Türk edebiyatında küçürek öykü dendiğinde akla gelen ilk isimlerden Ferit Edgü, bu tür öyküleri “yalnızca bir ânın saptaması olan öykücükler” (Edgü 1997: 38) olarak tanımlıyor. Hem öykü hem de küçürek öykü yazarı Necati Tosuner ise küçürek öyküyü “Neredeyse, tanımı kendisinden uzun.” diyerek tanımlıyor.
Özellikle varoluşçuluk akımı Edgü'nün ilk dönem öykülerinde belirgin olarak hissedilir. Dönemin önemli tartışma konularından biri edebiyatta varoluşçu akımın da etkisiyle ortaya çıktığı söylenebilecek “karamsarlık” veya “umutsuzluk” temasının şiir ve öykülerde baskınlı- ğı olduğu görülür.
Öykünün metaforik bir anlatımla yazıldığı ve imgesel bir dile sahip olduğu görülmektedir. Bu anlatım tarzı ve imgesel dil, öykünün değişik açılardan yorumlanmasını mümkün kılar. Yoruma açık imgesel yapısıyla öykü, arketipsel eleştiri yöntemiyle incelenmeye uygundur.
Ferit Edgü, 1950 kuşağı yazarlarındandır. 1950 kuşağı yazarları yeninin peşinde olan yazarlardır. Varoluşçuluk akımından ve gerçeküstücülükten etkilenmişlerdir. Ferit Edgü öyküleri de varoluşçuluk akımının izlerini taşımaktadır.
Ferit Edgü, eserlerinde gerçeküstücülük ve varoluşçuluk akımlarından etkilenmiştir. Öykülerinde de daha çok varoluşçuluk akımının izleri görülür. Eserlerinde hayatla yüzleşen ve kendini arayan insanları işlemiştir. Yazar, kendi hayatını ve edebi çalışmalarını, Hakkari öncesi ve Hakkari sonrası olarak ikiye ayırır.
İlgili 42 soru bulundu
Üçüncü bölümde ise Edgü'nün edebi hayatında temel nokta olarak gördüğü varoluşçuluk akımı çerçevesinde çalışmanın temelini oluşturan yabancılaşma kavramı ele alındı. Daha sonra bu konu üzerinde yerli ve yabancı bazı yazarların yabancılaşmaya bakışına yer verildi.
Ferit Edgü'nün “Yazar ve Yazman” Öyküsünde “Benlik”
Yazar, öykünün kurmaca dünyasında farklı benlikler yaratarak kurgusunu bu kişiler arasındaki çatışma üzerine kurabilir. “Yazar ve Yazman” adlı öyküde de biri anlatıcı-yazar, diğeri ise kurgusal-yazman olmak üzere iki öykü kişisi mevcuttur.
Ferit Edgü, 1936'da İstanbul'da doğdu. İYstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'nde başladığı öğrenimini Paris'te sürdürdü. 1976-1990 yılları arasında, kurucusu olduğu Ada Yayınları'nda, çağdaş Türk ve dünya yazarlarının, şairlerinin yapıtlarını yayınladı. Edebiyatın çeşitli alanlarında ürünler verdi.
50'li yılların başından itibaren edebiyatımızda birçok yeni akım ortaya çıkmıştır. Bu akımlardan biri de öncüleri Attila İlhan ve Tahsin Yücel olan Mavi Akımıdır. . Mavicilerin, İkinci Yeni ve Garip akımından en büyük farkı roman, tiyatro ve hikaye türünde de eserler vermesidir.
"İkinci Yeni" nitelemesi daha sonra benzer şekilde şiir yazan bu şair grubunun adı olarak kabul gördü. Bu şairlere daha sonra Ülkü Tamer, Tevfik Akdağ, Yılmaz Gruda, Kemal Özer, Özdemir İnce, Nihat Ziyalan, Alim Atay, Seyfettin Başçılar, Ercüment Uçar gibi başka isimler de eklendi.
Mavi akımına mensup şairler de Garip akımıyla birlikte yükselişe geçmiş bu duru ve yalın şiir türüne karşı, kendi süslü, derin, betimlemelerle bezenmiş, sanat yönüne ağırlık verilmiş elit şiirlerini korumak istiyorlardı.
Araştırmacılar edgü kelimesini, daima iyi kavramını karşılamak üzere kullanılan sıfat işlevli bir kelime olarak değerlendirmişlerdir. Bu çalışmada, tarihî Türkçe metinlerde edgü kelimesinin “pek, çok” anlamlarıyla zarf işlevinde de kullanıldığı üzerinde durulacaktır. Anahtar kelimeler: edgü, pek, çok, zarf, pekiştirme.
Birinci, ikinci ve üçüncü şahıs anlatıcı, gözlemci anlatıcı, karma anlatıcı, çoklu anlatıcı ve tekinsiz (güvenilmez) anlatıcı türlerini anlattım.
Açıklama, herhangi bir konuda bilgi vermek ya da bir şey öğretilmek istendiğinde kullanılan bir anlatım tarzıdır. Bu anlatım tarzında amaç, anlatılacak konu hakkında bilgi vermek ve o konuda okuyucuyu aydınlatmaktır. Açıklama anlatım tarzı kullanılarak yapılan anlatımda, öncelikle amaç açıkça ortaya konur.
Öncelikle metinde kullanılan temel anlatım biçimlerine bakalım: Betimleyici anlatım. Öyküleyici anlatım. Açıklayıcı anlatım.
Anlatım özellikleri şöyle sıralanabilir: iletişim dilinde yetkin olmak, ilginçlik, doğallık, tu- tarlılık, inandırıcılık, özlülük, duruluk, açıklık, akıcılık, özgünlük. İyi bir anlatımı yakalayabilmek için, anlatıcı kullandığı dilde yetkin olmalı, anlat- tıkları dinleyici ya da okuyucuları etkilemeli.
Bir kavram veya varlığın ne olduğunun açıklanmasına tanımlama denir. Genelde açıklayıcı ve tartışmacı anlatım tekniklerinde tanımlamadan yararlanılır. Varlık ya da kavramın okuyucunun zihninde daha belirginleşmesi amaçlanır. Tanım, “Bu nedir?” sorusuna cevap verir.
Selçuk Baran içinde bulunduğu dönemin koşulları ve şahsî yaşamının getirmiş olduğu birtakım olumsuzlukların etkisiyle varoluşçu felsefenin başat özelliklerini kahramanlarına yansıtmış bir yazardır.
Modern dünyayı çok iyi tanıyan, Modern Türk Edebiyatına kendine has yöntem ve üslubu ile yeni bir hikâyecilik anlayışı getiren Mustafa Kutlu; İslam'ın tasavvuf anlayışını benimsemiş, tasavvuf tarihine de ilmine de vâkıf bir yazardır.
Kaçkınlar - Ferit Edgü - Sel Yayıncılık.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri