Genel anlamıyla bir olay, bir durum üzerine ya da içinde bulunulan bir duygu dürtüsüyle, düzüp-koşmak yoluyla söylenmiş halk şiiri; koşuk. Özel anlamıyla 8 ya da 11 heceli, dört dizeli bentlerden oluşan halk şiiri biçimi: “Koşma'da ilk dörtlüğün ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklıdır.
Mısra sonlarında bulunan asmaya kelimeleri cinaslı kafiye örneğidir. "Asmak" iki farklı anlamda kullanılmış ve bu sayede ses ahengi oluşturularak "cinaslı kafiye" örneği verilmiştir. Söyleniş bakımından aynı ancak anlam olarak farklı sözcüklerden ya da söz yüklemlerinden oluşan uyak türüdür.
Yazılışları ve söylenişleri aynı, ama anlamları farklı iki kelimenin bir arada kullanılma sanatıdır.
dokundurma, taşlama yapmak, hatta eş değer anlamı "kinaye" de mevcut: - it ite buyurmuş, it de dönmüş kuyruğuna buyurmuş...
Cinaslı Kafiye Nedir? Şiir, dörtlük ya da manilerde sesteş olan yani ses bakımından aynı olan fakat farklı anlamlara gelen sözcüklerin oluşturduğu uyak türüne cinaslı uyak denir. Osmanlı dönemi şairlerinde ve gazellerde cinaslı uyak kullanımı oldukça yaygındır.
İlgili 32 soru bulundu
Kesik Mani: Cinaslı mani diye de isimlendirilen bu manilerin özelliği ise şu şekildedir. Kesik maninin ilk dizede hece sayısı eksik bırakılır. Bunun yanında ilk dize anlamlı ya da anlamsız sözcüklerden de oluşabilir. Çoğunlukla ilk dizede bulunan sözcük şiir içinde cinaslı kafiyeyi oluşturur.
Dize sonlarında bulunan sözcüklerdeki üç veya daha fazla ses benzerliğine zengin uyak denir. Dize sonlarında yazılışları aynı, anlamları farklı olan sözcükler cinaslı uyak oluşturur.
3.2. Tam Olmayan Cinâs:
Dolayısıyla cinâsın meydana geldiği harflerin harekelerinde, noktalarında, sayılarında, çeşidinde ve tertibin- de bir farklılık varsa bu durumda tam olmayan cinâs söz konusu olur. Bu cinâs çeşidi gayr-ı tam veya nâkıs cinâs olarak da adlandırılır.
Sözlükte “iki şeyin birbirine benzemesi” anlamında masdar olan cinas, edebiyat terimi olarak anlamları farklı, yazılış veya söylenişleri (sesleri) aynı yahut benzer olan kelimelerin nazım ve nesirde bir arada kullanılması yoluyla yapılan söz sanatını ifade eder.
Edebiyatta cinas nedir sorusu çok sıklıkla sorulan sorulardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamda soruya verilebilecek en doğru yanıt şu şekilde olmaktadır: Yazılışları ve okunuşları aynı olan farklı varlıkları, kavramları ve anlamları karşılayan kelimelerin bir arada kullanma sanatına cinas denilir.
Kalb cinas: Dört benzerlikten yanlızca harflerinin sıralanışı farklı olan kelimeler arasında meydana gelen cinastır.
Kirpikli mânî : Kesik mânîlerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mânî denir. Yedekli mânî : Düz mânînin sonuna aynı kafiyede iki mısra daha eklenerek söylenen mânîler. Cinaslı kafiye kullanılmaz, birinci mısraları anlamlıdır. Yedekli mânîye artık mânî de denir.
Cinas, ses tekrarına ve benzeşmesine dayalı bir söz sanatıdır. Cinaslı lafızların harflerin sayısı, cinsi, harekesi ve sırası bakımlarından mümkün olan en üst düzeyde benzeşmesi esastır.
İkiden çok ses benzerliği zengin uyak oluşturduğundan cinash uyak zengin uyağın içinde değerlendirilmiştir.
İlk anlamı tür ve çeşit olan bu sözcük, 15. yüzyıldan itibaren edebiyatta terim anlamıyla kullanılmıştır. Divan şairlerinin gazel ve kasidelerde sıklıkla kullandığı cinaslı kafiye yazılışları aynı anlamları farklı olan kelimelerden oluşturulan kafiyelerdir.
Sözcük halindeki redifler
Aynı anlamdaki sözcüklerin tekrarlanmasıyla meydana gelen rediflerdir. Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça kolaydır: Örnek: Doğru söylerim halk razı değil.
Tevriye, anlamla ilgili edebî sanatlardan biri. Sesteş bir kelimenin bir dizede, beyitte, dörtlükte iki gerçek anlama gelecek biçimde kullanılmasına ve bir sözcüğün yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmeye tevriye sanatı denir. Örtmek, meramı gizlemek demektir.
Tekrir (Yineleme), sözün etkisini güçlendirmek için sözcük ya da söz grubunu yineleme şeklinde yapılan söz sanatıdır.
1- Tam Cinas: Yazılışları ve okunuşları tamamen aynı olan kelimelerle yapılan cinastır. 2- Tam Olmayan Cinas: Seslerinden bazıları farklı olan ya da harf sayısı farklı olan cinas türüdür.
Nakkaş, eski Türk dilinde resim yapan, ressam anlamındadır. Osmanlı döneminde ve halen genellikle camilerin ve bazı kültür merkezlerinin duvarlarına nakış işleyen, desen hazırlayan, minyatür çizen sanatçılara denilir.
Nakıs kelimesi, tam olanın zıddı manasında kullanılan bir kavram olmaktadır. Tamamlanamayan bir durumu ya da eksik yanları olan bir olayı anlatmak için kullanılmaktadır. Aynı zamanda zihinsel yönden eksik düşünen insanların durumu da nakıs kelimesi ile ifade edilmektedir.
Nakış, canlı cansız veya geometrik birçok figürün süsleme amaçlı olarak değişik eşyaların zeminlerine işlenmesi ile elde edilen bir süsleme şeklidir.
Özellikle şiirde yarım kafiye, tam kafiye, zengin kafiye, cinaslı kafiye ve tunç kafiye bulunmaktadır.
Terza Rima, üçer mısralık bendlerle yazılmış bir nazım biçimidir. aba bcb cdc ded e biçimindeki uyak düzeni, örüşük uyak olarak adlandırılır. Bend sayısı belirsizdir. Tek bir mısra ile sona erer.
Nazım birimi beyit, bend ya da kıta olan şiirlerde, dizelerin sonundaki kelimelerdeki ses benzerliğine kafiye denir. Hem halk ve tekke edebiyatında hem de divan edebiyatında kafiye şemaları aynıdır. Örneğin düz uyakların uyak örgüsü aaaa, çapraz uyakların kafiye örgüsü ise abab şeklindedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri