Milli Mücadele'nin yürütülmesi görevini üstlenen Büyük Millet Meclisi'nin açılması sonrası oluşturulan İstida (Arzuhal, Dilekçe) Encümeni, olağanüstü durumlarda dahi dilekçe hakkının saklı kaldığının ve iyi yönetim ilkelerinin ye- rine getirilmeye çalışıldığının bir göstergesi olmuştur.
İstida, dua kelimesinden türetilmiştir. Dua, Allah'a yakarmak, mağfiret dilemek ve bir şeyin olmasını istemektir. Resmi makamlara sunulan dilekçelere ise istida denir.
İdarenin duraksama yaşadığı konularda Danıştayın düşüncesine başvurması ve verilen bu düşünce ile bağlı olmaması yoluna istişari düşünce denilmektedir.
İSTİNKÂF. (ﺍﺳﺘﻨﻜﺎﻒ) i. (Ar. nekef “bir şeyden çekinmek”ten istinkāf) Geri durup kabul etmeme, kaçınma, imtinâ: Kızın teklîf-i izdivaçtan o derece istinkâfı hakkında… (Nâmık Kemal). Herkese bana ittibâı tavsiye etmekte olduğun halde kendin niçin ittibâdan istinkâf ediyorsun? (Muallim Nâci).
İstihlâk, bir maddenin diğer madde içerisinde kaybolması ve bunun neticesinde elde edilen necis veya temiz olmayı ifade ederken, istihâle bir maddenin tek başına olduğu halden başka bir hale dönüşümünü ifade etmektedir.
İlgili 22 soru bulundu
kendine yarar sağlamak, faydalanmak, istifade etmek.
İstinsah kelimesinin sözlük anlamı, eskimiş bir şeye bakarak aynısını yazma manasında kullanılmaktadır. Türk dil kurumuna göre ise istinsah bir eserin veya metinin kopyasını çıkarmak manasına gelmekte olan bir kelime olarak bilinmektedir.
herhangi bir resmi islemin icrasi icin yetkili makamdan izin veya yetki istemek.
İSTİÂNE. (ﺍﺳﺘﻌﺎﻧﻪ) i. (Ar. 'avn > i'āne “yardım etmek”ten isti'āne) Yardım isteme: Zehrinden istiâneye geldim bu şeb yine (Cenap Şahâbeddin).
ѻ İstinga etmek: Yelkenleri toplamak.
Istihsal etmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: elde etmek. üretmek.
İstinsah, bir kitabın ya da yazılı bir metnin kopyasını çıkarmaktır. Arapça nesh kökünden türemiştir. Bu işi yapanlara kâtib, verrâk, nâsih, nessâh, müstensih gibi adlar verilmiştir.
İSTİHLÂK. (ﺍﺳﺘﻬﻼﻙ) i. (Ar. helāk'ten istihlāk) Kullanmak sûretiyle tüketme, sarfetme, tüketim: İstanbul'da imparatorluk dâhilindeki halk istihlâk ile paranın kısm-ı âzamının açıktan hârice akıtıyordu (Yahyâ Kemal). İstihlâkât (ﺍﺳﺘﻬﻼﻛﺎﺕ) i. (Ar. çoğul eki -āt ile) İstihlâk edilen şeyler, harcamalar.
''Redd'' kökünden türetilmiş olan istirdat sözcüğü dilimize Arapçadan geçmiştir. Redd kelimesi bir şeyi sahibine iade etmek ve geri ödemek anlamına gelir. İstidat ise ödenen miktarı misliyle geri almak demektir. Bu kelime hukukta terim anlamında kullanılır.
Dilimize Arapçadan geçen zafiyet kelimesi za'f sözcüğünden türetilmiştir. Za'f güçten düşmek ve dermansız kalmak anlamına gelirken zafiyet kelimesi, zayıflık demektir. Zayıf ve güçsüz kişilere zafi denir. Bu kelimenin fiil hali ''zafiyet geçirmek'' şeklinde yazılır.
Bidayet, TDK sözlük anlamı başlama ya da başlangıç demektir.
Geçmişteki bir borcun, günümüz koşullarında değerlendirilerek tahsil olunması demektir. Borç itfasında genelde borcun önemli bir kısmından vazgeçilir, asıl borçtan daha düşük tutarda ödeme kabul edilir. Ya da bunun yerine borç, uzun vadelere ve küçük miktarlara bölünür. Yani borcu yapılandırma olayı gerçekleşir.
Istibat etmek TDK sözlük anlamı şu şekildedir: uzaksamak, ıraksamak.
Bir kişinin ücret karşılığında nitelikleri önceden belirlenmiş bir eseri imal etmesi için yapılan sözleşme anlamında fıkıh terimi. Peşin bedelle veresiye mal değişimini konu edinen satım türü. En yaygın hukukî işlemi ve borç kaynağını ifade eden bir hukuk terimi.
(ﺍﺳﺘﻜﺮﺍﻩ) i. (Ar. kerh “iğrenmek, tiksinmek”ten istikrāh) İğrenme, tiksinme: Burada yetişenler artık şarka, şark hayâtına bir istikrah ile bakarlar (Hâlit Z. Uşaklıgil).
Bir hadis kitabındaki rivayetleri daha farklı isnadlarla toplayan hadis kitabı türü. Bu form aracılığıyla, sadece OSMANLILAR//8-mali-yapi maddesi ile alakalı mesajların iletilmesi rica olunur.
İstinsah varakası nüfus gibi kayıt tutar. Yani tapu sahibinin eşi, çocukları bu kayıt da yazılıdır. faydalı olur. 5-Tüketici heyetlerine e devlet üzerinden başvurulabilir.
Şairin bir ve daha çok mısra alıntı yapması mânasında tazmin türü.
Finans alanında İstikraz, bir veya daha fazla kişi veya kuruluşlar tarafından diğer kişilere, kuruluşlara borç para vermektir. Alıcı (yani, borçlu) bir borca girer ve genellikle faiz ödemekle yükümlüdür. Borç geri ödenene kadar ve ödünç alınan anapara tutarını geri ödeyecektir.
Hasretmek, bir yere ayırmak, bir yerde toplamak manasına gelirken inhisar, belli bir yerde ya da bir kişinin elinde toplanmış olan demektir.
Benzer sorularSıkça sorulan sorular
DuyuruReklam alanı
Popüler SorularSıkça sorulan sorular
© 2009-2025 Usta Yemek Tarifleri