Vücutta bulunan fazla kanın dışarı atılması amacı ile uygulanan hacamat yönteminde kılcal damarlara müdahale edilmektedir. Ancak damardan kan vermek işlemi ile aynı etkiyi açığa çıkarmamaktadır. Hacamat uygulamasında kandaki toksin oranı düşmekte olup; damardan kan veridliğinde böyle bir durum gözlemlenmemektedir.
Hacamat uygulanırken vakumlara kan gelmemesi veya çok az kan gelmesi; vakumların doğru yere uygulanmaması ya da damarların daralması ve tıkanıklıklara bağlı kan dolaşımının zayıflığı veya yeterli miktarda su içmemek veyahut kanın normalden daha hızlı pıhtılaşması gibi sebeplerle olabilmektedir.
Ekipteki doktorumuz bağışçıya hacamat yaptırıp yaptırmadığını sormuş, evet yanıtı alınca da ulusal mevzuatta belirtildiği üzere, kan yoluyla bulaşan hastalıkların pencere dönemlerinde kanda tespit edilemeyeceğini anlatmış ve bu sebeple kan veremeyeceğini söylemiştir.
Hacamat kronikleşmiş bağ ağrılarını geçirmekte çok önemli rol oynar. - Hacamat kan yapımını uyarıp, kansızlık (anemi) eksikliğinin tedavisine yardımcı olur.
Sağlıklı erkekler 3 ayda bir; kadınlar 4 ayda bir kan bağışlayabilir. Hacamat yaptıranlar ise bir yıl müddetle kan bağışlayamazlar.
İlgili 35 soru bulundu
- Hacamat hücreler arası matrikste viskoziteyi (yapışkanlığı) azaltır. - Hacamat kas ve bağ dokusundaki esnekliği artırır. Dokulardaki ve eklemlerdeki sertlikleri yumuşatır. - Hacamat kan damarlarındaki geçirgenliğini artırır, böylece organlara daha fazla oksijen gider, hücreler yenilenir.
Aşağıdaki Durumlardan Biri Sizin İçin Geçerli ise Lütfen Kan Vermekten Vazgeçiniz! Hemofili hastası veya pıhtılaşma probleminiz olmuşsa ya da bu kişilerle son 1 yılda cinsel ilişkide bulunmuşsanız kan bağışından vazgeçiniz!
Buna ek olarak; düşük tansiyon ve hamilelik durumu olan ( gebeliğin günleri hariç), organ nakli yapılmış, diyaliz ve hemofili hastaları , kemoterapi ya da ışın tedavisi gören, kalp pili ve stent takılmış olan kişilerde (kalp bölgesine yakın) hacamat yapılması oldukça zararlıdır.
Nedeni ne olursa olsun bağışıklık sisteminin zayıflamasında ilk etkilenen organlar karaciğer, böbrekler ve bağırsaklardır. Özellikle sırttan uygun noktalardan yapılan hacamat karaciğer temizliğinde çok büyük katkı sağlar.
Eğer temiz bir ortamda hacamat tedavisi uygulanırsa tedavinin ardından kesiklerin olduğu bölgede mikrop ya da enfeksiyon meydana gelebilir. Bu da olumsuz sonuçlara yol açabilir. Hacamat yapıldıktan sonra yapılan bölgede morarma ve şişme meydana gelebilir.
Kanı inceltir, akışkan hale getirir. Tüm vücudun temizlenmesini, yenilenmesini sağlayıp enerji verir. Ağrıların giderilmesi ve ödem çözülmesinde etkilidir.
Hacamat uygulamasında oluşan kesiler yoluyla atılan kanın, kişide mevcut olan kan değerlerini ve kan miktarını etkilemeyecek nitelikte etki gösterebilmesi için ileri derecede kansızlık sorunu bulunmaması gerekmektedir. Bu bakımdan hacamat uygulaması, ileri derece kansızlık problemi bulunan kişilerde uygulanmamaktadır.
Hacamat da alınan kanın araştırılmasında karanlık saha ışık mikroskobisinde toksik ve atık kimyasal maddeler tesbit edilmiştir. Özellikle dejeneratif bozuklukları temsil eden alyuvarlar arası beyaz gölcük benzeri sahalar görülmüştür.
Yanlış yapılan hacamat kalıcı iz bırakabilir." şeklinde konuştu. Can, hacamat sonrası vücutta oluşan yara izlerinin birkaç hafta kalmasının olağan olduğunun altını çizerek, "Ama daha uzun süre kalan, ömür boyu kalıcı iz, hacamatın yanlış yapıldığını bize gösterir.
Bel bölgesine yapılan hacamat kadın- erkek hastalıkları, idrar tutamama, cinsel isteksizlik, cinsel performansı yükseltmeye iyi gelir.
Kupa sayısı, yine hekim tarafından kişinin durumuna göre belirlenmekte olup, detoks ya da sünnet amaçlı genel uygulamalarda ortalama 7 – 9 – 11 veya 13 kupa uygulaması yapılabilmektedir. Kesiklerin derin olmaması ( epidermis altına geçilmemesi ) iz kalmaması ve skar dokusu oluşturulmaması açısından önemlidir.
Vücudunda ciddi rahatsızlığı olan insanlar ayda 1 kez olmak şartıyla 5 veya 7 seans hacamat yaptırarak maksimum faydayı görebilirler. Kronik rahatsızlığı olan hastalarda 10-15-20 günde bir ara vermeden yapılan hacamatlar kişinin sağlığını tehlikeye sokar. Bu sebeple en az ayda bir yapılması önerilir.
Hangi Bölgelere Hacamat Yapılmaz? Kafanın üst bölgesinde (bıngıldak) ve ense çukurunda hacamat uygulamasının gerçekleştirilmesi sakıncalıdır. Bu noktalarda yapılan her müdahale akıl hastalıklarına ya da zihinsel problemlere neden olabilmektedir.
Kafa hacamatının en büyük faydası dikkat, hafıza ve konsantrasyon, unutkanlık gibi zihinsel faaliyetleri tedavi eder. Görme, işitme, diş ve diş eti problemlerinde iyileşme sağlar. Kafa hacamatı yaptıran kişiler, önceden bir şikayeti olmalarına rağmen rahatlama ve iyileşme hissettiklerini söylerler.
Hacamattan sonra en az iki saat bir şey yenilip içilmemelidir; su, çay, kahve, sigara, meşrubat vb. içilmemelidir. İki saat geçtikten sonra ise bir bardak suya bir çay kaşığı sirke koyup içilebilir. Çünkü sirkenin, hacamattan sonra vücuttaki mikropları kırma özelliği bulunur.
Hacamat Tedavisinin faydalarından başlıcaları şu şekildedir;
Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, vücuda direnç kazandırır. Kanda birikmiş ağır metal ve toksinlerin atılmasını sağlar. Ödemleri çözer. Kan üretimi ile görevli organları uyarır, oksijeni arttırır.
Vücutta bulunan fazla kanın dışarı atılması amacı ile uygulanan hacamat yönteminde kılcal damarlara müdahale edilmektedir. Ancak damardan kan vermek işlemi ile aynı etkiyi açığa çıkarmamaktadır. Hacamat uygulamasında kandaki toksin oranı düşmekte olup; damardan kan veridliğinde böyle bir durum gözlemlenmemektedir.
Kızlık zarı her cinsel ilişkide mutlaka kanayacak diye bir şart yoktur. İlişki öncesi yeterli ön sevişmenin olduğu durumlarda vajina daha kaygan ve çizgili kaslar daha gevşek bir hale gelir. Bu da penisin vajinal penetrasyonu sırasında nisbeten esnek bir yapısı olan kızlık zarı deliğinden kolaylıkla geçmesini sağlar.
Cinsel ilişki yaşamak isteyen çiftlerden, 30'lu yaşta olanlar haftada 2 kez, 40'lı yaştakiler haftada 1 kez, 50'li yaştakiler 15 günde bir kez, 60 ve üzeri yaş grubundakiler ise ayda bir kez ilişkiye girmeliler.
Çocuk ve yaşlılar kan bağışı için uygun vericiler değildirler. Bu nedenle yalnızca 18-65 yaş aralığındaki sağlıklı bireyler kan verebilir. Hayatında ilk kez kan verecek bir bireyin ise 60 yaşını doldurmamış olması gerekir. Ayrıca vücut ağırlığı 50 kg altında olan kişilerden de kan bağışı kabul edilmez.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri