Vücutta diğer kemikler gibi diş minesinde hücreler bulunmadığından, tekrar diş minesinin oluşması mümkün değildir. Bu yüzden de diş minesindeki aşınmaya engel olmak gereklidir. Diş minesi aşınması genellikle, diş oyuklarında, dişin diş yüzeylerinde ve kesici diş kenarlarında meydana gelen bir aşınma durumudur.
Diş minesi kendini onarabilen bir yapıya sahip değildir. Aşınma meydana geldiğinde kesinlikle uygun tedavinin gerçekleştirilmesi gerekir. Diş minesinin kendini onaramıyor olmasının nedeni ise ameloblast hücrelerin dişin patlamasıyla birlikte ölmesidir.
Bu nedenle dişlerde aşınma hissedildiği zaman diş hekimine başvurulmalıdır. Diş minesi aşınması düzelir mi? Diş minesi aşınması, diş hekimi tarafından uygulanan tedavi yöntemleriyle düzelir.
Dentin, diş minesi kadar sert veya koruyucu değildir, dolayısıyla açığa çıktığında ağız bakterileri ve plak, dişe zarar vermeye başlayabilir. Çürüme devam ederse dişin pulpası tehlikeye girebilir, bu da ciddi durumlarda dişin çekilmesiyle sonuçlanabilir.
İlgili 22 soru bulundu
Kalsiyum fosfat ve florürün dişlere ve diş minesine iyi geldiği yapılan araştırmalar sonucunda gözlemlenmiştir. Bu nedenle diş minesi güçlendirme için kalsiyum fosfat ve florür içeren diş macunları ve jeller kullanmaya özen göstermelisiniz.
Diş Şeffaflaşması Nedenleri
Dişlerimizin en dış katmanında bulunan diş minesi dişlerimizi korumakla görevlidir. Bazı sağlık koşulları ve tükettiğimiz yiyecek ve içeceklerden kaynaklı olarak diş minesi yavaş yavaş aşınabilir. Bu aşınmalar yüzünden de dişleriniz zamanla şeffaf bir görünüme ulaşır.
Hasar zamanla daha da kötüleşir ve bakterilerin minenin altına ve dişin yumuşak iç kısmına daha derin doku tabakasına nüfuz etmesine izin verir. Oradan yayılır ve bir apse, kontamine içerik cebi oluşturabilir. Kırık bir diş, tedavi edilmediği takdirde bakteri toplayarak enfeksiyona veya apseye neden olur.
Diş beyazlatma işlemleri sırasında kullanılan solüsyonlar, belli bir yüzde ile kullanıldığı zaman hiçbir şekilde dişlere zarar vermemektedir. Kullanılacak solüsyonların miktarını da diş hekimi belirlediği için diş minelerinde ve diş etlerinde herhangi bir yan etkiye sahip değildir.
· Alkol ve asit bazlı sıvı ve gıda tüketimi. · Reflü: Reflü hastalığı, mide asitlerini ağız boşluğunuza kadar ulaştırır ve asit yapısı barındırdığı içim diş mineleri zarar görmektedir. · Bazı ilaçlar, fazla kullanılan C Vitamini ve de fazla miktarda asit barındıran takviyeler de diş minelerine zarar verir.
Diş minesinin en büyük aşınma nedeni, asitli ve nişastalı yiyeceklerdir. Bu tarz yiyecekler sonrası dişler fırçalanmadığı taktirde, diş aralarında artıklar birikir. Bakteri üremesine neden olan bu durum ise zamanla diş minesinde aşınmalara ve sonrasında ise diş kaybına sebeptir.
MİNE DEFEKTİ TEDAVİSİ
Koruyucu tedavi olarak oral hijyen alışkanlıklarının kazandırılması, diş taşı temizliği, fluorid uygulamaları, hassasiyet giderici ürün uygulamaları önerilmektedir. Onarıcı tedavi olarak da etkilenen mine ve dentin miktarı, kalitesi tedavi planlaması için çok önemlidir.
KÖPEK DİŞLERİ: Bu dişler 9, yaşından itibaren dökülmeye ve yenilemeye başlar. ARKA DİŞLER:10 yaşından itibaren dökülmeye başlar ve zamanla yerine yenileri büyüyüp gelişir. KESİCİ ÖN VE YAN DİŞLER: Bu dişlerde ortalama 6,5 yaşından itibaren dökülme ye başlar.
Tedaviler; Estetik diş dolgusu (kompozit) ya da yaprak porselen (porselen lamina) tedavisi. Dolgu işlemini yapmak için, dişinizdeki çatlak bölgedeki renklenme temizlendikten sonra diş minenizle aynı renk dolgu materyali uygulanır .
Büyük Azı dişi ile başlayıp 20 yaşına kadar çıkan ve ömür boyu ağızda kalacak dişlere kalıcı diş demekteyiz. İLK KALICI DİŞ NE ZAMAN ÇIKAR? 5-6 yaşında süt dişlerinin en gerisinden çıkan 1. BÜYÜK AZI dişidir.
Asit erozyonu (diş aşınması, mine aşınması veya diş erozyonu olarak da bilinir) değerli diş minesinin (dişin sert yüzey tabakası) geri dönüşü olmayan kaybına yol açabilen süreçtir.
Dişlerinizi Düzenli Olarak Fırçalayın
Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak, plak ve diğer lekelerin oluşmasını önleyerek dişlerinizin daha beyaz görünmesini sağlar. Fırçalama işlemi, diş hekimi tarafından önerilen şekilde yapılmalıdır ve en az günde iki kez yapılmalıdır.
Diş sararması tüketilen yiyecek ve içecekten kaynaklanmalıdır. Maalesef ki sararan dişlerin bir süre sonra kendi kendine beyazlaması mümkün değil. Bunu örneklendirmek gerekirse beyaz bir örtüye sürekli çay ve yemek döküldüğünü düşünürsek bu lekeler yıkamayla geçer.
Düzenli diş fırçalamak dişleri beyazlatır. Mevcut olan beyazlığı korur. Yediğimiz ve içtiğimiz gıdalar dişlerin üzerinde kalabilir. Bu genelde dişlerin rengini bozar.
Diş hekiminin muayenesi sonucunda diş minesinin ne derecede aşındığı ortaya çıkar ve buna bağlı olarak bir tedavi yöntemine karar verilir. Diş minesi aşınması ilk evrelerinde ise basit bir tedavi ile sorun ortadan kalkabilir. Fakat aşınma ilerlemişse daha etkili tedavilere ihtiyaç duyulur.
Diş minesi, Mohs sertlik skalası açısından 5 ile değerlendirildiğinden insan vücundaki en sert maddedir. Dentin, 3-4 sertlik derecesi ile, daha az mineralize ve daha az kırılgan olarak, mineyi desteklemektedir ve sağlamlık için gereklidir.
Dişin kırılma biçimine göre diş hekimi kırığı dolgu kullanarak veya yapıştırarak eski haline getirebilir. Kırık eğer köke yakın kısımda ise kanal tedavisi sonrası post uygulaması ile kök sağlamlaştırılıp ardından üzeri porselen kuron ile tamamlanabilir.
Diş telinin yüz, ağız ve dudak şeklini değiştirmesi mümkündür. Dişleriniz hareket ettikçe ve çene yapınız değiştikçe doğal olarak yüzünüzde de olumlu yönde değişiklikler gerçekleşir. Diş telinin yüzü ne kadar değiştireceği ise tedavi öncesi diş ve ağız yapısına ve yaşa göre farklılık gösterir.
Beyaz lekeler çoğunlukla genetik olarak kişiden kişiye geçebilmektedir. Aynı zamanda kalsiyum alımı az olan bireylerde daha yoğun şekilde fark edilir. Dişlerin mineral bakımından eksik kalması ve yıpranmasına bağlı olarak dişin hem ön hem de arka taraflarında beyaz renkte lekelenmeler meydana gelmektedir.
Diş dokuları ve restoratif mater- yaller ağızda oluşan sıcaklık artışı veya azalması ile genleşmekte veya büzülmektedirler. Pek çok çalışmada, ağızda oluşan sıcaklık değişimlerinin, farklı ısısal genleşme katsayılarına sahip restoratif materyallerle restore edilen dişlerde ısısal stresler oluşturduğu gösterilmiştir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri