Müşahede yoluyla gizli sırlara vakıf olan, marifet ve takva ehli kişilere ermiş denir. Ermişler için zaman ve mekan mefhumları geçerli değildir. Halk arasında ermişlerin aynı anda birçok yerde olabileceklerine, insanların rüyalarına gireceklerine ve yüzlerce yıl yaşayabileceklerine inanılır.
bu şahıslar uzun müddet, büyük sabır göstermiş, acıya işkenceye, olağanüstü oluşlara dayanmış kişilerdir...
Nefsinin tüm isteklerinden vazgeçip yaşamını Allah yoluna adamış olan, ilmi yüksek, imanı tam kişilere evliya denir. Yaşamın maddi boyutlarını aştıkları için evliyaların insanüstü özelliklere sahip olduğuna inanılır.
Hakas Türklerinde er; kocadır. Er, ir olarak da geçer. Doğu Anadolu'nun bazı yörelerinde ve bilhassa Azerbaycan'da er, er kişi, koca, ailenin erkeği anlamındadır.
Dilimize Arapçadan geçmiş olan Husus kelimesi günlük hayatta en çok kullandığımız sözcüklerin başında geliyor. Husus kelimesinin sözlük anlamı konudur. Bu sözcükten türetilmiş olan hususiyetle ve hususa kelimeleri ise bilhassa ve özellikle manasına gelir.
İlgili 18 soru bulundu
Ermek fiilinden türetilen ermiş sözcüğü öz Türkçedir. Müşahede yoluyla gizli sırlara vakıf olan, marifet ve takva ehli kişilere ermiş denir.
"Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevitine." deyimi dilimizde en sık kullanıldığı cümledir. Genellikle Türk yazarlar tarafından öykü ve masalların sonunda kullanılan bir cümledir. Başka insanların mutluluğuna ortak olmak ve bu mutluluktan kendisine düşen payı almak manasına gelmektedir.
Görüldüğü üzere, cenaze namazı kılınırken, Ölen kişilerin isimleri zikredilmez. Erkek ise “er kişi niyetine”, kadın ise “ hatun kişi niyetine” denilerek başlanır.
Türkiye. Türk Kara Kuvvetlerinde, Türk Hava Kuvvetlerinde ve Türk Deniz Kuvvetlerinde; Er mümkün olan en düşük rütbedir. Bu rütbenin mensupları herhangi bir rütbe takmaz.
Erim isminin anlamı: 1. Bir şeyin erebileceği uzaklık. 2. İyi bir şeye işaret olan durum.
Muhammed Salim hazretlerine, (Bir kimsenin evliya olduğu nasıl anlaşılır?) dediklerinde, (Tatlı dili, güzel ahlakı, güler yüzü, cömertliği, münakaşa etmemesi, özürleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi ile bir kimsenin veli olduğu anlaşılır) buyurdu.
Allahü teâlânın rızasına, sevmesine kavuşarak, veli, evliya olur. Kalbde tabiat hâlini almadan, kendini zorlayarak günahlardan sakınmak, takva olur ise de, evliya olmak için, günah işlememek tabiat, huy hâlini almalıdır. Bunun için de, kalbin temizlenmesi lazımdır. Kalbin temizlenmesi, İslamiyete uymakla olur.
Allah a dost olmuş, Allah'ı seven ve Allah'ın da onları sevdiği kulları demektir. Yukardaki ayette ise, "Allah müminlerin velisi, dostudur" buyrulmakta, ve öyle olunca, iman edip itaat eden, Allah'ın emirlerine uyup, yasaklarından sakınan kulları, Allah'ın dostlarıdır.
Evliya, Arapça kökenli bir isimdir ve çoğul formda "veli" kelimesinin karşılığı olarak "dostlar", "Allah'ın seçkin kulları" veya "evliyalar" anlamına gelir. Tasavvufî anlamda Allah'a yakınlığıyla bilinen kutsal kişilere verilen bir isimdir.
Evliya bir Tasavvuf terimi olup veli kelimesinin çoğuludur. Allah'ın dostları anlamındadır. Kelime çoğul olduğundan -lar eki eklemek yerine Türkçe dilbilgisi açısından evliya veya veliler şeklinde kullanım daha doğrudur. Tasavvuf terminolojisindeki mürşit ve şeyh gibi kelimelerle karıştırılmamalıdır.
1) uysal (kimse); 2) iyi ahlaklı (kimse).
Bir dava, yargı yerinden aleyhine hukuki koruma istenen kişi ya da kişilere yöneltilir. Kendilerine dava (husumet) yöneltilen kişilere davalı (hasım) denilmektedir. İdari yargıda husumet yöneltilecek tarafın belirlenmesinde, idari yargı düzeninin kendine özgü kuralları mevcuttur.
Verdiği sözü ne pahasına olursa olsun yerine getiren bir kişi olmak. “Ona güvenin, o sözünün eri olan birisidir.”
Arapça kökenli bir sözcük olan mevzi, ''vaz'' kelimesinden türetilmiştir. Vaz, bir şeyi yerine koymak anlamına gelirken mevzi de yer ve konum demektir. Bu kelimenin içinde yer aldığı birçok tamlama da edebi eserlerde sıklıkla kullanılır. Örneğin Mevzi-i Müsait, uygun yer manasına gelir.
Niyet ettim Allah için namaza, meyyit/meyyite için duaya, er/hatun kişi niyetine, uydum hazır olan imama. (Cenaze namazı kılındıktan sonra: Ruhu için üç ihlas bir fatiha okuyalım.)
1. Yakında gidecek olan, gitmek üzere bulunan kimse. Karşıtı: KALICI. “Bu işi üstüme alamam, ben zâten gidiciyim.”
yapilmasi gereken, ya da yapilmasi gerektigi dusunulen bir seyi tamamlamak.
Sedir, set ya da sofa, eski Türk evlerinde duvarla bitişik, genellikle tahtadan, sabit, yerden yüksek bir oturma eşyasıdır. Arka kısmında sırtın yaslanması için minder yüzeyleri bulunur.
Er ve eren Arapça'daki recül, fetâ, âdem, Farsça'daki merd, civânmerd kelimelerinin karşılığı olup "erkek, yiğit, kahraman, tecrübeli kişi, ermiş, şeyh" gibi anlamlara gelir.
Bu bölgeye yakın anlamında kullanılan civar kelimesi günümüz Türkçesinde sıklıkla kullanılan bir kelimedir. TDK sözlüğünde yöre, dolay ve yakında olan anlamındadır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri