Vicdan olarak, doğru ve yanlış duygularımızı içerir; çocuğun ebeveyn kültürünün içselleştirilmesini sürdürücü kendine has tabuları korur. Yeni doğan bir bebek günah, ayıp, yasak, haksızlık gibi kavramlara sahip değildir, yalnızca ilkel güdüler (id) ile hareket eder.
Din, felsefe ve psikoloji alanındaki literatürde vicdan, kişide iyiyi kötüden ayırt etmeye yarayan içsel bir parametre, kişiden kişiye değişen ve geliştirilebilir soyut bir kavram olarak değerlendirilmektedir.
Vicdan ya da duyunç, kişinin kendi niyeti veya davranışları hakkında kendi ahlaki değerlerini temel alarak yaptıklarını veya yapacaklarını ölçüp biçtiği bir kişilik özelliğidir. Vicdan, birçok dinde, birçok felsefi akımda, mistisizmde önem verilmiş bir kavramdır.
Terim olarak vicdan insanın içinde bulunan ahlâkî otorite, ahlâkî değerler ve eylemler hakkında hüküm verme ve yargılama yeteneğini ifade eder.
Gerçek bir mümin veya insan olmanın temeli, vicdanın her zaman canlı ve aktif durumda olmasıdır (Güler,2010). Birçok dini otorite, vicdanı Allah'a açılan bir pencere olarak görür. İnsanın her zaman mükemmeli bulma arayışı bu düşünceyi doğrular niteliktedir. Düşünceler akılda, duygular da vicdanda vücut bulur.
İlgili 38 soru bulundu
MADDE 24 – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Vicdan azabı, kişinin geçmişteki bir eyleminden kaynaklanabildiği gibi eylemsizlikten (parmağını bile kaldırmamak) de kaynaklanabilir. Vicdan sahibi olmayan (vicdanı olmayan) insanlara genellikle sosyopat veya psikopat denilmektedir.
Kuran'da “vicdan” ifadesi yer almamakla birlikte Said Nursi, onu insan ile Allah arasın- daki iletişimin alt ucu olarak görmektedir. Allah insana peygamber ile hitap ettiği gibi ona vicdanından da seslenmektedir. Bu nedenle bozulmamış vicdanın mazhar olduğu her ilham/bilgi, ilahi bir kelamdır.
Vicdan; en genel anlamda, kişinin kendi ahlâk değerlerini dolaysız bir biçimde kendiliğinden yargılamasını sağlayan iç yeti ya da kişiyi bunu yapmaya yönelten iç duyudur. Kişinin kendi edimlerini, tüm yapıp etmelerini ahlaki bakımdan yargılama yetisi ondadır. Bir başka ifadeyle vicdan, iç bilinç düzeyidir.
"İradesi kuvvetli insan" demek, maksadını gerçekleştirmede azimli ve kararlı insan demektir. Vicdan burada devreye girer.
Vicdan, kalbî merkezlidir; güzel ahlakla iç içedir. Vicdansız bir insan yaratılan tüm canlılara karşı merhamet ve sevgiden yoksundur. Allahın yarattığı ve insanın zamanla geliştirdiği kişilik yapısında ahlak ve vicdan yoksa ondan kimseye bir hayır gelmez.
Vicdan kişinin kendi davranışları, kendi ahlaki değerlerini değerlendirmesini sağlayan birçok felsefi akımda, birçok dinde önem verilmiş bir kavramdır. Akıl mantıklıdır, vicdanda hissiyat vardır. Ama üstünlük her zaman vicdandadır.İnsanın vicdanen hissettiğinde tereddüt yoktur.
Ceza muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşma amacı, kanuni delil sisteminden farklı olarak hem her şeyin delil olarak kabul edilmesi serbestliğini, hem de delil- lerin serbestçe değerlendirilmesini gerekli kılmıştır. Bu iki ilke bugün modern ceza muhakemesinde “vicdani delil sistemi”ni oluşturmaktadır.
Victor Hugo'nun bu sözünü hatırlatma zamanı; ''vicdan, insanın içindeki Tanrıdır.'' Yeryüzündeki herhangi bir dinin inancını taşıyor olmanın, insanı iyi bir insan yapmaya yetmediğini görüyoruz, yaşıyoruz.
-Vicdan; insana hata ve doğruyu bildiren bir iç sestir. -Vicdan; neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu bildiren gerçek ve tek ahlak hocasıdır. Özet olarak vicdan; insanoğlunun içindeki, kalbinde, beyninde ve ruhunda taşıdığı en büyük hakim, yargıç ve bekçidir.
Vicdan, yaratılmış olan ruhun bir özelliğidir. Diğer bir deyişle ruhun cesede yerleşmesi ile birlikte var olur. Ruhun beslenmesine bağlı olarak, ruhun diğer özellikleri ile birlikte geliştirilebilir. Vicdanın gelişiminde, sorumluluk duygusu ve din ilimleri etkili olmaktadır.
insanın yaptıklarını muhakeme edip, bu yaptıklarının hesabını kendi kendine verebilmesidir. birilerinin mağdur olduğu bir durum karşısında gücünün yettiğince bu mağduriyetin kaynağına direnebilme düşüncesine ve altyapısına sahip olabilmektir.
Toplumsal Sistem ve Vicdan: Kanunların korunması, bağlı olunan kurum, grup veya topluma katkıda bulunma , toplumun ön gördüğü sorumlulukları yerine getirmek için kendini vicdanen sorumlu hissetmektir.
Eğer insan, özündeki yaratılıştan var olan vicdanıyla buluştuysa vicdanı ne körelir ne de ölür. Aksine yıllar içinde daha vicdanlı bir insan olur. Öğrenilen vicdan zamanla körelir ama kişi özünde var olan vicdanla bir kez buluştu mu zamanla kalbinin derinliklerine kök salan bir vicdana sahip olur.
Beled 17''deki “summe”, vicdan olmadan iman olamayacağını ifade eder. İmanın sonradan vicdanınsa önceden oluşuna delalet eder.
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer.
Şimdi Said Nursî'nin isbât-ı vâcib mevzuunda ortaya koymuş olduğu bu delillerden olan "vicdan"ı incelemeye çalışalım. Said Nursî, Allah'ın varlığını ispat eden delillerden dördüncüsü olarak vicdanı zikretmektedir.
Vicdan, merhametin bireysel hali; üstbenlikten kaynaklansalar da farklı anlamları ve işlevleri var. Vicdan, insanı korkutan bir şey, merhamet cesaret veren. Vicdanımız bizi utandırmakla korkutur, alçaltmakla; merhametin ödülü ise yücelmedir.
Kitap Cümleleri on X: "İyi bir vicdan en rahat yastıktır. Clemens Brentano" / X.
VİCDANSIZ. sıf. İçinde iyiyi kötüden ayırma duygusu olmayan, vicdânın sesini duymadığı için hakkı gözetmeyen, insafsız, adâletsiz.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri