İnsanın kendisine güven duyması, kendini ve sınırlarını kabul etmesi ile başlar ve kendi iç sesine kulak vermesiyle şekillenir. İnsanın temel ahlaki değerlerini ve bu konudaki kararlılığını içine alır. örneğin, kişi yanlış olduğuna inandığı bir şeyi “başkaları yapıyor” diye yapmaz.
Güven, birine herhangi bir kaygı, kuşku ve tereddüt duymadan bağlanmak ve inanmaktır, kendini ona teslim edebilmektir. Güvendiğiniz kişiye kendinizi tüm açıklığıyla sunar, duygularınızı, düşüncelerinizi paylaşırsınız, çünkü güvenin olduğu yerde dürüstlük, yakınlık, destek ve en önemlisi taahhüt vardır.
Güven insan ilişkilerinde huzura olduğu kadar karmaşaya da yol açan temel duygudur. Güven ortamında olduğunu hissetmek huzur verir ve korku, çekinme, kuşku duyguları olmaksızın bağlanmaya imkân verir. Güven duymak, ilişki içinde zarar görmeyeceğine emin olmak ve kendini koşulsuz teslim etmektir.
Bu açıklamalardan yola çıkarak ilişki olgunlaştıkça ve geliştikçe güvenin üç farklı beklentiyle birlikte ortaya çıktığı görülüyor: tutarlılık (öngörülebilirlik), güvenilirlik (dependability) ve inanç.
Açık fikirli olmak, karşıdakinin düşüncesine önem vermek ve iyi bir dinleyici olmak güven kazanmak için önemlidir. Aynı şekilde, şeffaf olmak ve gerçeği saklamamak ya da ertelememek güven kazanmanın yollarından biridir. Bir başka konu ise tutarlılıktır.
İlgili 36 soru bulundu
Doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde, bebekler anababalarıyla ilişkilerinin sonucu ya temel güven duygusu kazanır ya da güvensizlik geliştirir. Yani bebek temel güven duygusu kazanamazsa bunun yerini alır. Erikson'a göre temel güven yaşamsal bir kişiliğin ve bir kimlik duygusunun temel yapısıdır.
İlişkilerdeki güven kırılması, ya her iki tarafın ya da bir tarafın tutarsızlıkları ve istikrarsız olduğu durumlarda meydana çıkar. Bu konu çözülmezse her iki kişi için de çığın altında kalmak kaçınılmaz hale gelir.
B) GÜVENİN TANIMI
Kumar'a göre ise güven dürüstlük ve yardımseverliği gerektirir. (Gefen, 2002, s.2) Yani güvenen insan diğer insanlara karşı tutarsız, umursamaz davranırsa güvenin temin edilmesi olanaksızlaşır. Yine yapılan bir tanımlamaya göre güven; taahhütlerde bulunmaya ve bunların yerine getirilmesidir.
Güvensizlik duygusu daha önce yaşanmış kötü tecrübeler, sağlıksız partnerlik ilişkileri, çocukluk döneminde yaşanan zorbalık, dışlanma, hayatın belli döneminde yaşanan travmalar veyahut bazı kişilik özellikleri, bireylerin güvensizlik duygusu yaşamasına neden olabilir.
Kendine güven; kişinin, korku, çekinme ve kuşku duymadan kendisine inanması olarak tarif edilebilir. Kendine güvenen kişi, hayata yapıcı ve olumlu bir gözle bakar. Kendisine, yetenek ve yetkinliklerine inanır.
Literatürde çoğunlukla yer alan güven çeşitleri; sosyal güven (social trust) ve kısmi/sınırlandırılmış güven (particularized trust) ve siyasal güven (political trust) şeklindedir.
Pistantrofobi, kimseye güvenemeyecek kadar incinmiş insanların muzdarip olduğu bir rahatsızlık. Güvenmekten korkmak, başkalarına karşı gardınızı almaya sebep olan Pistantrofobi hakkında detaylar için makalemizi incelemeye başlayabilirsiniz.
Güven, insan ilişkilerinin zayıfladığı özellikle son yüzyılda ihtiyaç duyulan önemli bir duygu ve olgudur. Küreselleşme, getirdiği avantajlarla birlikte, toplumsal güvene olumsuz yönde etki eden birçok eylem kalıplarıyla da bireye etki etmiştir.
Karşı tarafın kötü bir şey yapmayacağından emin olmak da güven olarak nitelendirilir. 11. yüzyılda literatüre giren bu kelime birçok deyimde ve kalıp ifadenin içinde kullanılır. Örnekler: 1- Güvendiği Dağlara Kar Yağmak 2- Güven Beslemek 3- Güvenini Kazanmak.
Güven olmadan hiçbir ilişki sürdürülebilir değildir. Bazı güven sorunlarının üstesinden gelmek diğerlerinden daha kolay olabilir, ancak neyle uğraştığınıza bakılmaksızın, belirtileri ve nedenleri bilmek bir ilişkideki güven sorunlarını nasıl çözeceğinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olabilir.
Paranoid Kişilik Bozukluğu Nedir? Paranoid kişilik bozukluğu, halk arasında paranoya olarak bilinen psikolojik bir rahatsızlıktır. En genel tanımı ile bu rahatsızlık bireyin, diğer insanlara karşı nedensiz ve devamlı şekilde duyduğu şüpheci ve güvensiz yaklaşımdır.
Güven kaybı yaşayan kişi, karşısındaki kişiden sürekli bir yanlış daha bekler hale gelir. Kontroller sıklaşır, kıskançlıklar artar. Sürekli ”yeniden beni zarara uğratacak” düşüncesi var olur. İlişkinin başındaki ”gözleri kapalı inanma hissi” yerini aşırı uyarılmışlık, aşırı kontrolcülük haline bırakır.
Bizi anladığı zaman ihtiyaçlarımızı doğru algılayacak ve ona göre hareket etmeye meyilli olacaktır. Güvenin olmadığı yerde de huzursuzlukların çıkması kaçınılmaz hale gelir. Sürekli diken üstünde olma, takip etme, şüphecilik gibi durumlarla karşılaşmak ilişkiyi yıpratır ve işin içinden çıkılmaz bir hale getirebilir.
Arkadaşlıkta güven neden önemlidir? Güven, arkadaşlıklarının sağlam bir zemine oturabilmesi ve devam edebilmesi için önemlidir. Çünkü arkadaş demek, kendini yakın hissettiğin, hayatında yer edinmiş, senin korkularını, zaaflarını ya da sana keyif veren, mutlu eden durumları bilen insan demektir.
Kendine güven, kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında olumlu ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelir. Kendine güven eksikliği ise kendinden şüphe duyma, boyun eğme, pasiflik, aşırı uyum gösterme, eleştirilere karşı aşırı hassas olma, güvensizlik, aşağılık duygusu gibi kavramlarla tanımlanır.
Güven, sağlıklı bir ilişkinin, daha güçlü bağlantıların ve daha fazla güvenliğin anahtarıdır. Güvenlik, bir ilişkide kendinizi güvende hissetmenizi sağlar. Partnerinize güvenmek sağlıklı sınırlar yaratır. Kendinizi güvende ve olumlu hissettiğinizde, birlikte sağlıklı ve güçlü bir temel oluşturursunuz.
inanmak için somut bir kanıta ihtiyaç duyulurken, güvenmek için soyut kanıt yeterlidir. inanmak, güvenmenin altkümesidir. güven inanmayı getirir. güvendiğimiz her neyse ona inanırız fakat inandığımız şeye güvenmeyebiliriz. inanmak bir an ya da konuya bağlıdır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri