Eşini evden kovmak: Yargıtay kararlarında eşin evden kovulması ağır kusur ve boşanma sebebi olarak görülmektedir. Dedikodu yapmak: Türk toplumunda genellikle sık karşılaşılan bir durum olan dedikodu yapmayı Yargıtay boşanma sebebi saymıştır.
Kadının evi terk etmesi, evliliğin gereğinin yerine getirilmediği gerekçesi ile boşanma hakkını erkeğe vermektedir. Bunun için bir takım kurallar vardır. Terk edilen evin ortak bir arada yaşanılan konut olması gereklidir. Kadının evi erk etmesi için haklı bir sebebinin olması gerekmektedir.
Terk eyleminin oluşması için gereken şartlar Yargıtay kararları ile belirlenmiştir. Terk edilme halinde diğer eşin izlemesi gereken yol, göndermesi gereken ihtar gibi şartlar vardır. Nitekim evden (ortak konuttan) ayrılıp haklı bir neden olmaksızın diğer eşi bırakan eş tam kusurlu sayılır.
Boşanma öncesi evden ayrılmak suç mu sayılır konusunda Yanıt evden ayrılmanın bir suç olmadığıdır.
Dolayısıyla eşlerin dava boyunca müşterek konutta kimin kalacağı hususunda birlikte karar verememeleri halinde, boşanma davası boyunca müşterek konutun eşlerden birine tahsisi mahkemeden talep edilmektedir. Tabii eşler bu konuda ortak karara varabiliyorlarsa müşterek konutun tahsisinin istenilmesi zorunlu değildir.
İlgili 22 soru bulundu
Ayrı yaşama nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için taraflardan birinin, herhangi bir gerekçe ile açmış olduğu ve reddine karar verilen bir boşanma davasının olması ve bu davadan itibaren geçerli olmak üzere üç yıl boyunca tarafların birlikte yaşamamaları durumunun oluşmuş olması gerekmektedir.
Uzaklaştırma yoluşla ve evin ve ev eşyalarının evde kalan eşe özgülenmesi yoluyla mülk sahibi veya kira kontratı sahibi olsa dahi eş evden gönderilebilir. Evin mülkiyeti uzaklaştırlan eşte olsa dahi mahkeme, boşanma davası kesinleşene kadar mülkiyet sahibi eşin evden uzaklaştırılmasına karar verebilir.
Yargıtay kararları ışığında boşanma sebepleri olarak gösterilebilecek örnek durumları aşağıda sizler için sıralıyor devamında ise uygulamadan Yargıtay İçtihatlarından örnekler veriyoruz: Eşini evden kovmak: Yargıtay kararlarında eşin evden kovulması ağır kusur ve boşanma sebebi olarak görülmektedir.
Erkek, boşanma sonucunda nafaka ödeme yükümlülüğü altına girebileceği, ortak konutun kadına tahsis edilebileceği, müşterek çocukların velayetinin anneye verilebileceği gibi sebeplerden dolayı dava açmaktan kaçınabilir. Ayrıca, boşanmayı isteyen erkeğin dava açmamayı tercih etmesi, psikolojik nedenlere de dayanabilir.
Evlilikte mal paylaşımı bakımından, kişisel mallar grubuna giren varlıklardan elde edilen gelir ile alınan ev kişisel mal sayılır. Örneğin evlilik sırasında satın alınan bir ev eşlerden birine miras kalan para ile veya düğünde takılan altınlar ile alınmış ise, kişisel maldır ve boşanmada paylaşıma tabi tutulmaz.
Evi terk eden taraf, boşanma davası açmadan önce geri dönüşü olmayacak şekilde evden ayrılırsa, bu durumda diğer eşin evi terk eden eşin geri dönmesini isteme hakkı doğar. Ayrıca, eşlerin ortak yaşadığı ev ise, evi terk eden tarafın bu davranışı, diğer eşin evi kullanım hakkını etkilemez.
Özellikle belirtmek gerekirse özel boşanma nedenleri söz konusu olduğu zaman kişi tam kusurlu sayılır. Yani; zina, hayata kast, pek kötü muamele, haysiyetsiz yaşam sürme, terk gibi davranışlar kişiyi tam kusurlu hale getirir.
Kadının zorluk çekmeyecek kadar aylık geliri varsa, Kadının emekli maaşı ya da kira geliri varsa, Kadın, yeni bir evlilik yaptıysa ya da biriyle evlilik hayatı yaşıyorsa, Eski eşinin bir işi ya da düzenli geliri olmayan kadın, nafaka talep etse dahi nafaka alamaz.
Bu durumda, birçok soru ve endişe ortaya çıkar, özellikle de evi terk eden eş tazminat öder mi sorusu. Evi terk eden eşin tazminat ödemesi, Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi ile düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, eşlerden biri evi terk ederse, diğer eş tazminat talep edebilir.
Eşi evden kovmak, ortak yaşam kurulmasının engellenmesi amacıyla eşin evden gönderilmesi anlamı taşır. TMK kapsamında düzenlenen terk nedeniyle boşanma kapsamı içerisinde eşi evden kovma davranışı da bulunur. Bununla beraber bu davranış boşanma nedeni sayılır.
Kadının Evi Terk Etmesi:
Büyük günahtır. Kadın ancak hayati tehlike, yaralanma endişesi, ruhi veya bedensel dayanma sınırının aşılması, harama zorlama, eşin kocalık görevlerini hiçbir şekilde yapmaması, açlık, ortamın sağlıklı yaşamaya müsaitliğini tamamen kaybetmesi vs. hallerde evini terk etse mazur olur.
Boşanma davası reddedilmiş ise aynı gerekçeden kaynaklı olarak üç yıl içinde yeniden dava açılamamaktadır. 3 yıl dolmuşsa ve taraflar arasında herhangi bir birlik sağlanmamışsa kusur aranmadan boşanmaları yönünde karar verilmektedir.
Boşanmak istemeyen tarafın bunu boşanma dosyasına sebepleriyle birlikte belirterek dilekçe sunması gerekmektedir. Burada hakim hangi tarafın kusurlu olduğuna bakacaktır. Boşanma sebeplerini haklı gören ve boşanma davası açan eşi az kusurlu ya da kusursuz gören hakim boşanmaya hükmedebilecektir.
Eğer aldatılan eş aldatmayı öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içerisinde boşanma davasını açmaz ise bu durumda eşini affetmiş sayılır ve boşanma davası açma hakkını kaybeder. Bu hak kaybının tek istisnası aldatan eşin aldatma eylemine devam ediyor olması halidir.
Görüldüğü üzere ilgili kanun maddesinde eşin maddi gücü doğrultusunda yoksulluk nafakası ödemesine karar verilebileceği belirtilmiştir. Ancak erkeğin işsiz olması somut davada, diğer şartlarında mevcut bulunması kaydıyla, yoksulluk nafakasına hükmedilmesine engel değildir.
Evli bir kadın, eşinin evlilikten doğan görev ve yükümlülükleri yerine getirmemesi veya kendisine karşı kötü muamelede bulunması hâlinde, mahkemeye başvurarak evliliğin sona erdirilmesini isteyebilir.
Eğer ev eşyaları evlilik öncesinde alınmışsa ve ödemeleri de tek bir eş tarafından evlilik öncesinde gerçekleştirilmişse, aksine anlaşma olmaması halinde eşyalar o eşin kişisel malı sayılırlar. Tabii bunun için ödemelerin tamamının evlilik öncesinde gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri