol, gür).
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri