zira toplumda ' tamah ' genelde kanat etmek, yetinmek gibi kullanılmaktadır. oysa kelime anlamı, 1. gözü doymama, açgözlülük, mal edinme tutkusu, 2. açgözlülük etmek, açgözlü davranmak.
"Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz " Atasözünün Anlamı: Kendi sahip olduklarına değer vermeyen ve sürekli daha fazlasını isteyen kişi, sonunda elindekini de kaybedebilir.
Tamah etmek, elindekilerle yetinmemek, başkasının parasına ya da servetine göz dikmek anlamına gelir.
Yine Türkçe Sözlük'teki biçimiyle tamah, 'açgözlü- lük' ve tamah etmek de 'aç gözlü davranmak; çok beğenip istemek' (Türkçe Söz- lük 2005: 1896) anlamlarındadır.
Tamah etmek, başkasının parasına ya da malına göz dikmek, elindeki ile yetinmemek anlamına gelir. Bu fiilin paraya tamah etmemek şeklinde kullanıldığını da görürsünüz. Paraya tamah etmemek, paraya tenezzül etmemek anlamına gelir. Aza tamah eden kelimesi de az ile yetinen kişiler için kullanılan bir sıfattır.
İlgili 45 soru bulundu
Atasözü "büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir" anlamında kullanılan bir söz.
"Az tamah çok ziyan getirir" deyimi, aşırı hırslı ve açgözlü olmanın sonunda zarara yol açabileceğini anlatmak için kullanılır.
Az Tamah Çok Ziyan Getirir Atasözünün Anlamı Ne Demek? Sahip olduğu az miktarda bir şeye tamah etmeyen, onunla yetinip mutlu olamayan kimseler; her zaman hırsla giriştikleri kazanma uğraşlarında büyük kayıplara uğrayacaklardır.
sıf. ve i. (Ar. ṭama' “tamah” ve Fars. -kār ekiyle ṭama'-kār'dan) Tamah eden, mal, para vb.ne aşırı derecede istek duyan kimse, aç gözlü. i. Tamahkâr olma durumu, aç gözlülük: Her çektiğimiz tamahkârlığımızdan (Burhan Felek).
TAMAHKÂR: Açgözlü. TAMAH ETMEK: Açgözlü davranmak, çok istemek. KANAAT: Elindekinden hoşnut olma durumu, yetinme, fazlasını istememe.
Arapça olan tamah kelimesi, dilimizde de aynı anlamda, doymazlık, çok arzu etme, hırs, aç gözlülük olarak tarif edilmektedir.3 Kur'ân-ı Kerîm'de geçmeyen kanâat kelimesi; sahip olduğuyla yetinmek, başkalarının sahip olduklarına göz dikmemek gibi manalar içerir.4 Sûfî gelenek içerisinde de tamah ve kanâat önemli ...
herkes, "azla yetinmeyi bilen, elindekine râzı olan" anlamında kullanıyor. oysa "açgözlü", "doymak bilmeyen" gibi anlamlara sâhip. tam zıt mânâda kullanmaya başlamışız. ilginç...
Yeterli bularak daha çoğunu istememek, iktifâ etmek: Binânın içinde zaman zaman çok basit düzenlerle yetinen bu mîmârîye (…)
Bir kişinin bir şeyi başarabilmesinin yolu istek ve iradeden geçer. Fakat hırsa kapılmak bir tehlikedir. İnsanın herhangi bir konuda hırsa kapılması o konunun sonucunda kazanç getirmez. Kişi elde ettiği şeyler ile yetinmeyip a fazlasının peşinden koşarak elde ettiğinden çok daha fazla zarara uğrar.
azın kanatları altında kalmayı seçerek sığınmacılığı benimsemektir. az, güneşi hayal dahi edememektir. beklentisiz olmak ve sahip olduklarınla mutlu olabilmeyi becerebilmektir. hınç holding ya da hırs fabrikasıyla yakıp kül olmanın da, etmenin de anlamı yoktur.
Haberin Devamı
Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz atasözü sürekli daha fazlasını isteyen ve bu hırsı yüzünden başarısız olan insanlar için söylenmiştir. Türk Dil Kurumu Aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz atasözünü çok iyi bir şekilde açıklamıştır.
açgözlülük etmek anlamına gelir. kişinin doyumsuzluğunu belirtir.
Kara sevda, melankoli ya da mâl-i hülyâ (Yunanca Grekçe: μελαγχολία - melankolia, "üzüntü" < Eski Yunanca μέλας (melas), "kara, siyah", + χολή (kholi) kara safra), günümüzde yaygın olarak kişinin az hareketli ve normalden daha heyecansız bir hayat tarzını sürdürdüğü depresyondan kaynaklanan bir duygudurum bozukluğu ...
Arapça riyâ (göründüğü gibi olmama, ikiyüzlülük) kavramından Türkçeye geçmiştir. Riya yapan kişiye riyakâr veya mürai denir. Riyakâr bir kimse, din bilgisi varsa münafık, yoksa yobaz olarak adlandırılır. Riyanın zıddı olan İslam dinî kavramı ihlastır (samimiyet).
Dibi Görünmeyen Sudan Geçme Atasözünün TDK Anlamı Ne Demek? Cevap: bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.
[1] Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, ona karşı teşekkür duygusu beslemeyen kişi,daha büyük iyiliklerin değerini de bilmez; onlara karşı da duygusuz kalır.
"Ağaç yaprağıyla gürler " Atasözünün Anlamı: Bu atasözü de, ağaçların yaprakları sayesinde güzellik kazandığını ve insanların da çevresi, dostları sayesinde daha değerli olduklarını ifade eder.
[1] Elinde avucunda bir şey bulunmamakla birlikte küçük kazançları beğenmeyen kişi, büyük kazanç hayaliyle geçinir.
Kelime Anlamı: Dalkavuk kelimesi, başkalarının gözü önünde aşırı övgülerde bulunan ve çıkar sağlamak için aşırı derecede uysal veya yaltaklanan bir kişiyi tanımlar. Dalkavuklar, genellikle gerçek duygularını gizler ve çıkarları için başkalarını memnun etmeye çalışırlar. Kökeni: "Dalkavuk" kelimesi Türkçe kökenlidir.
- Bir işi sonuna kadar götürmek, bu hususta direnmek anlamlarına gelmektedir. Örnek: Tıp alanında başarılı bir hekim olmak için hedeflerini belirleyerek, zor koşullar karşısında "sebat etmek" zorundasın. - Bir işi sonuna değin sürdürme, direşme şeklinde ifade edilmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri