Dış güven ise dışarıya kendimizden emin olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlar. İç güveni oluşturan unsurlar kendini sevme, kendine saygı, pozitif düşünme ve kendine belirgin hedefler koyarlar. Dış güven oluşturan unsurlar ise iletişim, kendini ifade edebilme ve duygularını kontrol edebilmedir.
Özgüven, iç güven ve dış güven olmak üzere ikiye ayrılır. İç güven kişinin kendi yaptıklarından, görünümünden, kararlarından ya da yapmadıklarından memnun olması durumudur.
Her insanın kendisine dair genel bir algısı ve bakış açısı vardır. Kendine güven veya güvensizlik, bu algının bir sonucudur. Kendine güven; kişinin, korku, çekinme ve kuşku duymadan kendisine inanması olarak tarif edilebilir. Kendine güvenen kişi, hayata yapıcı ve olumlu bir gözle bakar.
Hubris, aşırı düzeyde gurur, özgüven ve kibri içeren bir kişilik özelliğidir. Bu çerçevede hubristik kişiler kendi kabiliyetlerini, bilgilerini, bir birey olarak önemlerini ve başarıya ulaşma şanslarını abartma eğilimindedir.
İlgili 33 soru bulundu
Uzmanlar tarafından dört farklı ana neden olduğu saptanmıştır. Bunlar sırası ile kişilerin genetik yapıları, etkilenilen kültürel ve toplumsal arka plan, çocukluk deneyimleri ve yetişkinlikteki yaşam koşulları olarak sıralanabilir. Bu dört etken özgüven kaybının temel nedenleridir.
Bu iki kavram birbirine çok yakın gibi görünse de aslında farklı. Öz güven, insanın kendine yönelik iyi duygular geliştirmesi sonucu, benliğinden memnun olması ve bunun sonucu olarak kendisi ve çevresiyle barışık olması iken cesaret, başına gelecek herhangi bir şeyden çekinmemektir.
Kişinin kendini geliştirmesi ve kendini değerli hissetmesi özgüven kazanılmasını sağlayan en önemli faktördür. Kendisi ile barışık olan kişiler özgüvenlerini yükseltebilirler. Çeşitli başarılar kazanmak ve hayata doğru açıdan bakmak özgüven kazanılmasını sağlar.
Evet, özgüven eksikliği terapi veya ilaç yoluyla tedavi (özgüven eksikliği psikiyatri) edilebilir bir durumdur. Kendi başınıza yapabileceğiniz bir takım şeyler de özgüveninizi arttırmaya yardımcı olacaktır. Bunu için önce kendinizi sevmekle başlayın. Olumlu yanlarınızı keşfedin ve buna odaklanın.
Güven genellikle, bir kişinin dürüstlüğüne olan inancımız olarak tanımlanır. Araştırmalar, güvenin ilişkilerde emniyet hissini artırırken, savunmacı ihtiyaçları azalttığını öne sürüyor. Ayrıca güven hissi, insanların duygularını ve isteklerini muhataplarıyla daha rahat paylaşmalarını da teşvik ediyor.
Duygusal güven ise, kişilere gösterilen özen ve ilgi sonucunda gelişen, duygusal bağın yansıttığı güçlü ve özel bir ilişkiyi anlatmaktadır. Burada, ilişkinin kendisine içsel bir değer verilerek karşı tarafın da aynı şekilde hissettiği düşünülmektedir (McAllister, 1995:25-33).
Özgüven, belli bir düzeye ulaşıncaya kadar gelişir; genellikle 10 yaşında özgüvenin gelişimi tamamlanır ve bir süre sonra, ergenlik döneminde çocuk özgüvenini test etmeye başlar. Çocukların özgüvenini en çok etkileyen kaynak anne-babadır.
Özgüven her şeyden önce her koşulda yaşayabilmek, talep etmeyi bırakabilmektir. Hayata korkuyla değil, güvenle bakabilmektir. Kendine yetmek, olanla yetinebilmektir. Ben baş edebilirim, her koşulda ayakta kalabilirim, yaşayabilirim demektir.
Özgüvenin en büyük kaynağı, kendini kabullenmedir.
Kendini kabul etmek ve kendine güveni arttırmak hem düşünceleri hem de davranışları içeren bir süreçtir.
Özgüveni ve özsaygısı olmayan kişiler şu özelliklere sahiptir. Bu kişiler riskten uzak durur, sorumluluktan kaçarlar. Bu kişiler yalana sıklıkla başvurur kolay yalan söylerler. Özgüven eksikliği olan kişiler hata yapmaktan korkar, hatalarını üstlenmekte zorlanır, hatalarını kabule yanaşmazlar.
Özgüvenli, özgüvene sahip, yüksek özgüvenli gibi tanımlar yaptığımız kişiler; kendini tanımış, barışmış, kendini geliştirme sürecini başlatmış ve bu sürece başkalarını da dahil edebilme cesareti göstermiş kişilerdir.
Özgüven eksikliği kişinin kendini değersiz hissetmesi, kendine güvensizlik, başarısızlık korkusu, düşük öz benlik saygısı gibi problemlere neden olabilir. Bunlar kişinin öğrenme yeteneğini, hayal etme yeteneğini, insanlarla iletişim kurma yeteneğini ve karar verme yeteneğini olumsuz etkileyebilir.
Özgüven eksikliği genlerle bağlantılı olabilir. Karakterimizi oluşturan genler yüzde 25 ve 50 oranının özgüvenle alakalı olduğuna dair araştırmalar bulunmaktadır. Örneğin serotonin gibi heyecanı ve mutluluğu aşılayan hormonlarımızın salgılanması genetik yapımıza bağlıdır.
Yapılan bu iki araştırmada, deneyim ne kadar önemli olsa da kendine güvenen, yaptığı işlerin arkasında güvenle duran kişilerin başarıya kolayca ulaşabileceğini kanıtlıyor. Özgüvenin deneyimli ve başarılı olmaktan ileri geldiği düşünülse de kendine güvenen kişiler zaten başarıya kolayca ulaşıyor.
Özgüveni yüksek kişi, içinde güçlü bir motivasyon, umut ve gelişimcilik duygusu hisseder, işinden ve hayattan zevk alır, dengeli bir şekilde işini geliştirir. Öz güven, arabanın motoru gibidir, motor ne kadar güçlü ise verimde o kadar artar, kişide özgüven ne denli yüksekse, başarıda o ölçüde gelir.
Çünkü thiamin yani B1 vitaminin kendine özgüvenle ilişkisi olabileceği düşünülüyor. 1999 yılında yapılan bir bilimsel çalışmada; B1 vitamini eksikliği olan kişilerde özgüven eksikliği ve sosyal problemlerin daha sık gözlendiği belirlenmiş.
yersiz ozguven, kisinin kendinde guvendigi ozelliklere aslinda sahip olmadigi durumlari tanimlar. bu gereksiz özgüven, karşındaki kişinin kararlarına, davranışlarına ve tercihlerine müdahele etmeyi kendine hak gören zihniyet ile birleşirse hiç çekilmez oluyor.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri