Sklera ve Skleranın Rengi Skleranın yani gözün beyaz kısmının mavi renkte görünmesi skleranın normalden ince olması sonucunda skleranın altında olan damardan zengin tabakanın (koroid) mavimsi renginin dikkat çekmesidir.
Sklera ve konjonktiva gözün dıştaki beyaz kısmıdır. Rengi daha sarı olur, üzerinde pigment denilen renkli noktacıklar oluşur. Sklera çok incelir ise rengi gri-mavi renge döner. Konjonktiva ve gözyaşı bezleri azalır.
Beklediğiniz gibi, bu rahatsızlık normalde beyaz bir skleranın biraz mavi renge sahip olması durumudur. Mavi sklera, konjenital normalden daha ince bir sklera veya skleranın hastalıktan dolayı incelmesinden kaynaklanır; bu da altta yatan koroidal dokunun renginin içinden görünmesini sağlar.
Göz altı morlukları göz altındaki ciltteki kılcal damarların belirginleşmesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Alerjik hastalıklarda da (Alerjik rinit, alerjik konjonktivit, atopik dermatit, sinüzit vs.) bu durum oluşabilmektedir.
Anne ve babanın her ikisinin de gözü renkli ise bebek de renkli göze sahip olacaktır. Anne babanın biri mavi diğeri yeşil gözlü ise bebeğin göz rengi de mavi veya yeşil olacaktır. Anne babanın birinin göz rengi kahverengi diğerinin renkli ise bebeğin göz rengi için iki olasılık vardır.
İlgili 32 soru bulundu
Dünyadaki en yaygın göz rengi kahverengidir ve yüksek melanin seviyesi sayesinde kahverengi gözler göz hastalıklarına karşı daha dayanaklıdır. Açık kahverengi gözler en çok Amerika, Batı Asya ve Avrupa'da, koyu kahverengi gözler ise en sık Afrika, Güneydoğu Asya ve Doğu Asya'da bulunur.
Şiddetli göz ağrısı, görme azalması, gözde kızarıklık ve bulantı-kusma ile ortaya çıkar. Acil tedavi gerektirir. Bebeklikte ve çocukluk çağında izlenen türlerinde gözde sulanma, ışığa karşı hassasiyet ve gözde büyüme izlenir.
Gözün sklera olarak bilinen beyaz kısmı konjonktiva adı verilen ince, berrak bir dokuyla kaplıdır. Bu doku, içerisinde küçük ve ince kan damarlarını bulundurur.
Uykusuzluk, yorgunluk ise halkaların oluşumunda en sık gösterilen sebepler arasında. Bunun haricinde depresyon, sinüzit, göz etrafında oluşan enfeksiyonlar, böbrek ve karaciğer rahatsızlıkları, tiroid hastalıkları, göz alerjileri, göz kuruluğu, demir eksikliği göz altı torbalarının oluşumunu tetikler.”
Göz altı morlukları, göz altındaki kılcal damarların (küçük kan damarlarının) deri altına kan sızdırması sonucu bölgede kan toplanması durumudur. Bölgedeki cilt renginin mavimsiyi andıran koyu bir renk alması, göz altı morluğu olarak adlandırılır.
Göz rengi, irisin ön katmanlarındaki melanin miktarıyla doğrudan ilişkili olarak kabul ediliyor. Kahverengi gözlü insanların irisinde çok miktarda melanin bulunurken, mavi gözlü insanlarda bu pigment çok daha az bulunuyor. Bu nedenle kahverengi dünya çapında en yaygın göz rengi olarak karşımıza çıkıyor.
Gözümüzde hiç pigment hücresi yoksa, o zaman mavi – yeşil gözlü oluruz. Laser ile boya hücrelerini toz haline getirip bunları iris üzerinden temizlemek mümkün. Bu durumda, kahverengi göz kendiliğinden mavi renge döner. kahverengi olan göz rengi, tedaviden sonra mavi-yeşil bir tona bürünmüş durumda.
Bu sorunun cevabı kısaca 'Hayır' dır. Bir kişinin göz rengini belirleyen ana pigment melanin pigmentidir.Daha fazla melanin daha koyu renkli göz anlamına gelmektedir. Daha az melanin ise daha açık renkli gözlere neden olacaktır. Ancak heterokromi adı verilen iki göz rengi arasında farklılık olması durumu da mevcuttur.
Her ne kadar öldükten sonra iris bölgesinin rengi değişmese de (melanin üretimi dursa da iristeki melanin konsantrasyonu değişmez) göz, gözyaşı üretmeyi ve göz kırpmayı durdurur. Göze kan dolaşımı durur. Gözün oksijen tutabilmesi için de nemli olması gerekmektedir.
Heterokromi bir hastalık değil, doğal bir varyasyondur. Gözlerdeki renk farklılığı genellikle genetik veya doğuştan kaynaklanır. Genellikle zararsız olan heterokrominin göz sağlığına herhangi bir etkisi yoktur. Ancak bazı durumlarda heterokromi diğer göz problemleriyle ilişkili olabilir.
Aslında hepimiz kahverengi gözlüydük
Orjinalinde aslında tüm insanlar kahverengi gözlüydü. Ancak Karadeniz Bölgesi'nde 6.000 ila 10.000 yıl önce yaşanan bir genetik hata sonucunda ilk mavi gözlü insan dünyaya geldi.
Birden fazla yerde morarma varsa, Morluklara diş eti, burun, aşırı adet kanaması eşlik ediyorsa, Morarmaya ek olarak ateş, halsizlik, lenf bezi şişmesi varsa, Küçük bir travma sonucunda çok büyük bir morluk oluşuyorsa, mutlaka bir uzmana başvurun.
Göz Altı Morlukları Neden Oluşur? Göz altı morlukları, genetik ve çevresel faktörlere bağlı olarak oluşur. Ayrıca aşırı tuz tüketimi, stres, yorgunluk, uykusuzluk, demir eksikliği anemisi, bazı karaciğer ve böbrek rahatsızlıkları da neden olur.
Yüksek tansiyon gözde çok ciddi sorunlara neden olabilir. Tansiyonun göze vurması, Yüksek tansiyona bağlı görme kaybı, retina damarlarında tıkanıklık veya göz içinde kanama şeklinde ortaya çıkabiliyor. Tansiyonun göze vurması özellikle tansiyon hastalığı iyi tedavi edilmeyen kişilerde meydana gelir.
Göz, orbita adı verilen kemikten bir koruyucu çukur içinde yer alır. Orbitanın içinde, altı adet göz dışı kas göze bağlanır. Bu kaslar gözün aşağı-yukarı ve yanlara doğru hareket etmesini ve gözün dönmesini sağlar. Göz dışı kaslar gözün sklera adı verilen beyaz kısmına bağlıdır.
Göz küresinin dışında manto gibi saran sert bir kabuk mevcuttur. Bu kabuğun gözün dış yüzüne bakan kabarık ve ışık geçirgen olan tabakasına kornea, onun dışında kalıp %80'ini oluşturan beyaz renkli kısmına ise sklera adı verilir.
Stres göz sağlığını bozabilir
Stres hem vücudun hem de gözlerin düşmanıdır. Örneğin tetiklenen stres nedeniyle Santral Seröz Retinopati gelişebilir. Bu sorunda stres yüksek olunca retina olumsuz etkilenir. Retina altı alana sıvı kaçağı olur ve bu sıvı temizlenmezse merkezi görmede azalma meydana gelebilir.
Göz tansiyonu, göz küresi içindeki sıvının basıncıdır. Gözümüz bir balona benzer kemik yapısı yoktur bu nedenle içindeki basınçlı sıvı sayesinde yuvarlak küre şeklini korur ve görürüz. Göz tansiyonu çok düştüğünde göz sönen balon gibi küçülür ve görme kaybedilir.
Göz tansiyonu yükselince, görme sinirleri tahrip olur. Görme siniri yaklaşık bir milyon sinir lifinden oluşur. Önce, ince lifler kaybedilir ve tahrip olan sinirler, gözün görme alanını daraltır. Görme alanı öylesine daralır ki hasta bir anahtar deliğinden bakar gibi küçücük bir alandan görür.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri