Hayran olmak bir kişi beğenmek ve takdir etmek anlamına gelen bir deyimdir.
Hayranlık duymak deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
Hayran etmek (bırakmak) deyimi de Türkçede yaygın olan deyimlerden birisi olarak öne çıkar.
12. yüzyıldan beri kullanılan hayran kelimesi hayret sözcüğünden türetilmiştir. Hayret, bir olay ya da manzara karşısında şaşırıp kalmak demektir. Hayran kelimesinin ilk anlamı ise şaşkındır. Ancak bu kelime günümüzde daha çok birini ya da bir şeyi çok fazla beğenen manasında kullanılır.
Hayran (Arapça: ḥayrān) ya da fan, bir eseri ya da ünlüyü çok beğenen, hayranlık duyan kimse.
İlgili 35 soru bulundu
akıllara durgunluk vermek: Hayranlık uyandırmak (TDK ADS, ET: 01.04.2016). TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü'nde tek anlamı, hayranlık uyandırmak olarak verilen deyimin, henüz sözlükte yer almayan, olumsuz anlamda şaşkınlık uyandırmak, şaşırmak anlamı nadir de olsa karşılaşılabilen anlamlarındandır.
Hayranlık mükemmelliği içeren bir duygunun etkisidir.
Bazen başkalarına hayranlık duymak, onunla vakit geçirmekten keyif almak sevgi olarak açıklanır. Aşk ise çok daha derin, daha yoğun ve fiziksel yakınlık, temas için güçlü bir arzu içeren bir durumdur.
Narsistik kişilik bozukluğunda kişiler kendilerine aşırı güvenir, kendilerine hayran olur ve sürekli kendilerini ön plana çıkaracak durumların içinde bulunmak ister. Aynı şekilde çevresindeki kişilerin de kendisini sürekli olarak övmesini ve hayran olmasını isterler.
fan olarakda karsimiza cikan, epeydir moda olan bir tutku.
Deyimler, atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin tümü ya da bazıları değiştirilip yerine -aynı anlamda da olsa- başka sözcükler konulamaz veya söz dizimleri değiştirilemez. Örneğin; kabak tadı vermek yerine kabak kokusu vermek denemeyeceği gibi, ağır başlı yerine de başı ağır kullanılmaz.
Deyim, dil biliminde, kavramları, durumları hoşa giden bir anlatımla ya da özel bir yapı veya söz dizimi içinde belirten ve çoğunlukla gerçek anlamlarından ayrı anlamlara gelen sözcüklerden oluşan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da cümledir.
Deyimler, tarihin bilinen veya bilinmeyen bir döneminde, genellikle mecazlaşarak halkımız tarafından benimsenmiş, kalıplaşmış söz öbeklerinden oluşmaktadır. Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve nesilden nesile aktarılarak halka mal olmuş, öğüt verici nitelikte sözlere ise atasözü denmektedir.
Bu ifade genellikle ilişkilerde bir tarafın diğer tarafa gösterdiği ilginin karşılığını alamadığı durumlar için kullanılırken, geniş anlamda herhangi birine yapılan iyiliğin ya da jestin takdir edilmemesi durumlarında da kullanılabilir.
Canı sıkılmak deyimi iki farklı duyguyu anlatmak için kullanılan bir deyimdir. Deyimin ilk anlamı bir meşgale ile uğraşmamak ve boş kalmaktır. Sinirlenmek ve hüzünlenmek anlamında da kullanılır.
Deyim. [1] Pek çok iş arasında boğulup kalmak.
genellike, öküzün trene bakmasi gibi bir hal sergilense de kimi zaman, hayran hayran bakmak bakilan kisiye - seye, ve onun varligina karsi sergilenebilecek en büyük saygi durusudur özünde..
Narsist, kendini beğenmiş veya kibirli davranan birini tanımlamaktadır. Ancak narsisizm veya narsisistik kişilik bozukluğu aslında ciddi bir durumdur.
Narsist, şişirilmiş bir benlik imajı olan, hemen her alanda kendini diğer insanlardan daha yeterli ve güçlü gören, empatiden yoksun, başkalarını aşağılayan ve ezen, kibirli davranışlar sergileyen, başkalarının duygularını önemsemeyen, onları manipüle eden, arka planda ise kendini eksik ve yetersiz gören kişi demektir.
Norepinefrinin etkileri beynin farklı bölgelerine göre değişmekle birlikte kişinin neşeli olması, kendini aşırı derecede enerjik hissetmesi, uzun süre uyanık kalması ve iştahsızlık gibi etkileri vardır ki bunların hepsi de âşıklarda gözlenen davranışlardır.
Aşık olma dürtüsü, bireyin duygusal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkar. Aşk, bireyin hayatta anlam bulmasına, duygusal tatmin sağlamasına ve psikolojik sağlığını olumlu yönde etkilemesine yardımcı olabilir.
Aşkta güven, aidiyet, coşku söz konusudur, takıntılı ilişkide ise bir diğerinin hayatını işgal etme, güvensizlik, kendi ihtiyacını ön planda tutma ve onu yok sayma gibi duygular ön plandadır. Aşkta sevgi, sevecenlik, paylaşım ön planda iken, takıntılı ilişkide öfke, korku ve sonucunda şiddet ön planda olabilir.
Greenberg, doğuştan getirdiğimiz 7 tane temel duygumuz olduğunu belirtmektedir. Bu 7 temel duygunun amacı bizi hayatta tutmaktır. Bunlar: Korku, üzüntü, öfke, tiksinti, utanç, coşku ve şaşkınlıktır.
Bu çalışmada üzerinde durulacak temel duygu kavramları: öfke, tiksinti, nefret, korku, üzüntü, arzu, aşk, mutluluk ve sevinç biçimindedir.
Duyguları temel ve karmaşık olmak üzere iki gruba ayırmak mümkündür. Temel duygular korku, üzüntü, öfke, mutluluk iken; karmaşık duygular kişinin olaylara bakış açısıyla beraber değerlendirdiği düşüncelerin bileşiminden oluşan yetersizlik, hayal kırıklığı, küçümsenme gibi duygulardır.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2024 Usta Yemek Tarifleri