Kirli toprakları metal toplayıcı bitkiler kullanarak iyileştirme metotları fitoremediasyon olarak adlandırılmaktadır. Bitki kullanılarak, kirletilmiş alanların temizlenmesi; ucuz, doğaya uygun, halk tarafından benimsenebilir bir tekniktir.
A) Fitoekstraksiyon (Bitkisel Özümleme)
Bitki kökleri tarafından kirleticilerin alınımını ve sonrasında toprak üstü organlarda biriktirilmesini takiben bitkilerin hasat edilerek yok edilmesini içermektedir.
Fitodegradasyon yönteminde bitkiler tarafından alınan kirleticiler bitkiler tarafından üretilen enzimler sayesinde bozundurularak bitki bünyesinde metabolize olurlar (Şekil 5). Bu yöntem sayesinde klorlu bileşikler, pestisitler ve fenoller giderilmektedir.
Fitostabilizasyon genellikle erozyonun meydana geldiği sahalarda erozyonu önlemek amacıyla, yer altı sularına kirleticilerin sızmasını engellemek ve toprakla doğrudan temasını engellemek için kullanılır. Bu yöntem için toprak yüzeyi alana uygun olan hiperakümülatör bitkiler ile örtülmektedir (Bert vd. 2005).
Skarifikasyon adı verilen bir işlem, tohum kabuğunu kırmak ya da yumuşatmak için kullanılır. Skarifikasyon doğada bir orman yangınının ısısı, bir kuş veya böceğin tohumu sindirmesi ya da tohum kabuğunun mantarlar veya böcekler tarafından kısmen parçalanması gibi olaylar ile gerçekleşebilir.
İlgili 39 soru bulundu
Bitkilerde çiçeklenmenin uyarılması için gerekli olan düşük sıcaklık isteğine vernalizasyon denir.
Absisyon yaprak, çiçek, meyve, sap veya gövde gibi bitki kısımlarının bitkiden ayrılmasıdır. Absisyon, yaprakların sonbaharda renk değiştirmesi ve bunu takiben dökülmeleri ve ağaç üzerindeki meyvelerin olgunlaşmayı takiben düşmesi şeklinde görülür.
Uzun yıllar aynı tarlada aynı veya benzer bitki türlerinin yetiştirilmesi sonucu, bitkisel üretimde ortaya çıkan verim ve kalite düşüklüğü Toprak Yorgunluğu olarak adlandırılır. kaynaklanan hastalık etmenleri, zararlılar ve yabancı ot yoğunluğunun artması engellenmiş olmaktadır.
“Kökler bitkilerde iki önemli görevi yerine getirir. Topraktan su ve yaşamsal besinlerin alınması ve bitkinin bulunduğu yere tutunması.
Kökte kök ucu meristemini koruyan koruyucu bir doku bulunur bu kaliptra olarak adlandırılır. Besin maddelerini depo eder. Oksijenin az olduğu yerlerde yaşayan (bataklık gibi) bitkilerin oksijen gereksinimlerini karşılar. Bitkinin yüzeylere tutunmasını sağlayan köklerdir.
Bitki coğrafyası, bitki örtüsünün yeryüzündeki dağılışı, bu dağılışa etki eden faktörleri ve çevre ile ilişkilerini inceleyen fiziki coğrafyanın dalıdır. Fitocoğrafya, vejetasyon coğrafyası da denir.
Gutasyon, bitkilerde su basıncının arttığı zamanlarda yapraklarda hidadot denilen özel yapılardan ksilem özsuyunun damlalar halinde dışarıya çıkması.
Fitokrom, mavi renkli bir protein pigmentidir ve yaklaşık 125kDa ağırlığındadır. Kırmızı ışıkla (650-680nm) aktif hale geçen ve kızılötesi ışınlarla (710-740 nm) eski haline dönüş yapan bir proteindir. Bu protein ilk olarak çimlenen tohumlar üzerinde gözlemlenmiştir.
Bitkilerin Demir Alımı
Bu tip bitkiler ise köklerinden “fitosiderofor” adı verilen özel nitelikte proteinler salgılayarak demiri indirgerler. Bu stratejiyi Poaceae (Gramineae; buğdaygiller) üyeleri kullanır.
Bitkinin tepe kısmında oluşan yüksek emme gücü nedeniyle ksilem elementlerinin içine hava kabarcıkları girebilmekte ve su sütunu parçalanmaktadır. Bu olgu Kavitasyon ya da Embolizm olarak ifade edilmektedir.
Bir botanikçi, bitki bilimcisi veya fitolog, bu alanda uzmanlaşmış bir bilim insanıdır. "Botanik" terimi; otlak, ot veya yem anlamına gelen Grekçe: βοτάνη (botanē) kelimesinden türetilmiştir. Geleneksel olarak, botanik, mantarları ve algleri de de içine alan bir bilim dalıdır.
Terlemenin düşük olduğu zamanlarda, özellikle geceleri, kök hücreleri mineralleri ksileme doğru aktif taşıma ile taşır Bu olaylar sonucu kök emici tüylerinin osmotik basıncı, toprak çözeltisindeki osmotik basınçtan daha yüksek olur. Osmotik basınçlardaki bu farklılık, bitkinin topraktan sürekli su almasını sağlar.
Stoma, açılıp kapanma özellikleri ile bitkideki terlemeyi ve gaz değişimini kontrol eden canlı yapılardır.
En verimli toprak türü, çernezyom topraklarıdır. Orta Kuşağın yarı nemli olan bölgelerinde uzun boylu çayırların altında meydana gelen topraktır. “Kara toprak” olarak da bilinmektedir. Organik madde açısından son derece zengindir.
Toprağı malçlamak ve toprağa kompost ve hayvan gübresi eklemek toprağı besin ve organik madde açısından zenginleştirir; toprak solucanları ile diğer toprak yaşamını destekler. Kireç atmak ise asit seviyesini düşürür.
Ekim nöbeti (münavebesi/rotasyonu); aynı tarla üzerinde farklı kültür bitkilerinin belirli zaman sırası halinde birbirini takip edecek şekilde yetiştirilmesidir.
Toprak verimliliği toprağın içerisinde yer alan organik ve organik olmayan maddelerin miktarlarına, bunların birbirleri ile uyumuna ve çevre etkenlere bağlıdır. Verimli bir toprakta %45 oranında mineral madde, %5 oranında organik madde, %25 oranında su (nem) ve %25 oranında oksijen bulunması gerekir.
Sitokininler adından da anlaşılacağı gibi (cytokinensis= hücre bölünmesi) hücre bölünmesinde etkili olan hormonlardır. Bitki gelişmesindeki en önemli etkileri doku ve organların farklılaşmasında görülür. Oksinler kök oluşumunu teşvik etmelerine karşın sitokininler sürgün oluşumunu teşvik ederler.
Giberellin, ikinci grup bitki hormonudur. 1950'li yıllarda karakterize edilen giberellinler 80'den fazla bileşin bulunduğu bir gruptur. Giberellinlerin esas etkisi, bitkilerin boyuna büyümesini sağlamaktır. Böylece uzun bir bitki gövdesi aktif giberellinleri, cüce bir bitki gövdesinden daha fazla ihtiva eder.
Stres hormonu olarak da bilinen ABA'nın bitkide strese karşı oluşturulan yanıtta düzenleyici olarak aktif rol oynadığı ve başta kuraklık ve tuz stresi olmak üzere abiyotik stres koşulları altında bitkide meydana gelen moleküler değişimlere bağlı olarak arttığı fizyolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri