Ecelleri gelince, ne bir an geri kalırlar ne de bir an öne gelebilirler. Ve her toplum için bir vade belirlenmiştir. Öyle ki, vadeleri dolduğunda ne bir an geri kalabilirler ne de bir an öne geçebilirler. Her ümmetin eceli vardır, ecel zamânını insânlar ne takrîb ve de te'hîr idemezler.
Her ümmet için bir ecel vardır.
(Her medeniyet ve devletin de belli bir ömrü bulunmaktadır.) Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenip geri kalır, ne de öne alınır (tam zamanında çöküp dağılır. Adaleti uygulayan ve ilme dayanan devletler ayakta kalır, zulüm yapan ve geri kalan devletler yıkılır.)
Biz gökleri, yeri ve ikisi arasında bulunanları ancak hak ve adı konulmuş bir ecel (belli bir süre) olarak yarattık. İnkar edenler ise, uyarıldıkları şeyden yüz çeviren(kimseler)dir. Münafikun Suresi, 11. ayet: Oysa Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez.
“Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir, an ertelenir, ne öne alınır.” (Nahl Ayet 61) Kömürcü ailesinin değerli büyüğü Saniye teyzemizi ebediyete uğurladık. Merhumeye Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
En'âm / 60. Ayet
O Allah, sizi geceleyin ölü gibi uyutuyor, gündüzleyin ne yaptığınızı biliyor, sonra sizi belirlenmiş ecelin tamamlanması için sabah vaktinde uyandırarak yeniden diriltiyor. En sonunda dönüşünüz O'na olacak, o da size yaptıklarınızı bir bir haber verecektir.
İlgili 19 soru bulundu
Yani her insanın bir tek eceli vardır ve o ecel, ezelde Rabbimiz tarafından yazılmıştır.
Fakat, ecel hasıl olmadan önce, sadaka, dua ve amel-i salih ile, ömür uzar. Zira Fâtır sûresinde meâlen; (Herkesin ömrü ve ömürlerin kısalması hep yazılıdır) buyurulmaktadır' dedi.”
Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler. Her ümmet, her millet ve her devletin Allah tarafından tayin edilmiş bir ömrü vardır. O vakit geldiğinde onu ne bir saat ileri ne de bir saat geri al... Devamı..
Zümer Suresi 30. ayet:
“Elbette sen öleceksin, onlar da ölecek. Sonra da kıyamet gününde rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız.”
Allah'ın takdir ettiği, ecelin değişmesi söz konusu değildir.
Ecel (Arapça: أجل) (Sözlük anlamı: Hayatın sonu, ölüm zamanı.) İslam dininde insanın mukadder (Allah tarafından yazılıp kararlaşmış) olan ömrünün son bulmasına denir. Ecel geldiği zaman, ne bir dakika ileri gider ne de bir dakika geri kalır. İslam inancında insan her ne sebeple ölürse ölsün, eceli ile ölmüş olur.
Öncelikle, insanların feci şekilde can vermesi günahlarına bağlı değildir. İnsanların ölüm şeklinden günahlarının çok olduğunu veya imansız gittiklerini anlayamayız. Cenab-ı Hak herkesin ölüm yerini ve şeklini belirlemiştir. Vakti geldiğinde de belirlenen şekilde ruhu teslim almaktadır.
"Ecelin gelmesi" ise, tâyin edilmiş bulunan ömrün son bulması, yani ölümdür. Allah indinde her canlı için tâyin edilmiş bir ecel vardır. Eceli geldiğinde dünya hayatı son bulur. "Eğer Allah, insanları, yaptıkları her haksızlıkta cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı.
Kur'an âyetlerinden anlaşıldığına göre, ecel ne vaktinden önce gelebilir ne de geciktirilebilir: "Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de bir an ileri gidebilirler" (el-A'râf 7/34; Yûnus 10/49), "Allah eceli geldiğinde hiçbir kimse için erteleme yapmaz..." (Münâfikun 63/11).
32 “Ecel-i müsemma” terkibi, Kur'an'da 20 yerde geçmektedir. Bu âyetler: (Bakara, 2/283; En'am, 6/2,60; Hûd, 11/3; R'ad, 13/2; İbrahim, 14/10; Nahl, 16/61; Tâhâ, 20/129; Hac, 22/5,33; Ankebût, 29/53; Rum, 30/8; Lokman, 31/29; Fâtır, 35/13,45; Zümer, 39/5,42; Mü'min, 40/67; Şûrâ, 42/14; Ahkâf, 46/3; Nuh,71/4).
Sözlükte "önceden tespit edilmiş zaman ve süre" anlamına gelen ecel, terim olarak, insan hayatı ve diğer canlılar için belirlenmiş süreyi ve bu sürenin sonunu yani ölüm anını ifade eder.
Hayatımızda yaşanmış ve yaşanacak şeylerin özetle her şeyimizin detaylı bir şekilde yazılı olduğu kaderimizin defteri olan Levh-i Mahfuz'da doğum zamanı ile beraber elbette ölüm tarihimizde bellidir.
İshak el-Kindî'den itibaren pek çok İslâm âliminin benimsediği anlayışa göre ölüm de dahil olmak üzere musibetler hayatın bir parçasıdır, tabii ve kaçınılmaz gerçeklerdir.
Hiç kimse yarın ne elde edeceğini bilemez; hiç kimse nerede öleceğini bilemez; ama Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır. Kıyamet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allah'ın katındadır.
Nur Suresi'nin 32. Ayeti: İçinizden evli olmayanları, köle ve cariyelerinizden de evliliğe müsait olanları evlendirin. Eğer onlar fakir iseler, Allah onları lütfuyla zengin eder. Çünkü Allah'ın lütf-u keremi çok geniştir; O her şeyi hakkıyla bilir.
Ashabın anlayışına göre eceli gelmeyen insanın bir hastalıktan ölmesi veya herhangi bir kimse tarafından öldürülmesi, buna karşılık eceli gelen kimsenin de ölümden kurtulup yaşamaya devam etmesi mümkün değildir.
Arapça kökenli bir sözcük olan ecel, her canlı için önceden belirlenmiş olan yaşam süresinin bitmesidir. İslam inanışına göre ecel saatinin ne zaman geleceğini Allah'tan başkası bilemez.
ÖLÜM ALLAH'IN EMRİYLE GELİR
1- Hayatımızın her noktası Allah'ın elinde, iradesinde ve takdirindedir. Ömrümüz Allah'ın emrine bağlı olarak devam eder. Ecelimiz Allah'ın emrine bağlı olarak gelir. 3- Ölüm üzerinde Allah'tan başka hiçbir güç kaynağı etkili ve yetkili değildir.
Pittsburg Üniversitesi Tıp Merkezi tarafından yapılan araştırmalar da düzenli olarak ibadethanelere giden, düzenli dua ve ibadet edenlerde ömrün 2-3 yıl uzadığını gösterdi. Yapılan araştırmalar ayrıca dua edilen kişi eğer bir başkasının kendisi için dua ettiğini bilirse tedavisi hızlanıyor ve daha çabuk iyileşiyor.
Ehl-i Sünnet'e Göre Ecel
Vakti gelince ne bir an geri kalırlar ne de bir an ileri gidebilirler” (el-A'râf, 7/34), “Her ümmetin bir eceli vardır. Onların eceli geldiği zaman artık bir saat tehir edilmez ve öne alınmaz” (Yûnus 10/49) ayetleri buna işaret etmektedir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri