İyi ideası ya da (Yunanca: ἡ τοῦ ἀγαθοῦ ἰδέα "iyinin fikri") Platon felsefesindeki bir kavramdır. Platon'un cumhuriyet diyaloğunda (508e2-3) Sokrates karakteriyle anlatılır. Bu form, eğitim gören bir filozofun bir filozof-krala ilerlemesini sağlayan formdur.
Aristoteles' e göre form (biçim), bir şeyin o şey olmasına yol açan şeydir.
Platon'a göre, her şeyin ideal biçimi onun hakiki formu olup, realist bir materyalist için gerçekliğin aslı olan maddi nesneler de, bu formların yalnızca zayıf birer kopyasıdırlar.
İdealar Kuramı, felsefede önemli bir prensip olarak Platon tarafından ortaya atılmış ve episteme anlayışından doğmuştur. Gerçek bilginin temelinin ancak idealar dünyâsında bulunabileceği temeline dayanır.
Duyu organlarının da aldatıcı olduğuna dikkat çeken Platon'a göre mutlak hakikat, her şeyin tam anlamıyla mükemmel olduğu idealar dünyasındadır. İdealar kuramı Tanrı inancına dayanır. Yaratılan her şey Tanrı'nın bir parçasıdır. Ancak özden koptukları için saflığını kaybetmişlerdir.
İlgili 37 soru bulundu
Platon, ideal bir devlet yapısı ve adalet anlayışı üzerine odaklanmıştır. "Devlet" adlı eserinde, bir devletin en iyi biçimi olarak düşündüğü "idealar devleti"ni ve adaletin önemini ele almıştır. Bu devlette adaletin, her bireyin yeteneklerine ve doğasına uygun bir iş yapmasıyla sağlanacağını savunmuştur.
Platon, devleti başka deyişle toplumu doğal olan iş bölümüne dayandırmıştır. Devleti canlı bir organizma gibi düşünmektedir. Ona göre devletin her organı ancak bütün yapı içinde yaşamını sürdürebilecektir. Bu nedenle birey toplum dışında var olamayacak; toplum da bireylerle var olacaktır.
Varlık ideadır
Platon, gerçekliği idealar dünyası ve görüntüler dünyası olarak ikiye ayırmış, varlığın özünün idealar dünyasında olduğunu savunmuştur. Mağara benzetmesini geliştirmiştir.
'İdea' derken, nesneleri hiçbir deneyde verilemeyecek olan zorunlu kavramları anlıyorum. Bu kavramlar aklın doğal yapısında, diğerleri ise anlama yetisinin doğal yapısında bulunurlar.” (Kant, 1995: 81). Bu durumda saf akıl kavramları aşkınsal ideadırlar. Aklın kendi doğasında bulunurlar.
Platon'un sözünü ettiği dinin menşei, en üstün idea olarak gördüğü iyilik ideasıdır.
3) "Platon diyaloglarında idealara karşılık olarak, idea ya da eidos kelimelerinin yanı sıra form ya da biçim ifadelerini de kullanmaktadır. Bu nedenle kuram formlar ya da biçimler kuramı olarak da bilinir.
Form, bir varlığın kendi özgül yetkinliği için sorumluluk taşıyan oluşturucu ilke. İlk madde ile kendi varlık ve doğasını paylaşarak bileşik yapıyı oluşturan içsel ilke.
Arapça'da "p" sesi yoktur ve yerine "f" sesi gelir. Ayrıca "o" sesi de yoktur ve "u" sesine evrilir. Kelime başında iki sessiz (pl gibi) harf telaffuz edilmez, başına veya artasına sesli bir harf eklenir. Bu üç nedenden dolayı Araplar bu isme Felatun veya Eflatun demişlerdir.
Aristoteles'e göre ousia, form ile maddenin bileşiminden oluşur, yani ona göre her şey madde ile formun bileşimi ile var olur.
Formel Neden: Bu neden türü söz konusu olduğunda akla gelen yaratıcı eylemin çeviriye olan etkisidir. Çeviriyi kabul edilir kılan şey, çevirinin formu ve tarihsel normlardır. Fail Neden: Fail neden çevirmen öznesi ve öznenin bir eylemde bulunmasından dolayı da çevirmen etiğidir.
Locke, bütün eserlerinde gelenek ve otoritenin her çeşidinden kurtulmak gerektiğini, insan hayatına ancak aklın kılavuzluk edebileceğini ileri sürer. Bu düşünceleriyle Liberalizm'in, tabii bir din anlayışının, Rasyonel Pedagoji'nin öncüsü olmuştur.
İde, “kendinde ve kendisi için hakiki olandır, kavram ile nesnelliğin mutlak birliğidir” (Hegel 1999a, §. 213). Hegel'e göre, ide çeşitli tarzlarda ifade edilebilir. Örneğin akıl olarak, özne ile nesnenin, ideal ile reelin, sonlu ile sonsuzun birliği olarak dile getirilebilir.
Aristoteles'in de bu konuda, yani varlık veya gerçekliğin, tözün ne tür bir şey olduğu konusunda temelde Platon'u devam ettirdiğini söylememiz doğru olacaktır. Aristoteles için de töz, gerçek varlık, ezeli-ebedi, değişmez, hareketsiz, madde dışı bir şeydir. Platon bu şeylere idea derken Aristoteles form diyecektir.
Bilindiği kadarıyla ide terimini ilk defa kullanan filozof Platon'dur. Platon için İdea, ezeli ve ebedi olan, akıl yoluyla bilenen ve hakikate ilişkin bilginin nesnesi olan varlıklardır.
Yeni ontoloji düşüncesinin ana ilkelerinin başında, varlığın çokluk içinde birlik olduğu önermesi gelir. Varlığın katmanları ve varoluş biçimleri şeklinde kavramlaştırmalar da bu düşünceyi izler. Bunlar varlık'a ait şeylerdir ve bir anlamda onun yüzünü, görünümünü oluştururlar.
Felsefenin ilk sorusu olan, maddenin temelinde var olduğuna inanılan şeye felsefeciler arkhe adını vermişlerdir.
Epistemoloji 'bildiğimizi (= var olanı) nasıl biliriz' sorusu ile ilgilenir. Ontoloji 'var olan (= bilinen) nasıl vardır' sorusu ile ilgilenir. Epistemoloji ve Ontoloji ayrımı analitik düşüncemizin bir soyutlamasıdır: Kavram, Varlıktan ayrı olduğu sanıldığında, olmayan Kavramdır — ve olmayan ise düşünülemeyendir.
Aristoteles'e göre sanat bir taklit (mimessis)tir. Sanatçı doğa unsurlarını, insan ilişkilerini, hem olanı hem de olabilir olanı yansıtır.
Ebu Nasr EI-Farabi
Bunlardan Farabi'nin (M.S. 870–950) Erdemliler Şehri veya İdeal Devlet (El-Medinetü'l-Fazila) kitabı klasik İslam düşüncesinin ilk ütopya niteliği taşıyan eseri olduğu gibi İslam siyaset felsefesinin de ilk metinlerinden biridir.
Aristoteles açısından, bir şeyin varlığa gelmesi için dört nedene ihtiyaç vardır. İlki, maddi nedendir; ikincisi formel neden, üçüncüsü hareket ettirici neden ve sonuncusu ereksel nedendir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri