Mimaride fenomenolojik yaklaşım, tasarım felsefesini ve anlamı temel alır; mekanın göz dışındaki duyularla da deneyimlendiğini savunur; mimarlığı hareketin ve duyumun ön planda olduğu bir anlayışla değerlendirmeye çalışır.
Örnekler vermek gerekirse; fenomenolojiye göre vida, jant ya da anahtar gibi şeyler aslında mevcut değildir. Bunların hepsi farklı şekiller verilen ve farklı işlevlere haiz olan metallerdir. Afrika'da bir kabilede yaşayan bir insan ile şehirde yaşayan bir insan için anahtar aynı anlam ve değere sahip olamaz.
Fenomenoloji, genel felsefe akımlarında olduğu gibi özne-nesne ilişkisini konu edinir. Nesneyi, en genel anlamda öznenin dış dünya ile kurduğu ilişkilerinde algıladığı, deneyimlediği "şey"ler olarak görmesiyle pozitivizm ve ampirizm ile aynı noktada dursa da, temelde fenomonoloji bu iki felsefe akımına karşı çıkar.
Mimari fenomenoloji, Modern mimarlığın kartezyen ve soyut mekân algısına karşı, tasarımı 'yer'e özgü, olarak yeniden yorumlamanın yollarını arar.
Fenomenoloji, insanların belirli bir fenomen veya kavramla ilgili anlayışlarını, duygularını, bakış açıları ve algılarını ifade etmelerini sağlayan ve bu fenomeni nasıl deneyimlediklerini tanımlamak için kullanılan nitel bir araştırma yöntemidir (Rose, Beeby & Parker, 1995, s. 1124).
İlgili 34 soru bulundu
Fenomenoloji deseni bir başka tanımlamaya göre; birkaç kişinin bir fenomen veya belli bir kavramla ilgili yaşanmış deneyimlerinin ortak anlamını ortaya çıkaran bir desendir. Bu desende amaç, belli bir olguyu (fenomeni) derinlemesine yaşayan kişilerin deneyimlerinin özünü anlamaktır (Creswell, 2018, s. 77).
Husserl'e göre, fenomenoloji, bir şeyin, örneğin, bir canlının herhangi bir durumunu değil, bütününü; algıları algı olarak, yargıları yargı olarak, duyguları duygu olarak ele alır. Bu, tıpkı, matematiğin sayılardan, geometrinin şekillerden söz etmesine benzer.
Fenomenoloji, esasen yaşanmış deneyimin veya yaşam dünyasının incelenmesidir (Ersoy, 2019; Van Manen, 1997). Araştırmacılar fenomeni deneyimlemiş kişilerden veri toplamakta ve tüm bireyler için deneyimin özünün bileşik bir tanımını geliştirmektedirler.
Fenomenoloji kuramı, özne ve nesne arasındaki iliş- kileri yeniden gözlemlemek ve yorumlamak amacıyla, olguların nasıl ortaya çıktığını köktenci bir yönelimle sor- gulayan felsefe yaklaşımıdır.
Fenomenolojik yaklaşıma göre, bir durumu oluşturan çeşitli olasılıklar, o anda o durumun oluşmasında rol oynayan kişi tarafından tecrübe edildikleri öznellik ile çalışılmalıdır. Tek bir nesnel ya da mutlak doğruya ulaşmak mümkün değildir; sadece gerçekliğin öznel yorumlarına ulaşılabilir (Mackewn, 2004, sy. 58 - 59).
Deneyim hakkındaki tüm varsayımlarımızı bir kenara bırakarak gerçekliğin fenomenler aracılığıyla verilişini betimlemeyi amaçlayan bir felsefe akımı olan fenomenoloji, Edmund Husserl (ö. 1938) tarafından kurulmuştur.
Fenomenolojik Yaklaşım'ın kurucusu olan C. Rogers'ın bu yaklaşımdaki en temel kavramı kendini benlik (self) dir.
bu yaklaşım temelini, her bireyin dış dünyayı kendisine özgü bir biçimde algılamasına dayandırır. buna göre birey dış gerçekliği değil, dış gerçekliğin kendisinde oluşturduğu algıyı anlar ve dış dünyaya kendi penceresinden bakar. o halde olay ve durumlara verilen tepki gerçeğe değil, gerçeğin algısına yöneliktir.
Felsefî anlamı
Felsefede farklı filozoflar tarafından farklı anlamlarda kullanılmış olsa da genel olarak; somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne kavramları altına alınabilir. Örneğin Platon için fenomen mükemmel ve ebedi olan formların (İdea) geçici, bozuk kopyaları, gerçekte "hakikat" olmayandır.
Fenomenolojiyi felsefeden sosyolojiye taşıyan sosyolog, Alfred Schutz olmuştur. Fenomenolojik sosyolojinin asıl amacı bir toplumsal gerçekliği paylaşan insanların o toplumsal gerçekliği nasıl gördüklerinin ya da anlamlandırdıklarının tasvir edilmesidir.
Fenome- noloji, ilk kez Alfred Schutz tarafından sosyolojik bir yaklaşım haline getirilmiştir (Rasid vd. 2021). Fenomenolojik sosyoloji, bireylerin öznel dünya- larını tamamen anlamlandırmaya çalışan feno- menoloji yaklaşımını, sosyolojik olarak yorum- layarak, derinlemesine anlamlandırmaya çalışan bir yaklaşımdır.
Fenomen: olay, olgu, duyularla algılanabilen şey. Nesnel dünyadaki varlık. Nesne. Fenomenoloji de olguları gözlemlenebilir nesneler olarak ele alıyor (örneğin: milliyetçilik).
fenomenoloji, insan öznesini merkezileştirir. özne, anlamın kökeni ve kaynağıdır. her şeyi insan bilinci alanına sevk etmek suretiyle aşkın bir özne tasarlayan, zihin ile dışsal gerçekliği zihinde bir araya getiren fenomenoloji eagleton'a göre 'metodolojik bir idealizm'dir.
Fenomenolojik indirgeme ise fenomenler alanına varmak için yapılan bir 'işlemi' ifade etmek için kullanılır. Hus- serl, ideleştirme için bilinç dışındaki gerçek bir nesneden değil, fenomenolojik bir nesneden yola çıkmak gerektiğini belirtir.
Kişinin farkındalığı arttıkça kişi kendi deneyimlerinden yola çıkarak, kendi varlığına anlam katma hedefiyle seçimler yapmaya başlar. Lewin'e göre, “yaşam alanı”nı organizmanın fenomenolojik alanı olarak tanımlar. Bu fenomenolojik alan, temas ettiğimiz her kişinin fenomenolojik alanıyla ilişki halindedir.
Bu bağlamda, kendi kendisini konu edi nen, kendi üzerine dönen bilince refleksif ya da düşünüm-sel bilinç adı verilir. Fenomenolojik refleksiyon ise yaşanmışlığın kendisinin betimleyici bir yolla yeniden ele alınışıdır.
İnsan, içinde zihnin tüm öteki bilişsel yetilerinin işleyebileceği Varlığın bir ön-anlayışına sahiptir. Dolayısıyla, varolmak Varlığa açık olmaktır. İnsan, sayesinde Varlığın sesini işitebileceği bu açıklık içerisinde yaşar. Böylece felsefenin gerçek yöntemi fenomenolojik varlıkbilimdir.
Antropolojik bir yaklaşım olan etnografi ' kültür ve günlük hayatın anlamına ' odaklı bir araştırma yöntemidir. Bu tür yöntemlerin asıl amacı, bir topluluğun ( genelde küçük grupların ) kültürünü, geleneklerini, inançlarını ve davranışlarını yazılı olarak açıklamak, tanımlamaktır.
Nitel araştırmanın tanımı
Nitel araştırma yöntemleri genellikle görüşmeler veya odak grupları gibi doğrudan gözlemleri kapsar. Bu tür pazar araştırmaları genellikle doğal ortamlarda yürütülür, yani araştırmacılar olayları olduğu gibi inceler; deneyler ve kontrol grupları kullanılmaz.
Edmund Gustav Albrecht Husserl (8 Nisan 1859 – 27 Nisan 1938), fenomenoloji okulunu kuran Yahudi kökenli Alman filozoftur. İlk çalışmalarında, mantıkta tarihselcilik ve psikolojizm hakkında yönelimsellik analizlerine dayanan eleştirel incelemelerde bulundu.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri