Endolizin adı verilen bu enzim, enfeksiyondan sonra bakterinin hücre duvarında ağ benzeri yapılar oluşturan peptidoglikan moleküllerini dilim dilim ayırıyor ve bakterileri içeriden yok ediyor.
Bir faj tek bir bakteri türüne özgüdür, bu nedenle yalnız bakterilere karşı etkili olurlar. Nasıl sadece insanlarda hastalık yapan virüsler varsa aynı şekilde bakteriyofajlar da sadece bakterileri etkiler ve onları yok eder. Bu sebeple fajlar insanlar üzerinde herhangi bir yan etki oluşturmazlar.
Bakteriyofaj (Antik Yunanca βακτήριον baktérion bakteri ve φαγεῖν phageín, 'yemek' fiilinden türetme), bakterileri enfekte eden bir virüstür. Terim genelde kısaltılmış hali olan faj olarak kullanılır.
Bir bakteriyofaj, belli bir bakteri ile eşleşir. Enfekte edebilecekleri bakteriyi buldukları anda hemen bakteriye tutunurlar. Bu andan itibaren kendi protein moleküllerini oluşturmaya başlarlar. Daha sonra ise kendilerine ait genetik malzemeyi de doğrudan bu eşleştiği bakteriye transfer ederler.
Litik: Tıpta, yıkıcı etki ve eritici etki anlamına kullanılabilir. Biyolojide, plazma zarlarını bozarak hücrelerin ölümüne sebep olan etkenler de bu kelime ile ifade edilir.
İlgili 25 soru bulundu
1.LİTİK DÖNGÜ:Konakçı hücrenin ölümüyle sonuçlanan çoğalma döngüsüdür. 2.LİZOGENİK DÖNGÜ:Virüs genomunun konakçıya zarar vermeden çoğalmasıdır.
Lizogenik döngü (lizojenik, litik olmayan enfeksiyon), fajın konak bakteri hücresini parçalamadan terk etmesidir. Bu tür fajlar bakterinin beslenme ve çoğalma gibi faaliyetlerini etkilemezler. Bunlara izogenikfaj ya da ılımlı (İng: temperate) faj da denir.
T4 virüsü, bir çeşit bakteriyofajdır. Bütün virüslerde olduğu gibi T4 virüsü de kendi başına yaşayamaz, kendi işleyişini tek başına idame ettiremez. Konakçı hücreleri istila ederek bakterinin kopyalama yöntemini kullanmaktadır. Böylece fazlalaşan fajlar, başka konakçıya saldırmak için arayışa çıkarlar.
Bakterilerde zar kaplı bir çekirdek yoktur ve kromozom tipik olarak sitoplazmada yer alan, nükleoit olarak adlandırılan düzensiz şekilli bir cismin içinde yer alır. Nükleoitte DNA, onunla ilişkili proteinler ve RNA bulunur.
Bir virüs, sadece diğer organizmaların canlı hücrelerinde çoğalabilen küçük bir enfeksiyon yapıcı ajandır.
Pilus, piluslu bakteriden alıcı bakteriye DNA transferini sağlar. Bu yolla avantaj sağlayan genetik özellikler bir bakteri popülasyonu içindeki bireylere dağıtılabilir. Her bakteri seks pilusu oluşturamaz ama farklı bakteri türleri arasında pilus bağlantıları oluşabilir.
genetik materyali bakteri genomuna entegre olur ve onun bir devamı haline gelir. Buna profaj da denir.
Gelişimini tamamlamış virüs; canlı hücreyi enfekte yeteneği taşıyan ergin virüs Virion denir. Virion, virüs hücre dışında olduğu zaman viral genomunu korur ve virion yüzeyinden bulunan proteinler virionun konak hücre yüzeyine tutunmasına önemlidir.
Bakterinin duvarı delindikten sonra virüs RNA/DNA'sını bakterinin/hücrenin içerisine gönderir. Bakterinin içerisinde dolanan RNA/DNA molekülü bakteriye ait DNA/RNA molekülünün belli bir bölgesine yerleşir.
Antibiyotikler sadece belirlenen bakterileri değil, yararlı bakteriler olarak bilinen türlere de saldırarak vücudumuzun mikroflorasına zarar verir. Şu ana kadar hiçbir ciddi yan etkisi tanımlanmamıştır.
Virüslerde hücre duvarı bulunmadığından, DNA ve protein sentezi mekanizmaları bakterilerden farklı olduğundan virüsler antibiyotiklerden etkilenmez.
Virüslerin en büyüğü dahi, en küçük bakteriden daha küçük veya aynı boyuttadır. Virüslerde tek bir nükleik asit bulunmakta olup, ya DNA ya da RNA'dan oluşur. hem DNA, hem de RNA birlikte bulunmaktadır.
Virüs ve bakteri, hastalıklara neden olan yaygın iki patojendir. Virüsler, birer canlı organizma değildir. Virüsler yalnızca enfekte ettikleri hücrelerin içinde yaşar, büyür ve çoğalır. Bakteriler ise enerji üretebilen, hareket eden ve kendi kendine çoğalabilen canlı organizmalardır.
Bu yüzden DNA asidiktir.
Mikoplazma illüstrasyonu. Virüsler daha küçük diyebilirsiniz; ancak onlar zorunlu hücre içi parazitlerdir. Tek başlarına yaşayamazlar.
Milyonlarca tür olduğu düşünülse de sadece tanımlanan türleri sayabiliyoruz. 2021 yılı itibariyle Uluslararası Virüs Taksonomi Komitesi (ICTV) tarafından 6 alan, 10 alem, 17 şube, 2 alt şube, 39 sınıf, 65 takım, 8 alt takım, 233 familya, 168 alt familya, 2606 cins, 84 alt cins ve 10434 tür tanımlanmıştır.
Virüsler kendi metabolizmalarına sahip değillerdir ve yeni ürünler üretmek için konak hücrelere ihtiyaç duyarlar. Bu yüzden konak hücre dışında replike olamazlar Rickettsia ve chlamydia gibi bakterilerde konak hücrelerde çoğalabilir olmalarına rağmen canlı olarak kabul edilirler.
2) Nonsitosidal (nonlitik) infeksiyonlar: Bu tür infeksiyonda, hücrelerde fark edilebilecek ve görülebilecek değişiklikler veya dejenerasyonlar gözlenemez. Virusla infekte olmasına karşın, hücreler canlı kalır ve üremelerine devam ederler.
Bazı virüsler evrimsel süreçlerindeki mutasyonlar sonucu kendi kendilerine çoğalamazlar. Sadece kendilerine akraba olan virüslerin varlığında çoğalabilirler. Bu tür virüslere Defektif Virüsler adı veriliyor.
Litik veya öldürücü fajlar, yalnızca bakteri içinde çoğalma ve fajın tekrar bakteriyi terk edeceği zaman (yaşam döngüsünün sonunda) bakterini parçalanması ile hücreyi öldürürler.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri